Ahmet Zeki Muslu * Yanıtsız Kalan Bir Soru

zaman, saatli maarif takvimi dönemi
babam fiyakalı bir fotoğraf duvarda
annemin saçları beline iniyor hâlâ
köyden kente göç başlamamış daha

sarıot kavruluyor meşe közünde
iğde ve kekik kokuyor köyün sokakları
ninem seferberlik günlerini anlatır
ayın tutulduğu göğe silah sıkılan gecelerde

ellerinde bir mızraklı ilmihalle cenge çıkan
hayber kalesini, tüm Arap çöllerini fetheden
ve boğaz harbinde ölen askerlere dûa okur
inancına göre ağlardı arkalarından

anam duyarlı ve içine kapanık kadındı
sokakta vurulan bütün gençleri
sanki kendisi doğurmuş gibi
gözlerini başörtüsünün ucuna siler, ağlardı

dedem hâlâ Osmanlı ve eski zeybek
uykularını bir bıçak gibi böler gençlik günleri
“aç ölen peygamber var mı a oğlum” derdi
“yoksulluk kaç bin yıldır gündemdeyken”