Cellat * Ahmet Erhan

Sanırım bitiyor artıkBu serüven, bu yaşamEski bir dost kılığındaVe dönüp bakmadan Dört yönden, aynı andaVuruyor rüzgarlarBöyle ayakta durabiliyorum ancakPoyraz, lodos, karayel Şiirler okuyorumYatağında uyuyan oğlumaO bir su damlası gibiGülüyor katılırcasına Artık çok geçYağmurun izini sürmek içinGençliğimin solduğu sokaklardaAğır ağır ip sıkıyor cellatUyanıyorumKendi elim boynumda…

Buluşma * Ahmet Erhan

Hiçlik'te bulaşalım sevgilim, oturup konuşalımDört yanımız dizboyu insanYağmurdan bile usanalımYağmurla sevişirken Bende inanmaların çağı geçtiSende sanki ilkbaharBizimkisi karşıtların birliğiBöyle sevgili olunur herhal Nihilist bir otobiyografiBuldum iç cebime astımBen de bir kelimeyim ölümün dağarcığındaTürkiye benim yurdum Hiçlik'te buluşalım, öpüşürken göz kırpalımBaşağrısı çekelim üç gün üç geceYalnızlığın…

Boğulmak * Ahmet Erhan

Boğulmak benim hünerimdirYağmurlara uzak o topraklardaDe ki öldü bu adamHalk diktatörlüğünün birinci yılında Boğulmak benim hünerimdirSu geçirmez şemsiyeler gibi kollarımı açıp daYeni geldim, kurundum, şöyle ne oldumO mel'un yalnızlığın çorak sayfasında Kendimi koşuya saldığım bir mevsimdirYağmur beni kovalar, ben yüzümü yıkarımKirliyim, arınmam, üç beş kadeh…

Blues * Ahmet Erhan

Yağmurdan kaçarken taşa tutuldumDönüp bakamadım bileŞimdi kendi içine yağan bir bulutumKağıtlar yeşeriyor toprak yerine Saçlarımı uzattım, aynayı kırdımDeri ceketimi çıkardım sandıktanCebimde 20 yıl önceki sevgilimin resmiO mu büyüdü, ben mi yaşlandım? Gümüş tabakamı, köstekli saatimiBir blues ritmiyle kullanıyorumHer sabah yeniden uyansam daNaftalinli bir gençlik bu…

Bir Resim Olarak * Ahmet Erhan

Önceden bir tutam hüzündüm-işte nasıl bilirsenAyaklarımı savurur da sonra toplardım sokaklardan evlereAkşam olurdu;eşiklerde durur boyası dökük kapıları aralardımAklımda binlerce kitap adı ve binlerce şiirle. Eski püskü bir resim olarak kimliğimde taşıyorumşimdi çocukluğuCeplerimde papatyaları unutmaktan sanık ellerimBir ırmağın kaynağında dinelip,denize kavuşmayıdüşlüyorum gün boyuKulaklarımda uğultusu motor seslerinin….

Olgunluk * Turgay Fişekçi

Güneşin altındaKara toprağın üzerindeOlgun bir domates gibiyim.Güneş kokuyor bedenimÇıplak ayaklarım topraktaHep burdaymışlar gibi yerleşik.Güneş ve toprakla beslenir yıllardırEn güzel meyvesine hazırlanan dilim

Yitik Bahar * Turgay Fişekçi

Hayat , kar altında kalan baharÇiçekleri üzerinde ölüyor en bereketli ağaçlarÜretkenlik dört duvar arasındaKar yağıyor bahar dallarınaÜç bin yıllık hayatın bilgesiSevene acı veren , bedeni bal ülkeIşıklarının ardından solup gidiyor insanlarKar yağıyor güneşli kirpiklerineYalnız sevda ve kocalma hüznünü yakıştıran ozanKarşında bir sigara içip ölebilirdikİlk sen…

İlk Günün Ardından * Turgay Fişekçi

MutluyumOturduğun semtiEv arkadaşını öğrenmektenYaşınıİşleriniOkulunuZamanı nasıl geçirdiğiniHepsi düşündüğüm gibi çıktıUzaktan güzel bir çiçektinYanına geldimÇiçekten bir insan gördümYüzündeki beyazlıkBahar sabahlarının ıslakçiğiDoğduğun kentin dağlarındaydı o saflıkÇamların dibinde açmış fulyaların yüzündeBir de sende gördümGözlerinin derin göller gibi durduğuTemizBeyazO insan yüzündeMutluyumBir saat karşında durupYüzüne bakabildiğimeHayatta tek isteğim buyduMutluyum seni sevdiğime.

İnsanlık * Turgay Fişekçi

Çok kadınlı olmak gibi çok kentli olmak daVarsıl bir duygunun yükselipRüzgârda bir bayrak heyecanıToprak veriminin insan mutluluğuna dönüşmesi –Fısıltılar KöprüsüÖzlenen bir içkinin adıdır. Çok insanı sevmek gibi çok kenti sevmek deSokağa çıkarken 20 Nisan 1949'muş gibiPleyel Salonu'na Barış Kongresi'ne gider gibiBir insanda bir kenti sevmek…

Sonsuz ve Öbürü * Turgut Uyar

en değerli vakitlerinizi bana ayırdınızsağolunuz efendimgökyüzünün sonsuz olduğunu bana öğrettinizöğrendimyeryüzünün sonsuz olduğunu öğrettinizöğrendimhayatın sonsuz olduğunu öğrettinizöğrendimzamanın boyutlarının sonsuzluğunuve havanın bazan kuşa döndüğünü öğrettinizöğrendim efendim ama sonsuz olmayan şeyleri öğretmedinizefendimbaskının zulmun kıyımın açlığınbir yerlere kıstırılıp kalmanın susturulmanınaşk mutluluğunun ve eski hesaplarınaritmetiğin bile bunları bulmayı bana bıraktınızsize…

Edirnekapı Üstüne Şiir * Turgut Uyar

İstanbul dediler mi benim aklıma,Vaiz sokağı gelir hemen.Edirnekapı gelir, evimiz gelirKöşebaşında duran bir güzel kız gelir.Biletçi zili çeker, tramvay dururBir manav, bir meyhane, iki akasyaKumrular geçer kilisenin çan kulesindenBeyaz bulutlar geçer…Burası Hasan Efendinin kahvesi Edirnekapıda,Bu taşçı Kemal, çocukluk arkadaşım.Bulutu Haliçten, rüzgarı BoğazdanBir baygın gün içindeyiz,…

Bir Garip Ölmüş Diyeler * Turgut Uyar

şöyle sessizce ölüp gitmeliyimbir yaz gecesi Gülhane parkında.şu hazin ömrü tamam etmeliyim.. geç saatlere kadar oturduğum,denize bakan bir sırasındakırık dökük hatıralar arasında. ne vasiyet, ne uzun boylu vedaölümüme hiç kimsenin aklı ermesingözlerim birdenbire kapanıversin. ne kimseye borcum, ne alacağımne birikmiş beş on kuruş cebimde.ne kimseyi…

Beklemiş Bir Paket Cigaranın Son Umuduna * Turgut Uyar

İşte suyumuzu kestiler ama masamda yine bir çiçekbir çiçeğin akşamı elbet bir çiçeğe benzeyecek nasıl güzel nasıl diri bir çiçekdipdiri adamlardan biri bir çiçek evet ben son ve kesin umuduyum bir paket cıgaranınbir köhne câmekanda sararmış alıp içmemi bekleyecek sonsuz bir camekândabaşlangıçsız bir çiçek alırım…

Atları Seven Bir Çocuk * Turgut Uyar

bir güneşlenmek yeri!… deniz. uzak anımsamalar!..?haziran bu yıl da geç geçecek, biliyorum.?sizin burnunuzda bir tütün kokusu, her yerinizdebir tütün kokusu,bay deniz kestanesi.ve uzaktaki şemsiyesi bir balmumu arısının… bir güneşlenmek yeri!…gazozlar hâlâ sıcak, hâlâ öğleden sonra ?ne iyi?demek hâlâ yakınmaya hakkım var.kelimeler soluk. bir şey mi…

Suya Varmak * Turgut Uyar

adile -mutluluğumu ancak en yerinde en anlamı tam en güzel sözler anlatırgeldin, sana göreyim al benial götür o terlerin o sıcakların dünyasınabüyük bitkileri hatırlayalım erhan -sensiz olamazdım zaten, biliyorsun adile- bunu öğrenmek büsbütün itiyor beni sanane mutlu bana, ne güzel bensiz olamadığın erhan -o zaman…

Ayrılıklardan * Turgut Uyar

böyle sessiz ayrılıklarda,her şey önceden belli olur.en güzel zamanında, aşkın ve hayatıninsan deli olur.. o, kadırga taraflarında bir evden çıkmıştır.masum bir yalanla -halama diye-gözleri pabuçlarında, mahcupellerine yapışmış gibidirharçlığından arttırıp aldığısevimli hediye.. ah, insan nasıl çıldırmaz nasılbir çaresizlik,bir umutsuzluk sarmış her yanı.aranızdan insanlar geçer.bulutlar geçer.o, kırmızı…

Tomris Uyar için Bir Şiir Kurma Çalışması * Turgut Uyar

seni sonsuz biçiminde buldum o biçimi almıştınsandviçlerle, kötü şehirle, terle başbaşa kalmıştın yürüdü üstüne herkesin neonu, herkesin babaannesiherkesin en eski olan kökü, en eski hanesi yeşili bozup suya çevirdin, akşamı sonsuz uzattınne buldunsa o akşama uygun, ne buldunsa ona kattın perdeler uzundu, rüzgar kısa, masalar…

AKÇABURGAZLI YEKTA'NIN MAHKEME KARARINI ALDIĞINDA SÖYLEDİĞİ * Turgut Uyar

Önce onların yanında çok iyi yüz gördüm. Beni kapıdan karşılayıp ağırlarlardı.Sofralarına konuk ederlerdi.Onlar iki kişiydi ben birdim.Bana elmadan sıkılmış soğuk sular sunarlardı. Kapılarını kapım bellemiştim.Evlerinde oturacak yerim vardı.Önce onların yanında çok iyi yüz gördüm.Evleri gürültülü şehirden iki bin ayak uzaktaydı.Tahtadan yapılmıştı.Beni kapıdan alırlardı, -hoş geldin-…

Islak Çeltik * Turgut Uyar

benim bir sevincim var yüzün artık akşambir çocuğun gülüşünü görüyorsun nereye baksam kıyımız uzak ve kuytuda ellerimiz sanki yokellerimiz yok ama senin ellerini bir tutsam bazı çocuklar doğar bilirim bazı çocuklar doğmazdoğmayan çocuklar için bilmem ne yapsam ey Çavlan. bitmeyen temmuz güneşi. ey aslansilkin. sakla…

Yenilgi Günlüğü * Turgut Uyar

Pazartesi benim adımı bağışla……… “sabah uyandırıldığında pazartesiydibunu iyice bildi, ağzı çirişliyersiz, ürkek, yeni yaratılmış gibi…. yenilmenin tohumunu taşır her pazartesiçünkü yoktur dağların ve yaratılışın öncesiinsan uzatır ellerini bir perdeyi çeker ve pazarsızlık kişiyi şaşkın edersiner buğular gibi düşüncemizeher şeyin en haklısı en incesi beklemek bir…