2025 Yılından İtibaren 3 Milyardan Fazla İnsan Su Kıtlığı ile Karşı Karşıya Kalacak

Türkiye, son 40 yılda yanlış uygulamalar yüzünden su kaynaklarının yüzde 50?sini kaybederken, 2.5 milyon sulak alanın 1 milyon 300 bin hektarı kuruyarak işe yaramaz hale geldi.

Su için ne yapılmalı?

Tüketici yapıldık. Küreselleşme süreci içinde insanlar bağımsız ve etkin bireyler olarak, hatta sadece birer tüketici olarak görülmeye başlandı. Bireysel seçim ve davranışların, ekonomiyi ve dolayısıyla insanın doğa ile etkileşimini belirlediği gibi bir inanış var. Bu çerçevede TEMA Vakfı dahil olmak üzere sivil toplum kuruluşları, hatta politikacılar suyu tasarruflu kullanmaya, küresel iklim değişikliğini önlemek üzere bireysel çaba göstermemiz konusunda bize çağrılar yaptı. Bunun en başarılı örneklerinden biri TEMA?nın ?Suyunu boşa harcama? kampanyasıydı. Daha sonra, İstanbul Büyükşehir Belediyesi?nin de kampanyaya katılmasıyla İstanbul?da evlerde yapılan tasarrufla aylık su kullanımı %10-15 düştü. Yani, neredeyse yıllık su kullanımına 2 aylık katkı yapıldı. Bunu vatandaş başardı. Samsun Belediyesi, TAV-Atatürk Havalimanı ve Ankara Halk Otobüsleri gibi kurumlarla da işbirliğine başlandı. Bütün belediye ve kurumları bu kampanyaya katılmaya davet ediyoruz.
Koca borularla doğadan su çalınıyor
Bu kampanyalar sürerken İstanbul?da şebekeden doğan kayıplar %30, Ankara?da ise %58. ?Gelişmiş? ülkelerde bu rakamlar %10?u aşmıyor. Vatandaş üstüne düşeni yaptı. Artık politikacılardan alışageldiğimiz ?kemerini sık? politikası yerine, şebeke kayıplarını düşürecek önlemlerin alınması gerekiyor. Kentler için başka havzalardan koca borularla su çalma yatırımları (daha doğrusu maliyetleri) yerine, şebeke kayıplarını önleme projelerine yatırım yapmak gerekiyor. Bize su hizmeti sağlaması gereken vergilerimiz doğru yatırımlarla değerleniyor mu? Koca borularla aslında doğa?nın suyu çalınıyor! Doğa?dan çalınan, bizim ve çocuklarımızın geleceğinden çalınan demek. Hiç düşündük mü acaba küresel iklim değişikliği neden var? Tabiat Ana?nın bağrına gömüp bize yaşanır bir iklim sağladığı fosil yakıtları, biz kazdık, deldik çıkardık, yaktık, saldık… Şimdi kuraklık olunca dövünüyoruz, duadan medet umuyoruz. Başka havzaların suyunu da büyük kentlere ahtapot kolları gibi döşediğimiz borularla çekersek bunun sonucu ne olacak? Bitkiler, ağaçlar kuruduğunda, göller çekildiğinde, yer altı su rezervleri de tükendiğinde çocuklarımız hatta biz ne yapacağız? Koca borularla suyu doğadan çalmak yerine yapılacak başka akılcı yatırımlar yok mu?

Yağmur suyu çatılarda toplanmalı
Öncelikle evlerimizde, işyerlerinde, kamu kurumlarında şebekemizi hijyen gerektiren su ve kullanma suyu olarak ayırmamız gerekli. Çatılar yağmur suyu toplayacak şekilde tasarlanmalı ve sarnıçlar veya depolar yapılmalı. Biriken sular kullanma suyu olarak doğrudan çeşme ve sifonlara akıtılmalı. Şebeke suyu sadece hijyen gerektiren içme ve yemek pişirme gibi kullanımlara harcanmalı. Gelen su bir yanda, giden su diğer yanda. Bu yüzden, kanalizasyon şebekesini değiştirerek kirli suyu kentsel arıtmaya gönderirken, banyo ve lavabolarımızdan akan ve deterjanlarla gübrelenen suyu bahçelerde sulama için kullanmalıyız.

Gri su sistemleri kurarsak bu suları da ileride kolayca arıtıp kullanma suyu olarak geri dönüştürmemiz mümkün olur. Yapılması gereken, -koca su çalma projeleri yerine- devlet ve belediye teşvikleriyle şebekelerin yenilenmesi, yeni binalarda ise yağmur suyu sistemlerinin ve gri su sistemlerinin zorunlu kılınmasıdır.
Evet, tasarrufa devam ama bizim esas beklediğimiz artık doğa dostu ve akılcı yatırımlar. Evet, tasarrufa devam ama beklediğimiz tasarruf eden teknolojilere yatırım ve teşvik. Evet, tasarrufa devam ama bizim bu teknolojileri alıp kullanabilmemiz için bireye teşvik. Kemer sıkma politikaları yerine, öngörülü ve akılcı politikalar bekliyoruz.

3milyarton
Şebekede kaybolan su

Türkiye?de şebeke sistemi ile şehirlere yıllık dağıtılan 6 milyar ton suyun 3 milyar tonu sızıntı yolu ile kayıplara karışıyor. Konya havzasında ise 26 bin kaçak yer altı kuyusu var.

112milyarm3 Kullanılabilir
su miktarı

Çevre ve Orman Bakanlığı?na göre Türkiye, toplam 112 milyar m3?lük suyun, 40 milyarını değerlendirebiliyor. Geri kalan
72 milyar metereküplük bölüm ise boşa akıyor.

%9 Sanayide arıtma tesisi oranı

Endüstriyel işletmelerde arıtma tesisine sahip olan işletmelerin oranı %9. Organize sanayinin ise sadece %14?ünde arıtma tesisi bulunuyor.

141 Kanalizasyonlu belediye sayısı

Türkiye?deki 3215 belediyenin yalnızca 141?nin kanalizasyon sistemi var. Bu yüzden , kanalizasyon sularının %98.67?si hiç arıtılmadan göllere ve denizlere bırakılıyor.

%22 İstanbul?daki barajların doluluk oranı

İstanbul?un su ihtiyacını sağlayan 10 su kaynağındaki doluluk oranı yüzde 22?ye düştü. Kente su sağlayan barajların hacmi 253 milyon 636 bin metre küpe indi.

1.3milyon hektar 3 Van Gölü büyüklüğünde sulak alan kurudu

Türkiye?de son 40 yılda 1 milyon 300 bin hektar -Van Gölü?nün üç katı kadar- sulak alan yok edildi. Bunlar arasında Amik, Avlan, Suğla, Eber, Meke Gölleri ve Kestel, Gavur, Yarma, Aynaz, Hotamış, Eşmekaya Sazlıkları var. Ramsar Alanı (Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alan) olarak koruma altına alınması gereken göller ise, Beyşehir, Eğirdir, Bafa ve Sapanca. Yarı yarıya kuruyan Tuz Gölü?nde barınan flamingoların sayısı 11 bin 500?e indi.

400bin 108 kuyudan ihtiyacını karşılayan İstanbullu

İstanbul?un Silivri ve Çatalca Bölgesi?nde su kuyusu açma çalışmaları sürüyor. Şu ana kadar yürütülen çalışmalarla sayısı 108?e ulaşan kuyulardan günlük 64 bin m3 içme suyu sağlanıyor. Bu da yaklaşık 400 bin İstanbullu?nun günlük su ihtiyacı demek. Fakat İstanbul Ziraat Mühendisleri odası başkanı Ahmet Atalık, yeraltı sularının stratejik sular olduğuna dikkat çekerek aşırı kullanımın suların kirlenmesine neden olacağını söylüyor.

İstanbul ve Ankara?nın 2 yıllık suyu sızıntı yüzünden boşa akıyor

ebekelerdeki su kaybı yüzde 20 oranında azaltılırsa,1 milyar 800 bin ton su tasarrufu yapılabilecek. Bu rakam, İstanbul ve Ankara?nın iki yıllık su ihtiyacı demek. Üç büyük şehirde içme suyu dağıtım şebekesindeki su kaybı oranları Ankara?da yüzde 50-58, İstanbul?da yüzde 30-35, İzmir?de ise yüzde 44 civarında. Mersin ili ise, yüzde 65?e yakın su kaybı ile Türkiye?de ilk sırada yer alıyor. Çevre ve Orman Bakanlığı eski müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk?ün Türkiye?deki su kayıpları ilgili hazırladığı rapora göre, şebeke sisteminde faturalanamayan bedellerin alınması, sızıntıların azaltılması halinde koruma altına alınan su ile İstanbul ve Ankara illeri büyük ölçüde susuzluk sorunundan kurtulacak. Şebekenin sağlıksızlığı, kötü ve yanlış malzeme kullanılması, suyun bol olduğu düşüncesiyle yıllardır hoyratça kullanılması gibi sebeplerle su kayıpları yaşanıyor.

En büyük sorun şehir şebekelerinin eski kırılgan borulardan oluşması. Zamanla korozyon nedeniyle borularda aşınma oluşuyor. Ve basınçlı su verildiğinde özellikle ek yerlerinden ve zayıf yerlerden patlamalara ve su kayıplarına neden oluyor. Ayrıca, İSKİ?ye göre, kaçak su alıp fabrikalara döşeyenler ve otellerinde kaçak su kullananların sayısı da artıyor.

Müge Anlı