Hacı Bektaş ve Atatürk

Mustafa Kemal 1919 da Samsun'a çıktıktan hemen sonra yapacağı mücadele için yararlanabileceği bütün güçlerle bağ kurmuştur.
Bu güçlerden biri de din etkenliydi. M. Kemal ilkönce dini yönden ağırlığı olan bütün şeyhlere ve tarikat ileri gelenlerine mektuplar göndererek onları da yanına çekmeye çalışmıştır. Bektaşi tekkelerinin Anadolu'daki Bektaşi halk üzerindeki etkisi büyüktü ve M. Kemal bunun farkında idi. Amasya'da karşılaştığı Çelebi Cemalettin Efendi ve onun etrafındaki Bektaşilerin kendisine katılacaklarını sezinlemişti.
Atatürk; Çelebi Cemalettin Efendi ve Hacı Bektaş'a gönül verenlerin, milli egemenliğe önem veren, çağdaş bir düzen düşlediğini; “Türkçü” düşünceden uzaklaşan Osmanlı yönetimine karşı olduğunu görmüştür.
Sivas kongresinde M. Kemal'i en çok destekleyenler bu nedenle Bektaşiler olmuştur. Hacı Bektaş tekkesi Mustafa Kemal'e yardım ve desteğini bu kongrede tam anlamı ile göstermiştir. Mustafa Kemal bu kongreden sonra buradaki desteklerinden çok memnun kalarak Hacı Bektaş tekkesi postnişini Salih Niyazi Dede Baba'ya tel göndererek memnuniyetini bildirmiştir. Mustafa Kemal bu tel yazısında şunları belirtmiştir:
“Salih Niyazi Baba Hazretlerine,
Sevgili vatanımızın kurtarılması ve mutluluğu uğrunda soylu ulusumuzun Tanrı'nın izniyle giriştiği kutsal savaşta üstün görevimizi övgüyle karşılamanıza, yüksek değerlendirmenize teşekkürlerimizi sunarız. Temiz ulusumuzun yükselme ve kurtarılmasına dönük hayırlı iz ve yol göstericiliğinizin devamını üstün saygıyla dileriz. Temsil Kurulu üyesinden Erzincanlı Şeyh Hacı Fevzi Efendi hazretleri sevgi ve saygılar eyler efendim.
Anadolu ve Rumali Müdafaai Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi namına
Mustafa Kemal”
Sivas Kongresi'nden sonra Kurtuluş Savaşı için merkez olarak Ankara seçilmişti. Temsilci kurul ve Atatürk, Ankara'ya giderken 23 Aralık 1919 tarihinde Salı günü Hacıbektaş bucağına uğramıştır.
Hacıbektaş'a rüzgarlı bir havada gelen Atatürk, Hacı Bektaş-ı Veli'nin türbesine girip dört saat yalnız kalmıştır. Daha sonra son postnişin Salih Niyazi Dede Baba ve dervişlerle görüşmüş ve milli mücadeleye ne gibi katkıda bulunacaklarını sormuştur. Dede Baba bütün maddi ve manevi güçleri ile yanlarında olacaklarını bildirerek, şimdilik 800 altın verebileceklerini Mustafa Kemal'e bildirmiştir. Ayrıca dergâhtaki yatak, battaniye ve ambarlardaki zahireyi arabalara yükleterek Atatürk'ün kuruluyla Ankara'ya göndermiştir.
Mustafa Kemal aynı günün akşamı Çelebi Cemalettin Efendi'de misafir kalmış ve “Ayini-cem” düzenlenmiştir. Anadolu'daki Hacıbektaş yoluna inananlara mesajlar yazılmış ve kısa zamanda büyük bir birlik oluşturulmuştur. Bu birlik Çelebi Cemalettin Efendi başkanlığında Garp Cephesine katılmıştır.
Hacıbektaş'ta yapılan bir “ikrar töreni” ile Mustafa Kemal “yola kabul” edilmiş ve kendisine “kılıç kuşatılmıştır”.
Mustafa Kemal Hacıbektaş'ta kaldığı süre içerisinde Hacıbektaş Dergahı ileri gelenleriyle özel bir toplantı yaptı. Bu toplantıda “Padişah ve halifeliğin kaldırılacağını, eğemenliğin din,dil,mezhep,tarikat ayrıcalığı gözetmeksizin Türk halkına ait olacağını ve kendisini yönetenleri halkın seçeceğini, kadın- erkek eşitliğinin sağlanacağını” belirtince toplantıya katılanlar kendisine “Sayın Paşam, Canlar derler ki, acaba Pir Hacı Bektaş cisim mi değiştirmiş. Çünkü yüzyıllar önce ulu pirimiz de böyle söylemişti” derler.
Atatürk, Hacıbektaş'ta gördüğü bu milli hislere hayran olmuş ve daha sonra Çelebi Cemalettin Efendi'yi Kırşehir milletvekili yapmıştır. Hatta 1. Türkiye Büyük Millet Meclisinde kendisi başkan olmuş ve Cemalettin Efendi'yi başkan vekili yapmıştır.
Hacı Bektaş'a gönül verenler arasında Atatürk sevgisi çok yüksektir. Bu inançtakilere göre Atatürk, Hz. Ali ve Hacı Bektaş-ı Veli'nin “don değiştirmiş” (Bektaşilikte bir terimdir) halidir. Gönül dostları bu nedenle Mustafa Kemal'in arkasında “yek vücut” olarak hareket edeceklerine “ikrar vermişler”dir. Bu gönül dostları bağnaz olmadıklarından, ayrıca inançları itibariyle de “Türkçü”ve akılcı olduklarından Atatürk'ün milliyetçiliğini kendi düşünce yapılarına uygun bulmuşlardır. Bu nedenle önce “Kuvayi Milliye” ci, “Müdafaa-ı Hukuk”cu örgütlerde daha sonraları da Atatürkçü Düşünce'de yer almışlardır.
Kaynak:
1-M. Kemal ATATÜRK,Nutuk
2-Baki ÖZ, Kurtuluş Savaşında Alevi Bektaşiler, Cumhuriyet yayını,1997
3-Ali SÜMER, Anadolu'da Türk Öncüsü Hacı Bektaş Veli, Ankara 1970