Halil Cibran Dan

Yaşam kalbini okuyacak
bir şarkıcı bulamazsa,
aklını konuşacak
bir filozof yaratır.

Zihnimiz bir süngerdir,
yüreğimizse bir nehir.
Çoğumuzun akmak yerine,
sünger gibi emmeyi seçmesi ne garip!

Yürüyenlerle birlikte yürümeyi yeğlerim,
durup yürüyenlerin geçişini seyretmeyi değil.

Esin daima şarkı söyler;
asla açıklamaya çalışmaz.
Eğer ağzın yemekle doluysa
nasıl şarkı söyleyebilirsin?
Ve eğer elin altınla yüklüyse,
şükretmek için nasıl kaldırabilirsin?

Güneşe arkanı dönersen,
ancak kendi gölgeni görürsün.
Ben onlara güneşi gösterim,
Aptallar parmağıma baktılar.

Yüreğin bir volkansa eğer,
avuçlarında çiçekler açmasını
nasıl umabilirsin?

Bana "seni anlamıyorum" demen,
hak etmediğim bir övgü,
hak etmediğin bir yergidir.

Yanlışlarımızı doğrularımızdan
daha büyük bir coşkuyla
savunmamız ne gariptir!

Suskunluğu gevezeden,
hoşgörüyü hoşgörüsüzden
ve kibarlığı kaba olandan öğrendim.
Ne garip ki, tüm bu öğretmenlerime
karşı oldukça nankörüm.

Her insan iki insandır;
biri karanlıkta uyanık,
diğeri ise aydınlıkta uykudadır.

Düzenbazlık bazen başarılı olur,
ama her zaman kendini öldürür.

Diğer yanımla hiç bir zaman
tam bir uyum içinde olamadım.

Görünen o ki maddenin özü
aramızda uzanmakta.

Bir gerçek her zaman bilinmek,
ama ara sıra söylenmek içindir.

Eğer sırrını rüzgara açarsan,
sırrını ağaçlara söyledi diye
rüzgarı suçlayamazsın.

En acınacak kişi, düşlerini
altın ve gümüşe dönüştürmüş olandır.

Eğer insanlara boş elimi uzatır
ve bir şey alamazsam çok üzücü;
ama asıl ümitsiz durum, dolu elimi uzatıp
kabul edecek kimseyi bulamamamdır.
Halil Cibran (1883-1931)