Arzu K. Ayçiçek * Sınırda

Gün taşlarla konuşurdu yanni kaptan
koyaklardan akan ırmağın sesini dinlerdi
tepelerden esen zeytinleri

Geceyi keserdi dalgalar
süngercileri beklerken yanni
rumeli türküleri söylerdi ona madam eleni
odeysseus'us şarap kupasını taşıyordu
eleni'nin incecik parmakları
dokundukça yanni'nin titreyen ellerine…

Sessizliği yıkardı kuşluk vakti
eleni'nin göğsünde çırpınan mavi
kırlangıçlar uçardı yeşil gözlerinden
güneş boyayınca karşı kıyıyı.

'Bu yıl kötü geçti' dedi yanni
gecenin kömürünü yutuyordu ateşböcekleri
öykü okuyordu sanki anlatırken sınırdaki oğlunu,
kaputlar içinde çürüyen askerleri.

'Islanmış yorgana benziyor' dedi toprağa
alnından düşen ter damlalarına karıştı
eski dönemde ayağına takılan çocukluğu
kulağında yorgun su sesi
pencerede öylece…

Gün taşlarla konuştu.