Albertus Magnus ( 1207 – 1280 )

Dominiken tarikatına girmiş ve Aristoteles?i ve Farabi, İbn-i Sina, İbn-i Rüşd ve İbn-i Tufeyl gibi Müslüman filozofların Aristoteles felsefesine ilişkin yorumlarını öğrenmiştir; daha sonra bu yorumlara dayanarak Hristiyan inançlarıyla bağdaşabilecek yeni yorumlar getirmiştir. Felsefe sorunlarını akılla çözmeye çalışırken Kutsal Kitap?la çatışmamaya ve dolayısıyla inançla çelişmemeye büyük bir özen göstermiş ve bu yaklaşımıyla öğrencisi Thomas Aquinas?ı fazlasıyla etkilemiştir. Albertus?un Platon?dan çok Aristoteles felsefesini seçmiş olması tesadüf değildir ve bu seçimi, özellikle İbn-i Rüşd gibi müslüman filozofların etkisi ile açıklanmıştır.
Albertus Magnus?a göre, biri akıl ve öbürü ise inanç için doğru olan ve birbirleriyle çelişen iki doğru yoktur; gerçekten doğru olan her şey, büyük bir uyum içinde birleşmiştir.
Albertus Magnus birçok bilimle ilgilendiği için Evrensel Bilgin lakabıyla tanınır, kimya alanında da çalışmıştır, nitrik asidin madenler üzerindeki etkisi ve altının arıtılması gibi kimyevi konuları incelemiştir. Astronomi ve biyolojiyle de ilgilenmiştir.
Biyoloji alanındaki çalışmalarında kelime kelime Aristoteles?in Arapça çevirilerini izlemiş ve bunlar üzerinde yorumlar yapmıştır. Kendisine özgü gözlemler ve saptamalarda bulunmuştur. Hayvanlar Hakkında adlı eserinde kuş ve balıkların kan damarlarının dağılımı konusunda Aristoteles?in verdiği bilgilerden ayrılmıştır. Yumurtadan itibaren embriyonun gelişmesini anlatırken, organların sırasıyla nasıl şekillendiğini, göbek kordonu denen yapının yerini gelişim süreci içinde hangi damarın aldığını açık şekilde anlatmıştır.
Bitkiler Hakkında adlı eserinde bitkilerle de ilgilenmiş ve ana çizgileriyle bitkiler üzerinde betimlemeler yapmıştır. Bir ara İtalya?a giden Albertus, orada portakal ağacını görmüş, bundan çok etkilenmiş ve özellikle portakal yapraklarını ayrıntılı bir biçimde tanıtmıştır.