Defne Ormanı * Melih Cevdet Anday

Köle sahipleri ekmek kaygusu çekmedikleri için felsefe yapıyorlardı, çünkü Ekmeklerini köleler veriyordu onlara; Köleler ekmek kaygusu çekmedikleri için Felsefe yapmıyorlardı, çünkü ekmeklerini Köle sahipleri veriyordu onlara. Ve yıkıldı gitti Likya. Köleler felsefe kaygusu çekmedikleri İçin ekmek yapıyorlardı, çünkü Felsefelerini köle sahipleri veriyordu onlara; Felsefe sahipleri…

Dursun Bebeğe Ninni * Melih Cevdet Anday

Merhaba Dursun bebek merhabaİşte suİşte ışıkİşte havaİşte Dursun bebek bizim dünya Dandini dandini dastanaDursun bebek uyusunUyusun da aman çabuk büyüsünDanalar girmiş bostana Daha neler var neler var dahaİşte kundakİşte hapisİşte kavgaİşte Dursun bebek bizim dünya Dandini dandini dastanaBostana girmiş danalarBöyle tosunlar doğursun yarına ninniBizim aslan…

Düzenli Dünya * Melih Cevdet Anday

Bayılırım şu düzenli dünyaya Kışı yazı Baharı güzü Gecesi gündüzü sırayla. Ağaçların kökü içerde Bütün ağaçların kökü içerde Dalların başı yukarda İnsanların aklı başında Bütün insanların aklı başında Beş parmak yerli yerinde Baş işaret orta yüzük serçe. Diyelim kalksa da serçe Orta parmağa doğru yürüse…

Fotoğraf * Melih Cevdet Anday

Dört kişi parkta çektirmişiz,Ben, Orhan, Oktay, bir de Şinasi…Anlaşılan sonbaharKimimiz paltolu, kimimiz ceketliYapraksız arkamızdaki ağaçlar…Babası daha ölmemiş Oktay'ın,Ben bıyıksızım,Orhan, Süleyman efendiyi tanımamış. Ama ben hiç böyle mahzun olmadım;Ölümü hatırlatan ne var bu resimde?Oysa hayattayız hepimiz.

Gelinlik Kızın Ölümü * Melih Cevdet Anday

Salâ verilirken kalktık kahveden, Cumaydı, yılın en beklemiş günü, Yemeni gibi üstünde tabutun, Gölge veren ağaçsız bir gökyüzü. Kızın babası yanımızda, boyu uzun, Zayıf, ağzında mırıltılar. On köylü, iki subay, bir tezkereci er, Sıralandık ahşap mescidin avlusunda, Namaz kılmadı adam, ağlamıyordu da, Alnı bir uzun…

Güneşte * Melih Cevdet Anday

Çünkü saatler dardır, her şeyi almaz Güneşte çözülür ve kayarlar bir yana. Mısırlar güçlükle büyürken yağmursuzluk Kaygılandırır dilsiz bahçıvanı. Sessiz kuşlar, bir keçi, ağır iğde ağaçları. Bir araba geçti incelmiş yoldan El salladı biri, belki tanıdık, Belki değil, süreksizliğin eşanlamı. Ve denizin yorgun çağındaydı çocuklar…

Her Gece Böyle Değilim * Melih Cevdet Anday

Benim de öyle akşamlarım vardır.Kapıdan girince anama sarıldığım,Çocuklara karamela ve çekirdek getirdiğim,Meyhaneye uğramadan çakır keyif,Düşmanım yok,Gündeliğim cebimde,KüfretmedenÖyle tasasız döndüğüm akşamlar..Benim de öyle akşamlarım vardır. Her gece böyle değilim.

Kadeş Savaşı * Melih Cevdet Anday

Asi ırmağının bir yakasında Muvattaliayakta, askerleri arasında,Durmuş bakıyordu kıpırdamadan.Irmağın öbür kıyısında Firavun,Rmases, savaş arabasına çıkmış,Gözlerini dikmiş karşıya.İşte bütün bildiğimiz bu.Gerçi tarih uzun uzun anlatır,Ama bu bakışma kalır kalsa kalsa.

Kundura Boyacısına, Kiraz Ağacına, Çingene Kızına Dair * M.c.anday

Sabahleyin evden çıkıyorumİnsanın işi var gücü varGidip bir parka oturuyorum Bir boyacı dikiliyor der demezBakar da bakar potinlerimeNe bakıyorsun breKeyif benim değil mi?Boyatmayacağım işte. Nesini boyatacaksın diyor içindenBir yandan da kaşını kaldırarak“Şu yerdeki senin mi ağabey?” diyorBakıyorum, ayağımın ucunda leş gibi pis bir tarak,Alıp tarağı…

Kolları Bağlı Odysseus * Melih Cevdet Anday

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 1. Kara gemi Okeanos ırmağının Akıntısından kurtulup tanrısal Denizde Ayaye adasına varınca Onu kumsala çektik ve uykuya Dalarak tanrısal şafağı bekledik. Sabah sisi içinde doğan Gül parmaklı şafak Elpenor' un yüzüstü yatan ölüsünü Bulmuştu ilk önce kıyıda. Martı leşleri ve deniz kabukları arasına…

Medeniyet * Melih Cevdet Anday

Şu haline bak da utanNe okuma bilirsin ne sayıNe üstünde var ne başındaNe midende ne kursağındaBari gel de görgünü arttırMedeniyet öğren ayı.Yemek masası nedir, peçete nedir,Çatal bıçak nedir gör!Giymek şart değil ya,Ayakkabı gör, gömlek gör,İngiliz kumaşı gör, naylon çorap gör,Jartiyer bile görsen faydası var.Tarak deyip…

Olsun Da Gör * Melih Cevdet Anday

O gün gelsin neşemiz tazelensin de gör Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör Seyreyle gülü bülbülü Çifter çifter aylar gökyüzünde Her gece ayın on dördü Kuşlar geçecek damların üstünden Kuşlar konacak dallara Kanat seslerini duyup uyanırlarsa Gene kuşlarla uyusun çocuklar Olanı biteni anlatma….

Şaşırtıcı Karşılaşma * Melih Cevdet Anday

“Çok eskiden yaşadım bu ânı ben”Dersiniz şaşkınlık içinde.İlk girdiğiniz bir ev, bir merdivenBirden güneş vuran pencere, Ve tam sırasında tren düdüğü…İşte böyle gelmişti siz dünyadaDeğilken bir gün öğle üstüBu renklerle bu sesler bir araya. Yaşamak anımsamak mıdır yoksa?Sanmam, biz de bir sestik belkiBirileri için yıllar…

1 3 4 5 6 7 32