Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

Avrupa Konseyi, insan haklarının tüm demokratik toplum-lar için evrensel, bölünmez ve esas olduğuna inanır.
Konsey, İnsan Haklarını:
Etkili denetim ve koruma mekanizmaları ile bireylerin sivil ve siyasal özgürlükleri, sosyal, ekonomik ve kültürel haklarına saygıyı güvence altına alarak Avrupa Birliği'ni güçlendirmek;
?İnsan haklarına yönelik yeni tehditleri tanımlamak ve;
?Meslek grupları, okullar ve üniversitelerde insan hakları eğitimini geliştirmek ve kamuoyu bilincini oluşturmak suretiyle korumaya çalışır.
Avrupa Konseyi'ne üye ülkeler, geçen 50 yıllık süre zarfında bu hakları, dört temel belgede toplamışlardır. Bunlar arasında en önde gelenler şunlardır:
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)
AİHS, Avrupa Konseyi'ne üye ülkelerin yasal yetkisi altında bulunanların belirli insan hakları ve temel özgürlük-lerini güvence altına alan uluslararası bir antlaşmadır.
Sözkonusu Antlaşma 4 Kasım 1950 yılında Roma'da imzalanmış ve 1953 yılında yürürlüğe girmiştir. Sözleşme ile güvence altına alınan hakların uygulanmasını denetleyecek iki ayrı bağımsız organ kurulmuştur:
Avrupa İnsan Hakları Komisyonu (1954) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi( 1959).
Büyüyen yeni Avrupa'nın karşılaştığı sorunlara çözüm bulabilmek için, 1959 Viyana Zirvesi'nde iki aşamalı eski sistemin yerine yeni bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kurulması kararlaştırılmıştır.
Yeni Mahkeme, Avrupa Konseyi'nin bir organı olarak, 1 Kasım 1998'de Strasbourg'da kurulmuştur.

Sözleşme Hangi Hakları Güvence Altına almaktadır?
Sözleşme ve sözleşmeye ek protokoller şu hakları güvence altına alır:
· Bireyin yaşama, özgürlük ve güvenlik hakkı;
· Hukuk ve ceza işlerinde adil yargı hakkı;
· Seçme ve seçilme hakkı;
· Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü;
· Medya dahil ifade özgürlüğü hakkı;
· Mülkiyet hakkı.

Neler Yasaklanmıştır?
· İşkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele ve cezayı;
· Ölüm cezasını;
· Sözleşme'nin güvence altına aldığı hak ve özgürlüklerin kullanımında ayırımcılık yapılmasını;
· Devletin kendi vatandaşını sınır dışı etmesini veya ülkeye girişinin engellemesini;
· Yabancıların toplu halde sınır dışı edilmesini.

Sözleşme Neden Bu Kadar Önemlidir?
AİHS, 1948 yılında Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kabul edilen Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi'nde ifadesini bulan hak ve özgürlüklerin bir bölümünü korumak için atılan ilk başarılı girişimdir.
Özellikle Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi dahil olmak üzere dünyadaki diğer insan hakları sistemleri için bir model oluşturmuştur.
Başta medeni ve siyasal haklar olmak üzere, temel hak ve özgürlüklere saygılı olmalarını sağlayan Avrupa'daki sürekli ve bağımsız tek kontrol mekanizmasıdır.
Sözleşme'nin önemi sadece sağladığı hakların genişliğiyle sınırlı olmayıp aynı zamanda yapılan şikayetleri çözmek, uygulamaları denetlemek ve Sözleşme`nin yüklediği sorumlulukları gerçekleştirmek için Strasbourg'da kurulan koruma mekanizması olmasındadır.
Taraf devletler, yasal yetkileri altına bulunan her şahsın, cinsiyet, ırk, milliyet ve kökenine bakılmaksızın AİHS ile koruma altına alınan insan hakları ve özgürlüklerden yararlanmasını sağlamakla yükümlüdürler.

Sistem Nasıl Çalışır?
Sistem, ilk planda ulusal düzeyde çalışılmalıdır. Her üye ülke, yasal etkisi altında bulunan her bireyin bu haklardan yararlanmasını sağlamalıdır.
Sözkonusu ilk teminatın gerçekleşmediği durumlarda, her birey, bazı koşullara bağlı olmak üzere AİHM'e başvurabilir. Devletler de diğer devletler aleyhinde dava açabilir.
Mahkeme kararları bütün taraf ülkeler için bağlayıcıdır. Merkezi Strasbourg'da bulunan Mahkeme, başvuru aşamasından karar alınmasına kadar davanın bütün aşamalarını yürütür.
Avrupa Konseyi Parlamenter Assamblesi tarafından seçilen hakimler tamamen bağımsızdırlar. Mahkemeye yapılan başvurular, kabul edilirliklerine karar verilmesi için öncelikle üç kişilik bir hakim heyeti tarafından incelenir.
Bir davanın kabul edilebilmesi için; şikayetçi, aleyhine da-va açtığı ülkede bütün hukuki yolları tükettiğini ispatlamalıdır. Başvuru, dava edilen ülke mahkemelerinin ya da yetkili organlarının nihai kararından sonraki ilk altı ay içerisinde yapılmalıdır. Mesnetsiz yani ispatlanmayan davalar, bu aşamada hakim heyetinin oybirliği ile reddedilir.

Hangi Durumlarda Mahkemeye Başvurulabilir?
Şahıslar adı geçen Mahkemeye, sözleşmede yer alan bedeni cezalar, akıl hastalarını hapsetme, mahkum hakları, askeri ve meslek disiplini, dava muamelelerinin uzunluğu ve geçerliliği, telefon bağlantısı, homoseksüel faaliyetlerini düzenleyen kanunlar, basın özgürlüğü, çocukların gözaltına alınması, aile bütünlüğü ve yerinden-yurdundan edinme ile ilgili sorunlar, gibi geniş bir çerçevede başvurabilirler.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi?ne başvurabilmek için bazı hususların mutlaka yerine getirilmesi lazımdır. Bunların en önemlileri:
– İç hukuk yollarının tüketilmesi. Bundan amaç şikayet olunan husus hakkında ilgili mahkemeye başvurmuş olmak ve temyiz süresinin tamamlanmış olmasıdır.
– Konu hakkındaki dilekçe Türkçe olarak da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi?ne gönderilebilir. Ancak bu dilekçenin bir hukukçu tarafından yazılması tercih edilmelidir.
– İnsan Hakları ihlalinin, mutlaka Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi?nde belirtilen bireysel hak ve özgürlüklerden birinin veya birkaçının ihlali olması gerektiği unutulmamalıdır.

Davalara Nasıl Bakılmaktadır?
Bir başvuru mahkeme heyeti tarafından kabul edilir bulunduğunda, mahkeme iki tarafı dostane bir çözüm için teşvik etmeye çalışır. Tarafların dostane bir çözüme ulaşamamaları halinde duruşma başlar. Mahkeme yedi hakim ile toplanır, istisnai durumlarda ise 17 hakimden oluşan “Büyük Mahkeme” kurulur.
Dava açık mahkemede görüşülür. Karar, bir üst mahkeme veya temyiz mahkemesine götürülemez. Mahkeme nihai kararları alıp, ilgili devlet için bağlayıcıdır. Mahkeme, ilgili devleti, davacıya tazminat ödemekle ve mahkeme tarafından tespit edilen ihlaller ve benzerlerini bir daha işlememekle yükümlü kılar.

Yaptırımlar Nasıl Yerine Getirilir?
Mahkeme kararları gereğince, yeni ihlallerin engellenmesi amacıyla devletlerin ( yasa değişikliği, dava hukuku kuralları veya uygulamaları, yeni cezaevlerini inşa etme, veya yeni hakimler atama gibi) önlemler alıp almadıklarını kontrol etmek Bakanlar Komitesi'nin görevidir.
Komite, Mahkeme tarafından belirlenen tazminatın davacı-ya ödenmesini sağlayan organdır. Hatta Davayı yeniden açma, yasak ve hacizi kaldırma, polis kayıtlarını ortadan kaldırma ve ikamet garantisi verme, gibi hallerde, ve bazı durumlarda, tazminatın ödenmesini sağlamak için somut bazı adımların atılmasını sağlar.
Davacı, yeterince tazminat almadığını düşündüğü hallerde Bakanlar Komitesi`ne başvurabilir.

Diğer Üç Temel Belge
Avrupa Sosyal Şartı, sosyal ve ekonomik hakların korunması alanında AİHS`ni tamamlayıcı bir belgedir. Sosyal Şart, çalışma hakkı, meslek eğitimi hakkı, uygun maaş ve çalışma ortamı, sendika üyeliği, sosyal ve tıbbi yardım ve sosyal güvenlik gibi hakları güvence altına alır. 1996'da gözden geçirilen Sosyal Şart, kadınların eşitliği prensibini güçlendirmiş ve elverişli konut hakkı gibi diğer alanlarda da haklar tanımıştır. Şartın uygulanması uluslararası denetime tabidir.
İşkence ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele ve Cezayı Önleme Avrupa Sözleşmesi, işkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muameleye maruz kalabilecek mahkumlar ve gözaltına alınan şahıslar için ilave bir koruma sağlar. Bu amaçla kurulacak bir komite, kamu makamları tarafından şahısları gözaltında bulundurulduğu hapishane, gençler için islahane, polis karakolları, askeri kışlalar, psikiyatri hasta-neleri gibi yerleri ziyaret etme yetkisine sahiptir. Komite, tutuklulara nasıl muamele edildiğini değerlendirmek ve on-ların korumalarını sağlamak amacıyla uygun yollan araştırır.
Ulusal Azınlıkları Koruma Çerçeve Sözleşmesi, ulusal azınlıkların haklarını koruyan ve yasal olarak bağlayıcılığı olan çok taraflı ilk belgedir. Sözleşme, ulusal kurumlar ve politikalar yoluyla uygulanır. Sözleşme, imzacı devletlerin saygı göstermeleri gereken prensipleri belirlemektedir. Kanun önünde eşitlik, kültür, dil, din, gelenek ve kimliklerini koruma ve geliştirmek için uygun koşulların teşvik edilmesi, medyaya ulaşmalarını sağlamak, diğer ülkelerde meşru olarak ikamet edenlerle sınır ötesi serbest ve barışçı temasın kurulması alınan prensipler arasındadır.
Sözleşme'nin denetim mekanizması ise; uzmanlardan oluşan bir danışma komitesi ile desteklenen Bakanlar Komitesi, sözleşmenin uygulanmasını değerlendirme yetkisine sahiptir.

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Alanında Başka Neler Yapmaktadır?
Irkçılık ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu, Avrupa Konseyi'ne üye bütün ülkelerde ırkçılık, ayrımcılık, Yahudi düşmanlığı ve hoşgörüsüzlükle mücadele etmeye öncülük etmekte ve bunlara karşı yasal ve siyasal korumayı güçlendirmek için çalışmaktadır. Bu çerçevede mevcut ulusal ve uluslararası önlemlerin etkinliğini değerlendirmekte ve bunların güçlendirilmesi için öneriler sunmaktadır.
Kadın-Erkek eşitliğini güçlendirmek, insan haklarının temi-natının ayrılmaz bir parçasıdır. Avrupa Konseyi cinsel sömürü amacı ile yapılan kadın kaçırma olaylarına son vermek, kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmak, siyaset ve toplumsal hayatın her alanında cinsel eşitliği sağlamak amacıyla çeşitli girişimlerde bulunmaktadır.
İfade özgürlüğü, demokratik toplumun temel taşıdır. AİHS`nin belirlediği temel hak ve özgürlüklere yasal koruma sağlamanın yanında Avrupa Konseyi'nin medya ile ilgili çalışmaları, ifade ve enformasyon özgürlüğünü genişletmek ve bu özgürlüklerden yararlanmak için yasal uyum ve siyasi araçları geliştirme amacına yöneliktir. Medya ve kamu çalışanları için enformasyon ve eğitim faaliyetlerini sağlamak bu çalışmanın bir parçasıdır.

İnsan Hakları Komiseri
İnsan Hakları Komiseri ofisi 1999`da kurulmuştur. Komiser, üye ülkelerde insan hakları eğitimi ve bilincini artırmakla yükümlüdür. Bunun yanında, AİHS ve Konsey'in tavsiyeleri ile Bakanlar Komitesi'nin kararlarına üye ülkelerin tam ve etkili bir şekilde saygı göstermelerini sağlamakla da yükümlüdür. Komiserin yasal bir yaptırım gücü bulunmamaktadır. Ancak insan haklarını korumak ve bu alanda ihlalleri engellemek için devletlere enformasyon sağlar ve gerektiğinde tavsiyelerde bulunabilir.