F.YEŞİM ALTINAY
Başkalarının ne hissettiğini kaydedememek duygusal zeka bakımından büyük bir eksiklik, insan olmak anlamında da trajik bir başarısızlıktır.
Bir müzik eğitimcisi olarak , ?Duygusal Zekanın? önemini kavramamam içten bile değildir. Gazeteden gördüğüm duygusal zeka ile konferansa katılma arzusundaydım. Telefona sarılıp şartları öğrenmek için eğitim şirketiyle irtibata geçtim. Önce kendimi tanıtıp bu eğitimi almak istediğimi belirttim. Ücreti öğrendiğimde benim için çok fazla olduğunu gördüm. Verdiğim eğitimle yakından ilişkisi olduğu için bu konferansa katılmak, hedefim haline gelmişti. Başvurunun bitmesine az bir sure kalmıştı.,çalıştığım radyoda ?çocuk ve müzik adlı eğitim programında bu konuya yer verirsem belki bu şansın bana ücretsiz verilebileceğini öğrendim.
Çocuk eğitimi üzerine yoğunlaştığım için bu konferansa çok ihtiyaç duymaktaydım. Konferansa katılmak bana profesyonel anlamda yeni ve geniş ufuklar açacaktı. Sonunda konferansa davetli olarak çağrıldım.
Ve şunu anladım ;
Aslında duygusal zekamı kullanarak bunu hak etmiştim. Şartları çok zorlamadım, sadece iyi bir tonlama ile kendimi doğru ifade ettiğim telefon konuşmasında insanlara ,?beni anlayın? ?sizi anlıyorum? mesajını vermiştim.
Doğru yaklaşımların insanı hedefe nasıl ulaştırdığını bir kere daha görmüş oldum.
Başkalarının ne hissettiğini kaydedememek duygusal zeka bakımından büyük bir eksiklik, insan olmak anlamında da trajik bir başarısızlıktır. Tonlara karşı sağır olmamak , insanların söz ve hareketlerinin dokusunu oluşturan duygusal notaların ve akorların fark edilmesini sağlar.
Ses tonunun, duruş değişikliğinin, her şeyi açığa vuran bir titreşimin farkına varmak ; duyarlı olmayı gerektirir. Başkasının ne hissettiğini sezebilmenin anahtarı; ses tonu mimikler,jestler, yüz ifadesi, ve benzeri türden ifadeleri okuyabilmektir.
Gelelim ?duygusal zeka? nın ne olduğuna ; yaradılış özellikleri; çocukluk deneyimleri ve daha sonraki öğrenmenin bir sonucudur. Çocukluktan itibaren beslenip ,güçlenmesi ve en iyi şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Akademik başarılardan ve kişinin hayatının pratik yanıyla başa çıkabilmesi içi son derece önemlidir.
Sonradan kazanılması zor olan bu özellikler nelerdir. ? Niçin önemlidir ?
Üst düzey yönetici bir arkadaşım, kalabalık bir topluluk karşısında konuşamamaktan yakınıyordu. konuşmasına iyi hazırlandığı halde heyecanını yenemeyip endişe ile zaman zaman hayal kırıklığına sebep oluyordu. , kendini tam olarak ifade edemiyordu. Bunun nedeni okul çağlarından itibaren taşıdığımız alay edilme korkusu, motivasyon eksikliği, ses tonunu iyi ayarlayamama korkusuydu. Eğer bu sorunlar doğru zamanda çözümlenmez ise kişiyi iş ve sosyal yaşamında başarısızlığa götürmekteydi.
Özellikle katılımcı , yaratıcılığa dönük, insanı keşfedici bir eğitim; çocukta ?kendini doğru ifade etmeyi?, ? doğru düşünmeyi?, ?öz motivasyonu? , ?empatiyi? geliştirir.
Bu becerileri ; yaradılış özelliklerimiz dışında ; okul öncesinden başlayarak aldığımız eğitim içerisinde öğrenip, alıştırmalarla geliştirebiliriz. Sosyal bir ortam olan sınıflarda bunu uygulamak oldukça kolaydır. Çocuğa ; sınıfın bir sahne ortamı olduğu ve hazırlanan her proje ve konunun sahnede sergileniyormuşçasına sesinin tonundan , mimiğe kadar kendini rahatça ifade etmesinin gerekliliğini hissettirmeliyiz.
Öz güvenden ses gelir mi ?
Şu anda piyano çalışması yaptığım bir öğrencim (9 yaşında ) derslere ilk başladığımda hırslı; ama kendine güvensiz ve duygularını tam ifade edemez haldeydi. Başarısızlığa uğradığında , zorlandığından karşısındakine bağırıp çağıran, yaptığı işe küsecek kadar özgüveni olmayan bir çocuktu. Zaman içerisinde, piyano eğitimi onun duygularını kontrol altına aldı, zayıf olan sosyal tarafına güç verdi, başarmanın ve farklı bir şey yapmanın tadına vardı. Şu an 13 yaşında duygularının rahatça ifade edebiliyor, sosyal çevresinde kendine bir yer edinmiş durumda .
Sevgili Anne ve Babalar,
Çocuklarınızın geleceğini ?duygusal zeka?nın fırsat pencereleri sayesinde değiştirip, enstrümanları ile seslendirebiliriz.
Onların hayatını şansa bırakmayalım, bu en temel becerileri öğretip, daha bu günden onların duygusal repertuarlarını oluşturalım.