Her Gece Böyle Değilim * Melih Cevdet Anday

Benim de öyle akşamlarım vardır.Kapıdan girince anama sarıldığım,Çocuklara karamela ve çekirdek getirdiğim,Meyhaneye uğramadan çakır keyif,Düşmanım yok,Gündeliğim cebimde,KüfretmedenÖyle tasasız döndüğüm akşamlar..Benim de öyle akşamlarım vardır. Her gece böyle değilim.

Kadeş Savaşı * Melih Cevdet Anday

Asi ırmağının bir yakasında Muvattaliayakta, askerleri arasında,Durmuş bakıyordu kıpırdamadan.Irmağın öbür kıyısında Firavun,Rmases, savaş arabasına çıkmış,Gözlerini dikmiş karşıya.İşte bütün bildiğimiz bu.Gerçi tarih uzun uzun anlatır,Ama bu bakışma kalır kalsa kalsa.

Kundura Boyacısına, Kiraz Ağacına, Çingene Kızına Dair * M.c.anday

Sabahleyin evden çıkıyorumİnsanın işi var gücü varGidip bir parka oturuyorum Bir boyacı dikiliyor der demezBakar da bakar potinlerimeNe bakıyorsun breKeyif benim değil mi?Boyatmayacağım işte. Nesini boyatacaksın diyor içindenBir yandan da kaşını kaldırarak“Şu yerdeki senin mi ağabey?” diyorBakıyorum, ayağımın ucunda leş gibi pis bir tarak,Alıp tarağı…

Kolları Bağlı Odysseus * Melih Cevdet Anday

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 1. Kara gemi Okeanos ırmağının Akıntısından kurtulup tanrısal Denizde Ayaye adasına varınca Onu kumsala çektik ve uykuya Dalarak tanrısal şafağı bekledik. Sabah sisi içinde doğan Gül parmaklı şafak Elpenor' un yüzüstü yatan ölüsünü Bulmuştu ilk önce kıyıda. Martı leşleri ve deniz kabukları arasına…

Medeniyet * Melih Cevdet Anday

Şu haline bak da utanNe okuma bilirsin ne sayıNe üstünde var ne başındaNe midende ne kursağındaBari gel de görgünü arttırMedeniyet öğren ayı.Yemek masası nedir, peçete nedir,Çatal bıçak nedir gör!Giymek şart değil ya,Ayakkabı gör, gömlek gör,İngiliz kumaşı gör, naylon çorap gör,Jartiyer bile görsen faydası var.Tarak deyip…

Olsun Da Gör * Melih Cevdet Anday

O gün gelsin neşemiz tazelensin de gör Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör Seyreyle gülü bülbülü Çifter çifter aylar gökyüzünde Her gece ayın on dördü Kuşlar geçecek damların üstünden Kuşlar konacak dallara Kanat seslerini duyup uyanırlarsa Gene kuşlarla uyusun çocuklar Olanı biteni anlatma….

Şaşırtıcı Karşılaşma * Melih Cevdet Anday

“Çok eskiden yaşadım bu ânı ben”Dersiniz şaşkınlık içinde.İlk girdiğiniz bir ev, bir merdivenBirden güneş vuran pencere, Ve tam sırasında tren düdüğü…İşte böyle gelmişti siz dünyadaDeğilken bir gün öğle üstüBu renklerle bu sesler bir araya. Yaşamak anımsamak mıdır yoksa?Sanmam, biz de bir sestik belkiBirileri için yıllar…

Sevincin Yarısı * Melih Cevdet Anday

Kuşlar yağmur yağdırır da Yağmur güneşi vururdu ya Ben sana gelirdim Sevincin yarısı ağzımda Zambağa birikir sabahlar Ovalar atlara binerdi Kulesine koşuşunca deniz Cebimde geceden yıldızlar Arılarla ballarla kanımda Yüreğim avuç olurdu da Sonra çeşme de olurdu ya Mutsuz dönüşler ayında Ben sana gelirdim

Teknenin Ölümü * Melih Cevdet Anday

Kara yakındı önce, hem çok yakın, Elimi uzatsam tutardı. Yıldızsız teknemdi inip çıkan gece, Kurumuş gece, kum, kömür, arduvaz… Kara yakındı önce, hem çok yakın, Denizleyin inip çıkan önümde Bir tanrının atardamarı. Açtım, yorgundum ama uykum yoktu. Günlerce yekesiz yelkensiz Ne de çok kuş takılmıştı…

Troya Önünde Atlar * Melih Cevdet Anday

1. koşu Kör bir ozan anlattı bunları, Atların da ruhu vardı Troya önünde, Ta Hades'ten duyulurdu kişnemeleri, Atsız bu bu kişneme ölüleri ürpertir, Köpeği deliye çevirirdi. Kimi de Troya önünde nal sesleri gezinirdi, Gömülmemiş bir atın erinçsiz ruhundan. O gün Akhalar başka biri için yarışsalardı…

Yağmurun Altında * Melih Cevdet Anday

Yirminci yüzyılı yaşadım Ertelenmiş bir yüzyıldı bu Yıkık bir sur yazgımızın uydusu Bekletir ömrü yürüyen ayla birlikte Bırakmaz günün adını koyalım. Yanıtsız bir yaşamdı erdemimiz Herkes içindi ve kimse içindi Okunmamış bir yazı, umudu doyuran, Duaları düşünmek neye yarar Kurgular tutuşturdu bacalardan. Yirminci yüzyılı taşıdım…