Yozgat / Sorgun * Alişar Höyük

Yozgat?ın Sorgun İlçesi?nin güneyindeki Alişar Höyük?te yapılan kazılarda ele geçen buluntular yöredeki ilk yerleşimin Kalkolitik Çağda (MÖ.5500-3500) başladığını göstermiştir. MÖ.XVII.yüzyılın başlarından itibaren Hititler buraya yerleşmiştir. Nitekim Sorgun ilçesindeki Kerkenes Kalesi, Boğazlıyan?da çalapverdi ve diğer köylerde yapılan kazılarda Hititlerin yörede yaygın biçimde yerleşmiş olduğunu gösteren buluntularla karşılaşılmıştır.
Alişar Yozgat'ın 45 km. güneydoğusunda, Sorgun ilçesine bağlı Alişar köyünün 3 km. kadar kuzeyindedir. 1927?1932 arasında Chicago Üniversitesi Doğu Bilimleri Enstitüsü adına H. H. von der Osten ve E. F. Schmidt tarafından yapılan kazılar sonucu Alişar'da Kalkolitik Çağ'dan itibaren sürekli yerleşime sahne olduğu ortaya çıkmıştır.
Alişar Höyük 520 x 350 m. boyutlarında bir teras alanıyla yüksekliği 30 m.yi bulan 245 x 145 m. boyutunda bir tepeden oluşur. “Teras” alanında çeşitli kültür evrelerini yansıtan 14 tepede ise 19 yapı katı saptanmıştır. Tabakaların tarihlendirilmesinde Von der Osten ve Anadolu arkeolojisiyle uğraşan öbür araştırmacılar farklı görüşler ileri sürerler. Alişar M. Ö. 3. ve 2. binyıl küçük sanatları, özellikle çömlekçiliği açısından Anadolu arkeolojisinde önemli bir yer tutmaktadır. Buna karşın belki de geniş alanların açılamamış olması nedeniyle surlar dışında önemli mimarlık kalıntıları görülmez.
Alişar höyük M.Ö. 3200 ? 2600 yıllarında dörtgen planlı, kerpiç duvarlı, düz damlı evleriyle basit bir köy görünümünde iken, bundan sonraki devirlerde şehrin iç kalesi olduğu, evlerin belirli bir plana göre yapıldığı ve bazılarında duvarların içten ve dıştan sıvandığı görülmektedir. Bu devirde şehir surlarla çevrilmiştir. Mezopotamya ile kültür alış verişinin bu devirde başladığı anlaşılmaktadır.
Üçüncü devirde ise, iki sur da, yani iç kale ve dış kale kuvvetlendirilmiş, iç kalenin alanı genişletilmiştir. Bu devir, M.Ö. 2200?2000 yılları arasında olup, Hitit çağına kadar devam eder.

Dördüncü devre gelince, M.Ö. 2000?1500 yılları arasında Alişar büyük bir şehir hüviyetine bürünmüştür. Eski tunç çağının tersine, Hititler alt şehri yurtlandırmışlardır, yine alt şehir büyük bir surla sağlamlaştırılmıştır. Şehir, geniş planlı kale kapıları, yeraltı yolları ve yer yer kulelerle kuvvetlendirilerek savunmalı bir hale getirilmiştir. Büyük Hitit çağında (M.Ö. 1400 – 1200) önemini kaybetmeyen höyük, yine küçük bir yerleşme alanı olmuştur.
Beşinci devirde M.Ö. 1200 ? 700 yıllarında Alişar?da, Hitit – Frig Kültürü görülür. Artık bu devirden sonra alt şehir önemini kaybetmiştir. Bundan sonra şehirde ortaya çıkan eserler Frig kültürünün ağırlığını ortaya koymuştur.
Bu çağda iç kale eski temelleri üzerine yeniden yapılmışsa da M.Ö. 19. yüzyıla ait olan ilk yapı katının iç kale suru bir yangınla ortadan kalkmıştır.
Alişar?da ki Eski Tunç Çağında gömü türleri küp mezarlar, toprak mezarlar, taş sanduka mezarlar şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Gömüler intramuraldir. (bacaklar karından içe çekik) Ayrıca Truva II-V. Katlarda bulunan ve Homeros?un destanlarında adı geçen Dephas ele geçmiştir. Yeni bir seramik türü ile silindir bir mühre rastlanılmıştır.