Sadece Bir Saniye Alır

Birkaç gün önce, çok uzun zamandır görmediğim bir iş arkadaşım telefonla aradı. Eski günleri yad ettikten sonra konu babasına geldi.
Sağlığı bozulan babası hastanede kalmak zorundaymış ve hastalığı nedeniyle uykusuzluk çekmekteymiş. Ayrıca kendi kendine konuşuyormuş.
Babasına hastanede refakat eden arkadaşım, uykusuz geçirdiği gecelerin verdiği rahatsızlıkla babasına sert bir şekilde artık susmasını ve uyumaya çalışmasını söylemiş. Babası da gerçekten uyumayı istediğini, çünkü uykusuzluktan kendini bitkin hissettiğini ancak bu durumdan rahatsız oluyorsa onun eve gidebileceğini belirtmiş.
Babası bunları söyledikten sonra bir baygınlık geçirmiş ve acilen yoğun bakım ünitesine kaldırılmış.
Arkadaşım bu duruma gerçekten çok üzülmüş ve babasına o sözleri söylediği için çok pişman olmuş.
Çok katı olduğunu bildiğim arkadaşım, telefonun diğer ucunda çocuk gibi ağlıyordu. Babasının kendini kaybettiği andan beri, Allah'a onun komadan çıkması için yalvardığını söylüyordu. Kendi kendine, babası kendine geldikten sonra o ne söylerse söylesin, asla ağzından en küçük, kötü bir söz çıkmayacağına dair söz vermişti. Tek umudu Allah'ın onun suçunu telafi etmesi için bir şans vermesiydi.
Büyüklerimize bakmak zorunda olduğumuz zaman sık sık şikayet ederiz. Oysa hiç, acaba onların doğduğumuz andan ölümümüze (ya da onların ölümlerine) dek bizimle hiç şikayet etmeden ilgilendiklerinin farkına varır mıyız?
Doğumumuzdan yetişkinliğimize ve hatta ölümün bize selam verdiği ana kadar hep yanımızdadırlar.
Oldukça masum bir şekilde ağzımızdan çıkan bir “Hayır” sözcüğünün, bizi sevgiyle sarmakta olan büyüklerimizi ne denli üzeceğini bir düşünün.
Şimdi kendi kendimize, büyüklerimize bakarken, ağzımızdan en küçük bir şikayet sözcüğü çıkmamasına dair söz verebiliriz.
Çünkü onlar bize çocukken bakarken ağızlarından en küçük bir şikayet sözü çıkmamıştır.
Sonra, anne ya da babası olmayan şanssızları düşünün; bizim şikayet ettiğimiz şeylere sahip olmayan ama özlem duyan insanları…
Düşünüp taşınmamız ve huzuru bulacak ışığı yakmamız SADECE BİR SANİYE ALIR.
Haydi hepimiz önümüzdeki kısacık zamanı muhteşem ve anlamlı bir şekilde yaşayalım.