Hor Görme Deliyi

Yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyor, yollarda küçük dereler oluşmuş, “deli” başını pencereye dayamış dışarıyı seyrediyor.

Arabanın biri, sağ arka lâstiği patlak, tangur tungur, yanaşıyor kaldırımın yanına. Kaderi ıslanmak olan bir adam iniyor arabadan, kriko ve yedek lâstiği çıkartıyor. Bijonları gevşettikten sonra arabayı kaldırıyor. Somunları tamamen söküp beşini birden kaldırımın yanına diziyor. Patlak lâstiği bagaja, yenisini yerine, tam somunları alacak ki, sular somunları almış götürmüş. Ümitsiz aranıyor çamurlu suların içinde, hırsından kuduracak neredeyse.

“Deli” sesleniyor penceresinden:
– Hey..!! Bijonları mı kaybettin?

Adam hayretle ve çaresiz:
– Evet!!!
– Kaç taneydi?
– Beş
– Şimdi diğer lâstiklerden birer tane sök ve elde ettiğin üç bijonu
yeni lâstiğe birer atlayarak tak.

Adam hem hayretler içinde hem de aşağılanmış bir şekilde sorar:
– Peki,… sen deli değil misin?

– Deliysek, aptal değiliz ya!!!

Hor görme "deli"yi dışarıdakiler içerdekilerden fazla !