Nasıl Öğretmen Oldum

Kazım GÜLER, Emekli Öğretmen
NASIL ÖĞRETMEN OLDUM?
I
Karacaören köyü (sonradan kasaba) son göçlerden önce 300 haneye ulaşan, dağ eteklerinin doğusuna oturmuş önü ova olan bir yer. Karacaören benim köyüm.1926 yılında burada doğdum. Köyümü çok seviyorum. Anam beni bu köyün topraklarına beledi. Ben burada büyüdüm. 1935 yılında 9 yasında iken Karacaören ilkokuluna başladım.1940 yılında ilkokulu bitirdim. 1941 yılında Pazarören Köy Enstitüsü'ne gittim.1945 yılında 19 yaşında mezun oldum.
Kırşehir'in çeşitli köylerinde öğretmenlik yaptım.Karacaören?de de çalıştım.Burada okuyan,öğrenimlerine devam eden, kendileri ile gurur duyduğum öğrencilerimin çoğu yüksek öğrenimlerini bitirdiler.Bu öğrencilerimin soyadlarının alfabetik sıralamasına göre isimleri şunlardır: İsmail Acar,Osman Akıncı, Sevim Arıöz, Mustafa Avşar, Rıza Avşar, H.İbrahim Cebeci, Minire Derinyol, Bedia Güler, Hacı İlhan, Mustafa Koç, Salih Özcan. Diğer öğrencilerimde öğrenimlerine devam etselerdi mutlaka okurlardı. Örneğin:H.Ahmet Akıncı, Sariye Altınkaya gibileri.) Son olarak Kırşehir Merkez Aşıkpaşa İlkokulu Müdürü iken 1979 yılında emekliye ayrıldım. Bir yılım Yedek Subaylığım Dahil 33 Yıl dört ay hizmetim bulunmaktadır.
Şimdi sizlere Köy Enstitüsü'ne nasıl gittiğimi anlatacağım:(ah o yıllar bir dile gelsede konuşsa.)
Yıl 1940.Köy Enstitüsüleri 17 Nisan 1940 tarihinde açıldı. Karacaören köyüne öğrenci yazımı için Milli Eğitim Müdürü ve İlköğretim Müfettişi geldi.5 öğrenci yazıldık. Köye gelenlerden biri ilkokulda bizi 5 yıl boyunca teftiş eden Müfettiş Asım Alanyalı idi. Asım Alanyalı arada bir bana bakıyor, Milli Eğitim Müdürü ile bir şeyler konuşuyordu. Sonunda beni listeden çıkardı. Boyumun küçük olduğunu, Pazarören?in havasının sert olduğunu, benim oranın havasına dayanamayacağımı söyledi. Ben buna şiddetle itiraz ettim. Hatta bizi sınava tabii tutun kazanan gitsin dedimse de tutturamadım. Beni gelecek döneme yazacağını da söyledi.
Yazılan arkadaşlar 1940 yılının Temmuz ayında Pazarören Köy Enstitüsü'ne gittiler.
Yine yıl 1940 Ekim ayındayız. Ben artık yevmiyeci olarak çift sürmeye Hüsnü dayımlara gidiyorum. Yevmiyem 25 kuruş. Şevket dayım ihtiyatlık olarak askere alındı. O yıllarda 2.Dünya savaşı vardı. İhtiyatlar onun için askere alınmışlardı. Bu ihtiyatlar 1327-1328'liler idi. Karasaban?a gücüm zor yetiyordu. Öndeki çifti ben sürüyordum. Bir defasında arkadaki çiftin oku sırtıma değmişti. Bir defasında da öküz ayağıma basmıştı o zaman ben ağlamaya başladım. Asım Alanyalı'ya ağzımdan geleni söylüyordum. Dayım beni teselli etmeye çalışıyordu.
Bir gün dayımla çift sürerken eşek kaçtı. Çifti bıraktığımızda dayım gitti. Kayış ve demirleri heybeye koydum, dalıma aldım. Köye kadar öküzleri getirdim. Evin önüne gelince dış kapıdan kayış ve demirleri öfkeli bir şekilde içeri attım. Nazife hala vardı. yaşlı bir kadındı.''bire babam bunları içeri götür'' dedi. Bende, ?Nazife hala tarladan buraya kadar ben getirdim buradan da eve sen götür? dedim ama öküzleri sulamak için mızrak kuyusuna götürdüm. Eve geldim ve yine ağlıyordum. ve ben bu işi yapamayacağım diyordum.Beni artık göndermediler.
Ekim ayının sonlarına geldik. Milli Eğitim Müdürlüğü'nden Karacaören'e haber gönderilmiş. Pazarören Köy Enstitüsü'ne öğrenci seçimi yapılacakmış. Bunu duydum. Dört gözle gelmelerini bekliyorum.
Bir gün aksam üzeri dış kapımız çalındı. Bekçi Kadir Ağa gelmişti. Anama ''Okuldan senin oğlanı istiyorlar, sende geleceksin''dedi. Anam o gün oruçtu Ramazan ayı olmamasına rağmen arada bir oruç tutardı. Ben gidelim diyordum, o''orucumu açacağım namazımı kılacağım''diyordu. anamı evden orucunu açtırmadan yola düşürdüm. Bana kızıyordu.''Beni götürüyorsun ama oraya varınca yazdırmayacağım''diyordu. Anama yalvarıyordum. Sakın yazdırmayacağım deme diyordum.(babam ben ilkokulun 3. sınıfında okurken 1938 yılında ölmüştü velilik görevini anam yürütüyordu) Okula varınca Asım Alanyalı '' Bak Evladım sözümü tuttum seni özellikle çağırttım''dedi. Yazdırıyor musun diye Anama sordular rahmetli anam aynen şöyle söyledi ''Yazdırmak istemiyorum amma oğlan pek istiyo yazın bari''…
Anam eve gitti. Ben okula yazılmanın keyfini çıkarmak için okulda kaldım. Bu sırada bir ses geldi. ?Elif Bacı ben bir İbrahimi'mi göndermeeeem? diye bağırıyorlardı sanki dağlar taşlar inliyor gibi idi.Elif Bacı'nın oğlu İbrahim Canbolat Köy Enstitüsü'ne gitmek istiyordu.Elif Bacı biricik oğlunu gönderir mi hiç …oğlunun bileğinden tuttuğu gibi okuldan uzaklaştırıyordu.
Köyde İlkokulu bitirmiş bir yığın öğrenci olduğu halde müracaat eden öğrenci sayısı çok azdı. Ancak beş öğrenci tespit edebildiler.Bunun sebebi sonradan anlaşıldı.Köye yazım için gelineceği duyulunca bazı çevreler harekete geçmişler. Sakın çocuklarınızı göndermeyin. Kırk bin hocanın başı kesilecek, başı kesilecek olan hocalarda bunlar olacak diye propaganda yapmışlar. çok sayıda öğrenci kırkbinzedelik oldu. Hele kırk bin zedeliklerin işinde bir öğrenci vardı ki okulun en zeki en çalışkan öğrencisi idi. Elinden her iş gelirdi. Bu öğrenci dünürün Hasan Acar idi. Babası onu kırkbinzedelik etti.Cevdet Özcan'da babası tarafından kırkbinzedelik edildi.Daha başkaları da öyleydi.Salih Bülbül,Hüseyin Baran, gibi daha niceleri…
Kırkbinzedeliklerden arkadaşım Ömer Cebecide vardı. Ömer Cebeci ile bir gün konuşurken ''Kazım sizde gidemiyormuşsunuz'' dedi. Sebebini sordum ''fıçılar kaybolmuş'' dedi. ?Ne fıçısı? dedim ''Vay oğlum seninde hiç bir şeyden haberin yokmuş'' dedi. Ömer?in fıçılar dediği Karacaören İlkokulu Başöğretmen'inin doldurduğu fiş dilekçeleriymiş. Bekçi Kadir Ağa fiş dilekçeleri Kırşehir Milli Eğitim Müdürlüğüne götürürken Kervansaray dağında rüzgâra kaptırmış.
Günler geçiyor Köy Enstitüsüne gitmeyi gözlüyoruz. Haber yok Ekim, Kasım, Aralık. Ses yok.
Yıl 1941 ocak ayı sonları. Kış yarı oldu. Arkadaşlarla saya oynuyorduk. Benim rolüm arap olmak elimde bir değnek boynumda bir kasnak, yüzüm siyaha boyanmış bir halde rolümü yapıyordum. Oyunumuzu sürdürürken sonradan kayınbabam olan herkesin değimi ile Apışın İbrahim'in evinin çatal kapısından içeri girdik. Avluda saya oynayan ikinci bir grupla karşılaştık. Ufak bir arbededen sonra gruplar birbirlerinden ayrıldı.(Burada bir not düşmek istiyorum. Allah?ın yazısı bu ya, o zaman 15 yaşında saya oynayan Kazım ile o evde yaşayan 11 yaşındaki Şefika 6 sene sonra 1947 yılında evlenip bir yuva kuracaklarmış. Şimdi 2009 yılındayız. Bu yuva 62 yıldan beri mesut bir şekilde devam etmektedir.) Oyunumuza devam ederken son olarak kâhyaların oraya geldik. Orada bir avlu içinde dört beş ev vardı. Burayı da alıp oyunu bırakmak istiyorduk. Orada Pazarören Köy Enstitüsüne gitme emrinin geldiğini duydum. Bütün topladıklarımızı arkadaşlara bırakıp, ben gidiyorum sizin olsun dedim yanlarından ayrıldım.
Eve geldim anam ağlıyor. Daha önceden 1336?lıların da askere gidecekleri belli idi(miladi tarihe göre 1920 doğumlu olanlar)bunların içinde Raşit Ağamda var Anam fazlaca küçük diye bana ağlıyormuş.
Sekiz koyunumuz vardı. İki gün öncesinden iki tanesini 11 liraya sattık. Bu 11 lirayı Raşit ağama bana eve olmak üzer üçe böldük. Sabahleyin Kırşehir'in yolunu tuttuk. O gün askerler gitti. İki üç gün içinde Kırşehir?in çeşitli yerlerinden gelen öğrencilerle bir arada toplandık sayımız 30'u buldu Yerköy?e geldik oradan Kayseri?ye geldik daha sonra 1 Şubat 1941 tarihinde pazarören köy enstitüsüne geldik.bu tarihten itibaren Pazarören Köy Enstitüsü öğrencisi olmuştum.
Yazımın başımda ah o yıllar bir dile gelse de konuşsa demiştim.Gerçektende öyle.O yıllarda 2.Dünya Savaşı bütün hızıyla devam ediyordu.Köylerimiz dar gelirli idi.Çeşitli hastalıklarla da mücadele ediyorlardı.Bu hastalıkları şöyle söyleyebilirim.Sıtma,Verem,Tifo,Tifus,Uyuz daha başkaları.
Böyle zamanlarda Köy Enstitüsüleri açılıyor.Biz çocuklarımızı göndermiyoruz.Köy Enstitüleri'nin kıymetini bilmiyoruz.Biz bilmiyoruz ama, Köy Enstitüleri'ni kapatanlar hiç bilmediler. Köylü uyanmasın istiyorlardı.Halk çocuklarının yurt gerçekleriyle ilgilenmemesini istiyorlardı.Oy peşinden koşanlar,tutucu,gerici,çevreler Köy Enstitüleri'nin kapanmasını istiyorlardı.Sonunda kapattılar.
Not:

Şu sorulabilir: ?Neden bu öğrenciler ekim ayında alınmadılar da şubatta alındı.? Sebebi şu: ?Temmuzda giden arkadaşlar Ocak ayına kadar ders gördüler.2.sınıfa geçtiler.bizlerde 1.sınıfa kaydolduk.ekim ayına kadar ders görüp 2.sınıfa geçtik.?

II

Kaynak: http://www.karacaoren40.com/sizdengelen.htm