Temmuz Tikleri * Behçet Necatigil

Yanda, altta, üsttekilerYirmi yedi daire apartmanYatmış sanki ölüm uykusunaDonmuş zaman. Çıt yokEriyen camlardanKavrulmuş perdelerdeEn ufak bir kıpırtı. Ne sokaktan geçen taşıt,Su saatlerinde tıkırtı – –Ne kapı önündeki ağaçtaKuş sesleri. Onca çocuk hiçbiri – –İnsan loş bir odada çok eskiBir uykuya yatsa daGergin saat, uyunmaz. Bıkkın…

Unutmak * Behçet Necatigil

Böyle kalacakSahipsiz, açıkÖrtmeye üstünüVaktimiz olmayacak. Düşünmek bile suçGibi uzak yakınlarıİçlerinde yaşar mıBilgimiz olmayacak. Yıllarca beraberYalnız saatlerdeOlsun hatırlanmaz mıCevapsız kalacak. Kopmuş bağlarSonunda öyle kiNeyimizdi kimdiKimsemiz olmayacak.

Yakınlar * Behçet Necatigil

Anadır.. baba, evlat, kardeşYaradır içimizde.Yıllar yılı çeker bir hastalığı,Çekeriz biz de. Çokluk anlaşılmaz nedenBir bulut çöker gözlerinizeNiçin böyle durgunuzAra sıra bize geldiğinizde.

İnce Yapılı Göz * Behçet Necatigil

Akar su üzerine düşünceErimiş kurşunÜstünde düşününce. Bir eteğe takılıp, bir başka göze dalıpSöz söz yanınca gidinceSonu dalgalı deniz, suyu da derince. İş hanları dosyalar yarasalarBiri çıkıp araya bir posta koyuncaBir posta konulunca. Biriniz yoksunuz, yoğun sisKapanır önünüzGöz bir yere dikilince.

İnce İpekli Yaşamak * Behçet Necatigil

Yaşarken, ölünce bilmesin çok kimseTaşıtlarda biletKime kesilmişseHerkesin kendine ölümleri. Sarılsa, saklansa nelerdendiGelip açar bakarlarYanlış gömütlüklereKoymayın ölenleri. Yaşarken ve sonra çok kısa ılık suİnce ipek kaynaşma anlarıKaynatmaya gelmezSıkmayın ölenleri.

İncir Yaprakları * Behçet Necatigil

Yumuldular uğultular arasındaİncir yapraklarını artık kim düşünürdüSallanırken iki dalga arasında bir martıBu yatağa, koltuğa, bu kara tahtalaraDüşmeden önceEksiydi eksi şimdi iki artı. Gömüldüler dalgalar arasınaEllerinde uzatılan iki elmaYüzlerinde alı al bir kızartıBekleyen yan yana ayrılıklardıPerdeler inerse az daha sürerdiYumuldular, gözlerini yumdular. Eksikti tamken bile hepsi…

Zaman Kayması * Behçet Necatigil

Kaynaşır birbirine gün olur zamanlar;Geçmiş,gelecek birleşir tek kesitte.Sanki ilk kez yaşarız yaşanmışı dünlerdeYa da başlar ansızın ta ilerde olacak. Çağırır gerilerden bir değişim ilk aşkı:İşte yine o sıtma.Çok sonraki yılları;oysa daha bir çocuk,Duyar beri yanda bütün doymuşluğunca. Sarkaçlar gibi şimdi sallanırDünle yarın arasında düzensiz.Ya çok…

Ölü Çizgi * Behçet Necatigil

Bir zehirBirikir odalarda,Almaz ki veresin rüzgâraRüzgâr deli değil. Birden yayılır kandaKararır dört yan.Bir çöküntü başlar yaşamandaHer şeyin değersizleştiği an. Deniz mi bu, geçilmezAşılmaz dağ mı?Tam bana göre, uyuşukMiskinlik gibi var mı? Nedir seni saran bu sisYok dünyalarda tat.KuvvetsizBöyle daha rahat. Yaşamışım kaç paraMezar taşları neci?Deli…

Duman * Behçet Necatigil

Bir dumanla dolmuş dünya Boğucu bir duman El yazması bir kitapta Bir hikaye okudum: Bakırcılar bir zaman Bir koca kazan yaptılar. Bakırcılar gece oldu, evlerine gittiler kazan kaldı dükkanda Sabah ola, aşlar pişe Sabah ola, o da gide Bakırcılar gittiler Kazan kaldı dükkanda. Kazan bekler…

Donmuş Dallarda Çiçek * Behçet Necatigil

İyidir beraber olmamız Yaklaşmış, değişik. Duyulur çevrenin gürültüsünde Issız Bizde bir şey eksik. Belki de bir şey fazla, yıllarca bilmedik Çökmüş birdenbire ağır: Bir kırık gülüşte Yitik Ümitsiz hatırlanır. Bulmak gibi tıpkı Karlar altında kayıp uzanırken ova Yolu kendiliğinden, Donmuş dallar esen ılık rüzgâra Çiçek…

Bellek * Behçet Necatigil

Yaşlılık, bıkıldı Zaman geçer: Bir kitap Çevir sayfalarını. Yok bu çölde Bittikçe baştan Çevir sayfalarını. Açtıkça yaprakları Değişen bir çiçek dürbünü – – Çoğu yararını gördü.

Evin Halleri * Behçet Necatigil

Evin yalın haliİster cüce, ister devCamlarında perde yokBomboş, ev. Evin -i hali, sabah,Geciktiniz haydi!Uykuların tatlandığı sulardaBıracaksınız evi. Evin -e hali, gün boyu,Ha gayret emektar deve!Sırtınızda yılların yorgunluğuAkşam erkenden eve. Evin -de hali, saadet,Isınmak ocaktaki alevdeSönmüş yıldızlara karşıIşıklar varsa evde. Evin -den hali, uzaksınız,Hattâ içinde yaşarkenAşkların,…

Aşk Gelmiş Cihana * Behçet Necatigil

Kız kaptırdı gönlünü Sevdiği oğlan kalpsizin biri Alay etti güldü… Hiç aşka gülünür mü? Ne çare, cahil aklı Kız hastalandı, yattı Mumda yandı pervane… öldü. Oğlan sormakta haklı Hiç aşktan ölünür mü?

Astar * Behçet Necatigil

Siz hiç eski tahtalara yağlı boya yaptınız mı? Bütün iş ilk çekilen boyadadır, astarda. Astar düzgün değilse tepserir boya Islak duvarlar gibi dökülür pul pul. Bir hava kabarcığı alttan doğru yavaş Taşır bazı şeyleri dipten yüze. Çıkar suya yukarı, döner bir zaman yavaş Söner suyun…

Aile * Behçet Necatigil

Sağ çıkıp günlük savaştan Evin yolunu tutmuşum Yemek yedik, çocuklarım uyudu İniyor üstüme yavaştan Allah?ın bembeyaz bulutu Kederlerimi unutmuşum. Hayatta olduğuma Seviniyorum şimdi Kavuştum çoluk çocuğuma Koltuğuma uzandım, rahatım Kahvem içime sindi Başladı gecelik saltanatım. Nisan 1943Kaynak: İnsan, 22

Zor Geçit * Behçet Necatigil

Sen, şu evvelce de yazdım:Siyah gömleğinde ince…Olmuyor ki ha deyinceHayat bütün bütün zalim. Devran döner. Âdem-Havva üstüne,Dünya evlilikle baki.Ama hayat dedikleriGüçleşmekte günden güne. Seni, beni üzen dertteÇarpar bir milletin kalbi,Halkın çoğu bizim gibiBunun lafını etmekte. Geçer, hepsi geçer elbet;Daralmış gönüller ferahlar.Gelir o eski sabahlar,Memleket eski…

Çağın Tanığı Olmak * Behçet Necatigil

Fırlat at uzağaDöner gelir bumerang. Yukardan aşağı, boş küpler,Soldan sağaHangi harfleri koymalıKi çözülsün bilmece? Diş dişKalıntı çağ mazgallarıSonra yeni katmanlarBir intihar gibi içerde. Aldatışı yakınlarınBilinseydiKime inanacaksınKi hangi yolları yürümeli? Çocukluk, gene ancak çocuklukGerçi o da acıAma iyi ki varYerine hangi mutlu yaşantı? O nineler, o…

* Behçet Necatigil Yaşam Öyküsü

1916 yılında İstanbul'da doğdu, 1970'da İstanbul'da öldü. Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Liselerde ardından İstanbul Eğitim Enstitüsü'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. Orta sınıf insanların başından geçen olayları ev- aile-yakın çevre üçgeni içinde anlatan şiirleriyle tanındı. Şiire bağlılığını hiç dinmeyen bir coşkuyla yaşamının…

Abdal * Behçet Necatigil

Yürür asfalt ovalarda abdal. Vitrinlerin düşen kepenklerinde Hep hüzün çeşmeleri: lambalar. Yüzer gibi önce bir tulum yavaşça Yanaşır kıyımıza eski diclelerden Ve fırlar ilk bedevi, dalar çadırımıza. Nerde bu leylâ, aslı nerde? Çıkartmalar, yağma ve leylâ! Vurur ferhat dağlarında abdal- Bir fener olacak ilerde bir…

Kitaplarda Ölmek * Behçet Necatigil

Adı, soyadı Açılır parantez Doğduğu yıl, çizgi, öldüğü yıl, bitti Kapanır, parantez. O şimdi kitaplarda bir isim, bir soyadı Bir parantez içinde doğum, ölüm yılları. Ya sayfa altında, ya da az ilerde Eserleri, ne zaman basıldıkları Kısa, uzun bir liste. Kitap adları Can çekişen kuşlar…