Taşlı Yazı * Müştak Erenus

Üç el yamanmıştı geceye sivriKorkunun ötesinde ateş yakmıştı çocukKimse bir şey diyemedi Önce bir yerinden başladıKocaman kara kırmızı morKımıldadı deli taşlar, denizler bitti Çıldırıyordu yağmursuz toprakKaynadı ağaçlar kuşlar bulutlarDoğa yarattıklarını yedi Sustu insansız dağ taş yorgunDelinmiş göklerde yıldızlar yerlerine dönüyorlardıİşte bu upuzun sersemlikteÇatladı bir küçük…

Merhaba Yeryüzü * Müştak Erenus

Eşref saati hayra doluBir cömert günün ortasındaDönüp de yaşar mısın deselerUzayası şu güdük ömrünüVe verseler elime anahtarlarınıTüm geçmiş günleriminİstemem derim. Kalsın eksiğinde o kullanılmış günlerBir su damlası telaşındaElini öptüğüm ilk sevgilimDüşlerimle oynaşan o haşarı renklerVe Şükriye anamın ölümü ile yalnayakEskişehir istasyon yolu..İstemem derimİstemem. Kalsın eksiğinde…

Lorca Kardeşim * Müştak Erenus

Ölmek istemiyorum diyordu içinden.İri taşlı kirli bir duvar önündeFazla bekletilmedenİki beyaz bulut geçtiVe iki beyaz kelebekMavi bir diken üstündeSevişemeden uçtular. Her şey ortada soğuktuVe güneşSabahları bilerek dikine çıkıyordu. Biz bütün bu olanlarıAnlaşılmaz bir uzaktan seyrettikKapılarımız inadına üzerlerimize çiviliydi.Korkak sokaklarda sarı ışıklarGeceler boyu çekinmeden umutları yedi.Bilinen…

Kimi Kime * Müştak Erenus

Muteber bir dünya vatandaşı olaraktanBulutlara dayayıp merdiveniElimdeki şu posta güvercininiSalacağım gökyüzüneAllah Lillâh aşkınaİ n s a n a ş k ı n aTopunuzu ihbar edeceğimNe hale getirdiniz şu dünyayı be

Günün İçindeki * Müştak Erenus

Bu bağışlanmak isteği deNerden çıktı şimdiCam gerisinde bir başınaŞu kumrunun gözleriYeşille karmakarışıkBir türlü anlayamıyorum Bu bağışlanmak isteği deNerden çıktı şimdiBir ömür boyuBirbirimizi görmediğimizBu güzel başımVe sanki bir inadaYürütüp getirdiğim bu ayaklarVe nedense her sarhoşluğumdaBakıp da özür dilediğim bu ellerimBugün benden ayrı ve uzakVe güzel güneşe…

Bu Günler * Müştak Erenus

Üstümüzde bu şaşkın bulutlarKüskün bir telâşın peşindeNereye gidiyorlarVe de bu günler neyi getiriyor böyleVe de niçin götürmüyorlar getirdikleriniBıktıramazsınız bizleri günlerimizdenUmutlarımız çocuklarımızın gözlerine emanetVe de içimizdeki bu tosun sevgiYağma yokYedirmeyiz kimseye.

Yara Bir Başkasında Kanayan Benim * Veysel Çolak

Bir su köpüğünde bulmuşlar beniartık dünyada sizler kadar esmerimdinlediğim şarkılarda uzak yerler vargider tarih konuşurum o şafak kuşlarını. Gırtlağımda kekre bir tatiçimdeki gül düşer, anılarım incinircanımız, küçücük adamların dev oyuncağıyüzüm bir tabanca kılıfıne zaman buluşsak anlarlar bunuçünkü iklim değişir.

Terleten Kelimeler * Veysel Çolak

Kalabalık bir aşk bu, ortasından bir halk geçiyorbaşlatarak kentleri alacakaranlıktan. Ama konumuz gökyüzüeski bir uygarlık gibi insan. Çağ denilen morg zamanı.Şimdi bu uykudan ayrılsam; yaşatan yanılgılarküflü bir tarih, anıları yoran fotoğrafın arabıduygusal kaçak tütün. Buluşur acılar değişirizyanlışımız aşk, konumuz bir kaçağın korkusuoturur bir yangının dibine,…

Ne Desem Yalan Olur * Veysel Çolak

Dünyası olmamış, duyguları ayaklanmamış hiçonunduk oysa, tutuşurduk; ama üşürdük gene. Unutmak derin, seni düşünmek soğukgövdenin bir yanı yangın bir yanı suyolunu çok sev, tenhalığına şaşırdilini ov, sözünü parlat, anılara saygılı ol. Bu senin sırtın, madem öyleellerine koş, alıp götüren rüzgârlara yaslandüş gördüren bir hayat edin,…

İçin * Veysel Çolak

Hiçbir gecede yokum, artık bilememuykularını kırdığın yeri, ışığın karanlıkgözlerin kül içinde, bir yasemin gömülükalbinin arkasına, dağları çizen bir ayrılık kokususonra sen, yırtılan yerlerinden görünen yüzümdaha ne olsun, her gündür ah, acıyla biten Genç ölümlerin biçtiği gizem, çocukluğundan beribiriktirdiğin çığlık; toprağın öfkeli, ağzın çamurkent uyanıyor, gerinerek…

Birlikte Yalnızlıklar * Veysel Çolak

Varlığın bir saldırma değilse yorulursun ölmektenyaşamak dediğin anlamlı bir sıkıntıve yıkılmak elbette bir çocuk hırpalanınca Hep alıngandır ağzındaki şarkılarbir sabah yaz gümbürtüyle biter, böyle başlar uzaklıksöylenerek anlamaya başlarsın her sağanağı. Şımarık kiraz ayı, yanında ipek bulundurursesin uzun olsun. Yoksa duygular kırışırbir pusu gibi kurarlar seni….

Şeyh Bedrettin – İ Simaviye Gazel * Attila İlhan

varsa devran içinde devran bu devranın devranıyız biz o canlar ki cananından taşra düşmüştür cananıyız biz gönül mahzun ay karanlık yıldızlar gözden nihan olsa da arşı ferşi ışıktan titretecek bir aydınlık imkanıyız biz ince bir yağmura gerçi asılmıştır -serez'in esnaf çarşısı'nda- uzadıkça uzar gölgesi darağacından…

Bowling… * 26 Temmuz 2011

?Basından sansürün kaldırılışını? kutladık?İstanbul?da yürüyüş yapıldı; önde Vali?Ankara?da bowling turnuvası düzenlediler?Baktılar; labut niyetine bir atışta kaç gazeteciyi deviriyor imam?*Son altı yılda 300 gazeteci ve yazar iktidar baskısıyla kovuldu?Onları kovan 40 civarında editör de kovuldu?Editörleri kovan patronlar da ya imha edildiler, edilmeyenler iktidara biat ettiler, birer…

Limon Sosunda Hıyar * 27 Temmuz 2011

?Basın? ödülleri dağıtıldı.?Basın Özgürlüğü? ödülleri.*Nerde?Mütevazı bi yerde.*Dolmabahçe Sarayı?nda.Boğaz?a sıfır.Hasbahçe?de. *1.500 gazteci katıldı.Fonda ince müzik.Kokteylle başladı.Önce biraz fındık, fıstık, badem, kuruyemiş atıştırıldı, sonra kiraz, muz, karpuz, kavundan oluşan meyve barınbaşına doluşuldu, rakı-viski tokuşturuldu, limon sosunda hıyar servis edildi. Ki, hıyarsız olmazdı, bu manzaraya hıyar yakışırdı? Ardından,…

Şaşırdım Kaldım * Cahit Sıtkı Tarancı

Şaşırdım kaldım nasıl atsam adım; Gün kasvet gece kasvet. Bulutlar, sisler içinde bunaldım; Gök mavisine hasret. Olmuyor seni düşünmemek Tanrım, Ummamak senden medet. Suyun dibine vardı ayaklarım; Suyun dibinde zulmet. Kalmadı ümidin soluk ve cılız Işığında bereket. Ve ölüm, kapımda kişner, sabırsız Bir at oldu…

Şaşıp Kalmak * Nazım Hikmet

Sevebilirim, hem de nasıl, dile benden ne dilersen, canımı, gözlerimi Kızabilirim, ağzım köpürmez, ama devenin öfkesi haltetmiş benimkinin yanında, devenin öfkesi, kinciliği değil. Anlayabilirim çoğu kere burnumla, yani en karanlığın, en uzaktakinin bile kokusunu alarak ve döğüşebilirim, doğru bulduğum, haklı bulduğum, güzel bulduğum herşey için,…

Şaşkın Dünya * Cahit Sıtkı Tarancı

Değil, işlerimiz yolunda değil; Kaybettik eski düzen havasını. Dağda çoban, denizde kaptan dahil, Şaşıran şaşırana pusulasını… Daha sürer mi dersin bu şaşkınlık? Yarını ne olacak dünyamızın? Biz yaşımızı, başımızı aldık, Allah çocuklarımıza, acısın.