Cuma * Furuğ Ferruhzad

sessiz Cumaterk edilmiş Cumaeski sokaklara benzer hüzünlü Cumahastalıklı tembel Cumasünen sinsi esnemeler Cumasıbekleyişsiz Cumateslim olmanın Cuması boş evsıkıntılı evgençliğin baskınına kapalı evkaranlık ev ve güneşin hayali evyalnızlık, fal ve kuşku eviperde, kitap, dolap ve resimler evi ah ne denli dingin ve gururla geçiyordugarip bir su…

Akbaba * Furuğ Ferruhzad

tepemde bir akbabahırsla ölmemi bekliyorben ise düşünüyorumnasıl bir tuzak kurayım kibana yaklaşsın daonu vurayım soluk almak içinoturmaya kalksamişte yıkıldı diyesaldırıyor yüzümeonu vurmak içinanlayınca fırsat beklediğimihızla dönüyor gökyüzüne kuşaktan kuşağaonca insanlar öldüyem olarak, şu ihtiyar akbabaya deneyimlerim sesleniyor kibitimindeyiz zamanınyaklaşan bir sonu varya senin, ya ihtiyar…

Furuğ Ferruhzad Yaşam Öyküsü

İranlı şair Furuğ Ferruhzad, 5 Ocak 1935'te Tahran'da doğdu, 13 Şubat 1967'de bir trafik kazasında öldü. YAPITLARI Tutsak (1952)Duvar (1956)İsyan (1957)Yeniden Doğuş (1963)Seçme Şiirler (1964)İnanalım Soğuk Mevsimin Başlangıcına (1974, ö.s.) TÜRKÇE'DE FURUĞ FERRUHZADSonsuz Günbatımı, Furuğ Ferruhzad, Çeviri: Onat Kutlar-Celal Hosrovşahi, Ada Yayınları, İstanbul, 1989Ve Yaralarım…

Marızıbıll * Guillaume Apollınaıre

Büyük bir caddesinde Kolonya?nınBir gider bir gelirdi akşam vakti.Herkese cömert, şirin, cana yakın;Bitince kaldırım gider içerdi,Basık meyhanelerde yorgun argın. Kuru tahtalarda yatmaya razı,Alyanak kumral bir oğlan yüzünden;Bir Yahudi, sarmısak kokar ağzı,Çin dönüşü Şanghay kerhanesindenÇıkarıp getirmişti kızcağızı. Çok görmüşlüğüm var böylelerini,Omuzlarına ağır gelir kader;Kararsız, rüzgârda yaprak…

Xavıer Cugat * Metin Eloğlu

Amma da yaptın şıllık kız,Dağlıysak, insan değil miyiz yani?Koyunları sattık, vurduk üçbini;Öküzleri sattık, vurduk beşbini;Bu parayı mezara mı götüreceğiz? Hele gel, seni vizon pöstekilere saram;Koluma takıp Kervansaray'a gidem;Sana Chat-Noir'lar alam mı;Kokluyanın burnu düşsün.Joze İturbi'den, Xavier Cugat'tanSana pilâk alam mı?O çalsın, sen tepinedur…Seni eşek sütünden banyolara…

Yitikçi * Metin Eloğlu

Hadi git azıcık İstanbul isteKosunlar o denizi bir çanağaBir çıkına elesinler o günlerimiO yazdan Üsküdar'dan ne kaldıysa Elif'tenDoldur ceplerineOnlarda yoksa komşularında vardırTanırlar sevinirlerBeni Bay Metin gönderdi, de

Ömür Törpüsü * Metin Eloğlu

Yaşamak istiyorumYaşamak istiyorsunYaşamak istiyor Böyle şiir olmaz, diyeceksin; biliyorum.Ama böyle dünya olur mu?Böyle barış olur mu?Böyle hürriyet olur mu?Böyle kardeşlik olur mu?Biliyorum ki, katlanıver, diyeceksin;Ama böyle yaşamak olur mu!

Odun * Metin Eloğlu

İstanbul'un ortasında bir bahçeSilme güvercin tavanıYeşeren ekinlerin muştusuncaEylül bitiminin aydınlık günüSıcacıktın aşklıydın benceSensizlikte bir yoksuldum yavandınŞuramda saklı o sıcacık ekmeğiSenin doyumluk aşına bandımBakmakla doyulmaz çeşnidenÖzlemlerle ışımış bir yüzün vardıGayrı çil çil düzen yokluğunda kül kesilirBunca ömrüm varlığınla uzardıSalt sana vergi umudu aşılamakDipdiri aklın fikrin yüreğince…

İnce Elek * Metin Eloğlu

İçtikçe içesim geliyor gayrı ne bilgi ara ne hünerBeni bu rakıyla baş başa bırakmaAdam olayım çalışıp para kazanayımBeni böyle işsiz güçsüz bırakmaBeni uslandır beni yüreklendirBeni deli edip bırakmaBilsen nereleri var kalk gidelimBeni hep buralarda bırakmaBeni aç bırak evsiz urbasız bırakBeni sensiz bırakma Beni ne yap…

Eşcil * Metin Eloğlu

Aşksa bu, ben buna varım, günlerim sığı;Gündüze dek kalasın diye sevdim seni gecedenEşcilim ben, ben buyum, ne güzel huy bu;Bir hız gelsen, hemen olsan, sonra yazlar;Bunca yıldan tatmadığım bir tınarça balığı;Belki gözlerimin kıymığı şu denizler!

Eloğlu * Metin Eloğlu

Eloğlu binlik bozdururBen bozduramam Eloğlu başını yastığa kor komaz uyurBen uyuyamam Eloğlu sofrasında dokuz türlüBenim aç yattığım olur bazen Benim evim gecekonduEloğlunda apartıman Eloğlunda ince müzikBenimkisi aman aman Benim kuru başım bana yeterEloğlunda karı kızan Ben keçileri kaybettimEloğlunda usta çoban Bu soyadı bana haram

* Metin Eloğlu Yaşam Öyküsü

11 Mart 1927 tarihinde İstanbul'da doğdu, 11 Ekim 1985 tarihinde İstanbul'da öldü. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nde yüksek öğrenim gördü. Yaşamını sanatıyla kazandı.Garip tadıyla başlayan kendine özgü bir dil oluşturarak yaşamdaki her türlü bozukluğu, dengesizliği, düzensizliği, hırçınca ve acımasızca irdeleyen, taşlayan şaşırtıcı şiirler yazdı.

Yüzün * Metin Altıok

Eskimiş bir konsolunÇatlak aynasında durmadan,Bir buluttur mehtabı inatla kovalayan.Bir hüznü yansıtan alnının ortasında,Yüzün müdür acaba yolumu dolaştıran?Acının bu solgun haritasında,Kendime yeni duraklar bulduğum.Ulaştığım ıssız dağ doruklarındaYüzün müdür hep sorular sorduğum,Bakışının titrek aydınlığında? Aslında ne bulunur bir gezginin yanındaKendi yüzünden başka,Hüzünle bileyen direncini.Bir suyun ürpermiş aynasındaApansız…

Yalnızlığın Buzdan Ayı * Metin Altıok

Islanmış taşlığında suskun bir bekleyişinYutar yalnızlığın buzdan ayını,Akşamsefaları içinde karanlık gözlerin.Döker çiçeğini sararan rengiyle,Yaralı bir aşkla seğiren derin.Ve aklın seni sürgüne gönderirYüzüne iğreti gelen isminle,En yalnız köşesinde donmuş yüreğinin.

Rast * Metin Altıok

İşte ölüm çekiyor beniBir dizi başarıyla.Gizleyerek kendiniDostların alkışlarına.-Te ne ni, te ne na-İyi bak ölüm kardeş;Bu balık başka balık.Dünyaya tünel açmışKirpiksiz gözlerini.-Te ne ni, te ne na-

Sevmiyorum Seni * Metin Altıok

Şimdi benim buzdan bir döşekteÜç büklüm olmuş zavallı sevdam,Üşüyorsa ölesiye yalnızlıktan;Bil ki senin hep böyle güvensiz,Yaşamdan korkar oluşundan. İşte bunun için sevmiyorum seni. Şimdi benim bir han avlusundaHiç bitmeyecek umutsuz kavgam,Soluyorsa başı önde yorgunluktan;Bil ki senin hep böyle umarsız,Yarını göze alamayışından. İşte bunun için sevmiycem…

Sonludur Aşk Da * Metin Altıok

Güzel anılar biriktirdim senden,Dudağıma solgun gülücükler getiren.Özenle sakladım belleğimde,Bir yığın oldu daha şimdiden.Nasıl olsa bir sonu olacaktı bu aşkınBir gün apansız gerçekleşiveren. Bir terazinin durgun pirinç kefesinePat diye inince kara kiloluk,Nasıl kalkar havaya birdenbireBoş kalan zavallı kefe.Nasıl titreşir terazi uzun süre,Denge sağlanıncaya kadar başka şeylerle….

Sondeyiş * Metin Altıok

Dolaştım yıllardır şurda burda,Ucuz otellerde kaldım. İğne iplik taşıdım yanımda,Bir düzen tutturamadım. Kadınlar da oldu elbet yaşamımda,Biri hariç hepsini bağışladım. Sınadım kendimi karşılıklı acıyla,Ben hep ölüme ve aşka inandım. Bir şey var dokunur bana;Yüzüme uymayan iğreti adım.

Odasında Bir Evin * Metin Altıok

Bir kentin ortasında,Odasında bir evinSerilir ayaklarının ucunaBozkır ıssız ve derin.Ne zaman yanına konsaAyrılık bir özlemin. Adından bir güvercinSesim, sesim, sesimTakılıp kara bir çalıya,Çırpınır kurtulmak için.Bir kentin ortasında,Odasında bir evin.