Ağustos Böceği ile Karınca

Kış kıyamet, soğuk mu soğuk. Karınca toprağın altındaki yuvasında kapısını iyice kapatmış, yavrularıyla birlikte, yazdan biriktirdiklerini yiyor. Dışarıdaki fırtınadan zar zor duymuş kapının çaldığını. Hayretle kalkmış yerinden merakla doğrulmuş kapıya.
Kapıda son model bir araba ve karşısında kürkler içersinde Ağustos Böceği, buram buram parfüm kokuyor:
– Ah şekerim, şöyle bir Paris’e doğru gidiyordum da sana bir uğrayayım dedim.
İstediğin bir şey var mı?
– Eğer Paris’in güney kapısından girersen, sağ kolda büyük bir mezarlık vardır.
Orada “La Fontaine” adında bir şair yatıyor.
Lütfen benim için onu bul ve mezarına bir “Tüü..” deyiver.