Kavil * Onur Akyıl

anladım onları; bir şehir işte bütün bildikleri,
yalnızca onların şehri, evlerine gittikleri bir şehir.

ne hatırası mümkün değil en fazla bir gökyüzü uzanılmış
bekleşen yapraklar altında elleri yüzleri ve dalgınlıklarıyla
uzağa gitmekti aslında, buluştular, kavuştular belki de, gördüm
bütün bu güzel şeyleri, yapayalnız; tanrıya şaşırıyorum. çünkü
hani şu susmak, anladığımız birbirimizi; unutmaksa.
korkuncu oydu, insanca her şey; insan yok. karanfil nerde; açışmda:
bir özlemi bileyerek nereye baktım, ne yana gittim, dönmüşüm;
yalnızca sabahları bir inanç yağmuru, perdeleri tutuşturup.
olsun diye açınca ben de ağzımı, tüten su. ne iyi yanlışım.

yazgısı onların beni topraktan sökmek, adımı bilmek, ihbar etmek,
gülün rengi kırmızı ne kadar kaçsam kırmızı, beni de bir eve bir gün
öğleden sonra parkıarında, eşliğinde ıslıkların.

anladım onları; bir şehir işte bütün bildikleri,
yalnızca onların şehri, evlerini bize vermedikleri bir şehir.
ki bir evimiz olsa yalnızca uyuruz güzel güzel; anmayız:
anılanlar hep yeniden ölür.

taptaze çiğdem; kavil.