Neden Yok?

İnsanın kaderini değiştiren şeyin ne olduğunu sorsalar düşünmeden vereceğim bir cevap
olurdu okumak. Eğer okursan bilirsin ve bilirsen çok şey değişir.Ama neyi okumak?
HERŞEYİ…
* * *
Halikarnas Balıkçısı’nın ne büyük bir adam olduğunu yazdığı kitapları okuyunca anlamıştım.
“Hey Koca Yurt” kitabı Anadolu’nun ne bitmek tükenmek bilmez bir hazine olduğunu an-latıyor.Ve Batıya karşı Doğuyu övüyor ve yüceltiyor.Ama kuru kuruya değil.Hesabınca…
Diyor ki kitabında; Atina’da kadın ücretsiz bir ev işçisi ya da bir çocuk yapma aracı derecesi-ne indirildi ama Anadolu’da asla…Çünkü Anadolu’da çok eskiden sosyal düzen anaerkildi.
Ama Ataerkil sisteme geçildiğinde bile kadınların ezilmesi ve horlanması da olmadı.Öyle ki; Anadolu’dan dünyada ilk kez iki kadın amiral çıkmıştır.Bunların ikisi de Halikarnasos(Karia’
da Bodrum) kraliçesiydiler.ARTEMİS I ve ARTEMİS II.
Bunlardan başka, Lesbos’da(Midilli) Sappho, dünyanın en büyük kadın ozanıdır.Sonra Mi-letos’lu ASPASİA, yani anlı şanlı Perikles’in karısı, Atina’da felsefi toplantılara katılmış biri-cik kadındır.Hatta Sokrates ve Platon’la felsefi tartışmalara girmiştir.Çünkü Anadolu’da ka-dınlar öğrenim görüyorlardı; Hellenistan’da ise hayır!Orada kadınlar dairelerine hapsediliyor-lardı.İlk kez Anadolu’da kadın ve yabancı erkek masaya birlikte oturdular(yan yana değil).
* * *
Okuyunca anlıyorsun ki bu eski kültürün etkisiyle bu toprağın kadını hala özgürlüğüne sıkıca bağlı.İnsan okudukça öğreniyor ve dünyası daha iddialı olayım kaderi değişiyor.
Çünkü insanın açılmamış gözünü, beynini kitap açıyor.Bilmediğini öğretiyor.
Hani şu kampanya var ya….Orhan Kemal.YOOOOOOOK…Cervantes.YOOOOOK.
Sait Faik.YOOOOOK.YOK OĞLU YOK…Neden yok???
Cumhuriyet ilk kurulduğu zaman elde avuçta yok zamanda bile dünya klasikleri çevirildi, basıldı, dağıtıldı.Doğu’daki okullarımızda hala kütüphane ve kitap yokluğu bizim acziyet kültürümüzün olağanüstü bir örneğidir. Neden hükümet çamaşır makinesi dağıtacağına, kitaba ayırmıyor bütçeyi…Kimse okumasın, düşünmesin sorgulamasın…) Olacak şey değil!
* * *
Tatilde turist çocuklarının elinde yine kitap gördüm.Güneşlenerek boş geçirilen zamanı kitap
okuyarak değerlendiriyorlardı.Ne oluyor sonra, onların az eder tutar kültürü bile bizim muaz-
zam kültür deryasına galebe çalıyor,neden?!Bilenleri bilmeyenlerinden çok da ondan!
* * *
Bir bakıyorsun Uygur Türkleri katliama uğruyor.Dünyadan çıt çıkmıyor.
Bir zamanlar Türk korkusuyla dünya harikası yarattıkları meşhur sedde gömmeye çalışıyorlar
Türkleri…Türkiye bile ticari kaygı ile ambargo uygulamıyor dahası “Van Münit” çıkmıyor.
Başbakan Antalya’da çocuklara Çin malı oyuncaklar dağıtıyor hala…Çelişkiyle…
* * *
Sonra bir bakıyorsunuz ki Uygur Türkleri öldürülürken “mukaddes bir mekanda” nasıl klasik müzik konseri verilir diye anlamsız bir protesto yapılıyor.Bu kişilerin neden eğlence mekanla-
rını değil de İdil Biret konserini seçtiklerini anlamak için malum bir gazetenin yaptığı provo-katif haberi bilmek anlamamıza yardımcı oluyorsa da, yine de zerre kadar düşünmeleri gerek-
mez miydi?
Yahu Topkapı Sarayı “mukaddes mekan değil ki?Sadece bir saray…”
İdil Biret konserini protesto edeceğiz ama bu kadın dünyada Türklerin yüzünü ağartagelmiş
muazzam bir sanatçı.Neden onun konserini seçelim ki protesto için?
Ayrıca klasik müzik eğlence müziği değildir ki…Neresinden bakarsan bak bu yaptığımız anlamsız bir protesto.Yapacaksak başka bir yerde yapalım şunu…
Keşke İdil Biret’in yapabildiğinin binde birini yapabilmeye muktedir bir insan olabilsek!
Bu arada belirteyim ki, İdil Biret Beethoven’in dokuz senfonisinin Liszt tarafından uyarlama-larını yapılması imkansız bir denemeye girişerek bu uyarlamaların hepsini ardı ardına üç kon-serde seslendirmiştir.(Azıcık piyanistik bilgisi olana bunun ne demek olduğunu sorunuz!)
Bilseydik düşünürdük muhakkak.Düşünmek için bilmek gerekiyor.Bunun için de okumak.