Akciğer Kanserinin Tedavisinde Yeni Adım

Araştırmacılar, akciğer kanserinin gen haritasını çıkarmayı başardı. Nature dergisinde yayımlanan araştırmada, 528 kanser tümörünün DNA'sını inceleyen bilim adamları, akciğer kanser tümörleri üzerinde genetik 50'den fazla anormalliği belirleyerek, bu kanserin gen haritasını oluşturdu.
Araştırmada, 14. kromozomda bulunan daha önce göz ardı edilmiş NKX2-1 geninin kanserden sorumlu olabileceği ortaya çıktı. Harvard ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü bünyesindeki Broad Enstitüsü'nden Matthew Meyerson, bu incelemelerin akciğer kanserinin gen haritası konusunda benzersiz bir tablo çizdiğini söyledi.
Meyerson, bu çalışmanın başlıca temelleri ve akciğer hücrelerinin büyümesini denetleyen önemli bir genin fark edilmesini sağladığını, bunun akciğer kanserinin teşhisi ve tedavisinde yeni stratejileri değerlendirmenin yolunu açtığını vurguladı. Araştırmaya imza atanlardan Eric Lander de “akciğer kanserinin genetik haritasının, bilinen bazı şeyleri doğrulayarak bu korkunç hastalığın sistematik bir tasvirini sağladığını; ancak bulmacanın birçok yerinin eksik olduğunu” belirtti. Akciğer kanseri, diğer birçok kanser türünde olduğu gibi, DNA'daki değişikliklerin sonucu oluşuyor; ancak bu değişikliklerin kaynağı ve biyolojik sonuçları halen büyük ölçüde bilinmiyor. Yılda bir milyondan fazla kişinin yaşamını yitirmesine sebep olan akciğer kanseri, dünyada en çok ölüme yol açan kanser türlerinin başında yer alıyor.

Akciğer Kanseri Tedavisinde Yeni Yöntemler
Akciğer Kanseri 20 inci yüzyılın en önemli hastalıklarından biri olarak dünya tarihine geçecek. 1960?lı yıllara kadar homojen bir hastalık olarak kabul edilen akciğer kanserinin iki önemli türünün olduğu zamanla ortaya çıktı. Küçük hücreli akciğer kanseri?nin biyolojik açıdan diğer akciğer kanserlerinden farklı olduğu anlaşıldı ve tedavisi 1970?li yıllardan sonra sistemik bir tedavi şeklinde kemoterapi ile yapıldı. Küçük hücreli dışındaki akciğer kanserlerinin temel tedavisini de cerrahi oluşturdu. Uzun yıllar boyunca ameliyat edilemiyen küçük hücreli dışındaki akciğer kanserlerinin tedavisinde kemoterapi ilaçları kullanılmadı ve bu hastalar son çare olarak palyatif radyoterapi ile tedavi edildiler. Bu yazının ana konusunu küçük hücreli dışındaki akciğer kanserlerinde yeni kemoterapi ilaçlarının uygulanması oluşturuyor.
1998 yılında dünyada yarım milyonu aşkın insan küçük hücreli dışı akciğer kanseri ile teşhis edilecek. Bu hastaların %30?u ameliyat olabilecek evrelerde (Evre I ve II) teşhis olacak. Tüm hastaların %90?ı ise hastalıklarının bir döneminde yeni kemoterapi ilaçlarından yararlanma ihtiyacında olacaklar (sistemik metastazlar veya lokal nüksler dolayısıyla). Son yıllara kadar kemoterapi ilaçlarının bu hastaların tedavisinde bir rolu olmadığı düşünülürdü. Cisplatin?in 1970?li yıllarda keşfinden sonra bu ilacın küçük hücreli dışı akciğer kanserinde o zamana kadar bilinen ilaçlardan daha etkili olduğu görüldü. Uzun süren randomize çalışmalar sonucunda cisplatin içeren kemoterapi tedavilerinin hastaların ömrünü uzattığı ve hayat kalitesini arttırdığı ispat edildi. Cisplatin içeren kemoterapi sayesinde bir yılda hayatta kalan küçük hücreli dışı akciğer kanserli hasta sayısı iki misli arttı ve tedaviye objektif cevap vermeyen hastalarda bile kemoterapi ile hastalığa ait semptomların azaldığı ve hastanın yaşam kalitesinin arttığı gösterildi. (Alıntıdır.)