İkinci Yeni Hareketi

Türk şiirinde 1950 sonrası Garip akımına ve 1940 kuşağının toplumsal-gerçekçi yazarlarına karşı tepki olarak doğdu. Değişik imge, çağrışım ve soyutlamalarla yeni bir söyleyişi amaçlayan şiir akımıdır. Çağdaş şiirimizin en önemli ve etkisi farklı biçimlerde de olsa hâlâ süren akımlarındandır. 1955 yılı başlangıç noktası olarak alınabilir (pazar postası gazetesinde yayımlanan şiirler bu akimin ilk örnekleri sayılır).
İkinci Yeni ismini akımın savunucularından Muzaffer Erdost ilk kez kullandı. 1950?lerin başından itibaren özellikle de 1953-1957 arasında birbirlerinden etkilenerek şiire yeni bir söyleyiş getirdiler. Ortak özellikleri, dilin alışılmış kalıplarını yıkmak, sözdizimini zorlamak ve bozmaktı. Şiiri her şeyi anlatabilme sanatı olarak gördüler. Dilde yeni bir iç ses arayışına giren İkinci Yeni?ciler, imge, hayal gücü ve duyguya ağırlık verdiler. Bireyin toplumsal yalnızlığı, sıkıntıları, çevreye uyum sorunları gibi temalar işlendi. Her şeye karşı oluşlarıyla edebi bir nihilizme uzanan İkinci Yeni?ciler, Batı edebiyatındaki simgecilik, gerçeküstücülük, Dadaizm gibi akımlarından da etkilendiler. İlhan Berk, Cemal Süreya, Edip Cansever, Turgut Uyar, Ece Ayhan, Oktay Rifat, Metin Eloğlu, Turgay Gönenç, Sezai Karakoç, Özdemir İnce, Tevfik Akdağ, Ülkü Tamer, Ahmet Oktay, Kemal Özer, Ergin Günçe, Ercüment Uçarı ve Nihat Ziyalan bu akımı destekleyen şairlerimiz.
Şiirde işlenen konular gerçek hayattan, doğa tasvirlerinden uzak, sürrealist konulardır. Anlamsız şiir olarak da anılır. Oysa gerçekte İlhan Berk dışındakiler anlamsızlığı tam olarak savunmamışlardır. Bir de ikinci yeni budur şudur, şöyle yazar böyle anlatır, şunu anlatmaz demek zordur. Her şair bağımsız bir yol izler, hepsi ayrı sıfatlar verir ikinci yeniye. Oturulup da 1.yeni gibi biz bundan yanayız, buna da karşıyız denmemiştir, üstelik. özgürdür şairleri. Soyuttur gerçeküstüdür, şiirleri toplumun bilinçaltıdır.
Cemal Süreya, İkinci Yeni'nin planlanmış bir şiir akımı olmadığını söyler. 50'lerde gün yüzüne çıkardığı şiir anlayışları arasındaki benzerlikler sebebi ile kendiliğinden oluşmuş bir akım olduğu kanaatindedir. Cemal Süreya bir çok kişi bu akıma bazı şairleri sokmuş-çıkarmıştır ki, Attila İlhan kendisi için İkinci Yeni şâiridir diyenlere '' şiirden anlayan herkes, Attila İlhan şiirinin ikinci yeni şiirine rakı şişesinin şimendifere benzediği kadar benzediğini bilir'' diyerek tepki göstermiştir. Attila İlhan'a göre ikinci yeni, soğuk savaşın şiiridir. Üstada garip akımının da (birinci yeni) sıcak savasın şiiri olarak etiketlemiş bu da yetmemiş bu iki akım için; “birincisi İnönü diktasının eseridir, ikincisi Menderes diktasının” demiştir.
Kemal Özer'e göre İkinci Yeni ise; ''yakın akrabaları sahip çıkmadığı için ölüsü belediye tarafından kaldırılan, ama mirası yenilen garip bir akrabadır'' der. Dönemin siyasi baskısından kaçmakla ve biçimcilikle eleştirilen ikinci yeni akımının 1965'lerde ise son bulduğu söylenebilir.şiirakedemisinden alıntıdır.