Aşk * Pablo Neruda

Bunca gün, ah, bunca gün

görmeyi seni böyle kırılgan, böyle yakın,
nasıl öderim, neyle öderim?

Uyandı kana susamış
ilkbaharı koruların,
çıkıyor tilkiler
inlerinden
çiylerini içiyor yılanlar,
ve ben gidiyorum seninle
yapraklarda
çamlar ve sessizlik arasında,
sorarark kendime nasıl, ne
zaman
ödeyeceğim diye şu bahtımı

Bütün gördüklerim içinde
yalnız
sensin hep görmek istediğim
dokunduğum her şey içinde
senin tenindir hep
dokunmak istediğim:
seviyorum senin portakal kahkahanı
hoşlanıyorum
uykudaki görüntünden

Ne yapmalıyım, sevgilim, sevdiceğim
bilmiyorum
nasıl sever başkaları
eskiden nasıl severlerdi,
yaşıyorum, bakarak,
severek seni,
aşk tabiatımdır benim

Her ikindi daha da hoşuma
gidiyorsun.

Nerde o? Hep bunu soruyorum
kaybolduğunda gözlerin

Ne kadar geç kaldı! Düşünüp inciniyorum,
yoksul, aptal, kasvetli
duyuyorum kendimi
geliyorsun sen, bir esintisin
şeftali ağaçlarından
uçan.

Bu yüzden seviyorum seni, bu yüzden değil
o kadar neden var
ki, o kadar az,
böyle olmalı aşk
kuşatan, genel
üzgün, müthiş,

bayraklarda donanmış, yaslı,
yıldızlar gibi çiçek açan,
bir öpüş
kadar ölçüsüz.