Pastadan Dansöz,yargı Paketinden Katil… * Ahmet Çınar

17 Temmuz 2012,
3. Yargı Paketi çıktı.
Çıkar çıkmaz da…
Önce Bahçelievler katliamının katilleri, sonra Adana'nın yurtsever polis müdürü Cevat Yurdakul'un katili hapisten çıktı.
En son, hükümetin “vicdan azabından sorumlu bakanı” Ertuğrul Günay televizyonda “Vicdan azabı yaşıyorum” dedi.
***
1979'da Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurtsever'i, CHP Kayseri ve Antalya il başkanlarını öldüren Muhsin Kehya, tahliye olur olmaz, 12 Eylül 2010 referandumunda “evet” ve “yetmez ama evet” oyu verenlere teşekkür etti.
“12 Eylül referandumunda 'evet' oyu vererek bizi destekleyen herkese teşekkür ediyorum” dedi bozkurt Muhsin!
Tablo yeterince açık ve net değil mi?
12 Eylül 2010 referandumunun aslında bir referandum değil, tarikatlara dayalı diktatoryal bir sermaye düzenini kurma yolunda gerçekleştirilen bir operasyon olduğunu şimdi daha berrak görebiliyoruz.
***
“Demiştim” demeyi sevmem.
Ama bugün diyeceğim.
Zorunluluktan.
19 Ağustos 2010'da, referandumdan hemen önce, “yetmez ama evet” diyen solcu müsveddelerine hitaben bu köşede şunları yazmışız:
“Yargıdan yakınıyordu Tayyip Erdoğan, Haydarpaşa Garı'nı satamıyoruz, Galataport ihalesini yapamıyoruz, yargı ihaleyi iptal ediyor diye…
Bundan sonra yakınmayacak. Sizin sayenizde.
Yargıdan yakınıyordu Tayyip Erdoğan, özelleştirmelere engel oluyor Anayasa Mahkemesi diye…
Bundan sonra yakınmayacak. Sizin sayenizde.
Yargıdan yakınıyordu Tayyip Erdoğan, İzmir, Samsun, Bandırma limanları satılırken, yargı süreci uzuyor, yabancı sermaye ülkeden kaçıyor diye…
Bundan sonra yakınmayacak. Sizin sayenizde.
Yargıdan yakınıyordu Tayyip Erdoğan, mahkeme Turgutlu Çal Dağı'nı İngiliz maden şirketine kiralayanlara “dur” dedi diye…
Bundan sonra yakınmayacak. Sizin sayenizde.
(…)
Size solcu filan da diyemiyorum, o yüzden sizi anarken tırnak içinde “solcu” diyorum.
Solcu değilsiniz siz artık.
“Solcu”sunuz!
AKP yolunda yolcusunuz!”
***
Nitekim…
Ülkücü katiller cezaevlerinden birer birer tahliye edilirken, “yetmez ama evet”çilere teşekkür ediyorlar.
Şükranlarını sunuyorlar.
Minnetlerini bildiriyorlar.
Referandum, ülkeyi cumhuriyetin temel değerlerinden, laiklik anlayışından, aydınlanma felsefesinden uzaklaştırıp tarikatlara dayalı liberal, gerici, Amerikancı bir ortaçağ eksenine oturtma projesinin önemli bir eşiğiydi.
O eşik “yetmez ama evet” diyenlerin oylarıyla aşıldı.
***
Hey, siz, “yetmez ama evet” diyenler…
Cevat Yurdakul'un katili sizinle gurur duyuyor!
Kendinizle ne kadar övünseniz azdır!