Ata?ya Dil Uzatan Din Tüccarlarına

“Yıl 1926… Yer, Trabzon'un Kavaklı Meydanı Ortaokulu…
Birinci sınıfın kapısı açılır ve Atatürk görülür. Yanında ünlü din adamlarından Tevfik Hoca vardır.

Hoca'ya “Buyrunuz” diye yol gösterir.
Hoca,

– “Önce siz buyurunuz paşam” diye saygıyla eğilir.
Ama Atatürk kabul etmez. Etrafındakilerle birlikte girerler. Dersin konusu “Sireti Nebi ve Kuran”dır.
Atatürk bir öğrencinin Kuran okumasını ister. Bu görev de, daha sonra öğretmen olacak olan Hakkı Okan'a düşer…
Atatürk dinler ve okunan suredeki “Semibasir” sözcüğünün “tecvit”teki anlamını sorar.
Sonra dersi veren Vasfı Hoca'ya döner. “insirah Suresi”ni okumasını ve yorumlanmasını rica eder. Ama Hoca, sıra yoruma geldiğinde ezilip büzülür.
– Yanımda yorum kitabi yok.
Atatürk'ün kaşları çatılır… “Birkaç satırlık bir sureyi yorumlamak için, yorum kitabına ne gerek var” der. Sureyi “tecvit” kurallarına uyarak kendisi okur. Herkesin anladığı Türkçe sözcüklerle yorumlar.
Ve Vasıf Hoca'ya, bir yanlışlık yapıp yapmadığını sorar.
Hoca mutlu ve hayrandır:
– Siz Tanrı'nın ulusumuza armağan ettiği essiz bir öndersiniz…