At Kız

1964-1968 yılları arasında “Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanlığını”, profesör ünvanını 1977 de aldı.1977 de “Cüzamla savaş derneğini kuran ve Uluslararası Gandi Ödülünü de cüzamla savaş mücadelesi sayesinde alan Saylan, Dermatopatoloji Laboratuarının, Behçet Hastalığı ve Cinsel İlişkiyle Bulaşan Hastalıklar Polikliniklerinin kurulmasına öncülük etti ve ayrıca Ulusal Lepra(Cüzam) Kontrol Programını koordinatörü olarak proje, planlama ve uygulamalarını gerçekleştirdi. 
Devrim yasalarını ve laik düzeni koruyup geliştirmek amacıyla kurduğu Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinin kurucularından ve genel başkanlığını yürüten bu büyük bilim kadını, 1990'da oluşturulan “İÜ Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi”nin kuruluşunda görev aldı ve 1996'ya kadar Müdür Yardımcılığı ile Kadın Sağlığı derslerinin koordinatörlüğünü yaptı. 1995'de mezun olduğu lise için oluşturulan Kandilli Kız Lisesi Kültür ve Eğitim Vakfı'nın (KANKEV) kurucusu ve başkanlığını yapan Saylan, İstanbul Tabip Odası ve Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfının da üyeliğini yaptı.
Son olarak Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) tarafından, cüzzam ve eğitim alanındaki çalışmaları nedeniyle “Fahri Doktora” unvanına da layık görülmüştü, fakat hastalığı nedeniyle ödül törenine katılamamıştı… * * *
İşte onun hayatının kısacık özeti…
Bir ömre ne kadar da asil görevler sığdırmış.
Ne çok alanda öncülük etmiş!Ne kadar çok kendi alanı dışında görev almış, görevlerini başarıyla yerine getirmiş.Sadece kendi alanıyla yetinmemiş, başka sahalarda da yürümüş hatta koşmuş.
İlk gençlik yıllarındaki “at kız” lakabının sonraki yıllarda hakkını vermiş, koşmuş, koşmuş…
Yorulmak nedir bilmeden.
* * *
O’nu en son Fazıl Say’ın Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği yararına verdiği konserde izledim.
Her şeye rağmen ayakta dimdik duruyordu ya da öyle görünüyordu.
Ölüm haberi şok yaratmadı desem doğru söylemiş olurum zaten çok rahatsız olduğunu biliyorduk.
Ama yaşamının son döneminde yaşadıkları, yaşadığı haksızlıklar ölümünün acı haberini daha derinden duymamıza sebep oldu.Biliyorsunuz “Ergenekon Örgütüne” üye olmakla suçlandı.
Kendisi ne kadar yansıtmasa da bu olay onu son derece üzmüştü.Kırgın ve üzgün ayrıldı.
Ama kesinlikle umutsuz değil.
Asla vazgeçmeyen ve asla yılmayan bir kadın örneği vermemi isteseler vereceğim ilk örnek.
Örnek bir kişilik, gerçek bir bilim kadını.
Kafası hurafelere kapalı, mücadele azmi ve yaşam aşkıyla dolu bu muhteşem bilim kadını yaptığı vasiyetle de örnek olmayı başardı.ÇYDD yöneticilerinden istediği şeyler "Kız öğrenci sayısının 36 binden 100 bine çıkarılması, Türkiye'deki her köye bir okul yapılması ve her kasabada kız öğrenci yurdu yapılması"
Bir insan ölürken bile bunları isteyerek yaşamdan ayrılıyorsa, mücadeleyi son nefesine kadar vermiş demektir.Aslında devletin görevine giren bir sahada bir kadının yorulmak bilmez eğitim mücadelesi.Ne kadar övünsek az kalır.
* * *
Yapacağım ilk iş çocukluk yıllarını anlattığı “At Kız” kitabını alıp okumak.
Sonra yazdığı diğer eserleri.Işığı yansısın diye.
Hedeflerini benimsemek ve bayrağı kaldığı yerden devralmak meşaleyi sonsuza taşımak.
Ki hedefi hepimizin hedefi olmalı.
Nur içinde yatsın.Mücadelesi ve hayatı hepimize örnek olsun.
* * *
Ergenekon davası ile ilişkilendirilmek bile gözünü korkutmadı.
Kendinden bu kadar emin az insan gördüm bir de oydu.
Yaşasaydı onun da mücadelesini yılmadan verirdi.
Ama böyle bir insanı böyle bir suçla suçlamaya kalkmak, ülkemizin yargı ve siyasi tarihine
ilginç bir örnek olarak yazılacak.Ömrümüz elverirse davanın sonucunda görürüz bunları…
Ruhu şad olsun.