Çekoslavakya / Miroslav Holub * Yıkım

Hurdahaş olmuş parmaklar getiriyorlar bize,onları iyileştir, doktor.Millenmiş gözler getiriyorlar,yüreklerin avlanmış baykuşları,yüzlerce beyaz beden,yüzlerce kanlı beden,yüzlerce kömürleşmiş beden getiriyorlar,iyileştir onları, doktor,ambulanslar dolusu getiriyorlar,kanın çılgınlığını,etin haykırışınısessizliğin yanıp kül olmuşunu,iyileştir onları, doktor. Ve sararken yaralarıkarış karış,gecelerce,siniri sinire,kası kasa birleştirirken,gözün görmesini sağlarken,daha uzun hançerler,daha güçlü bombalar,getiriyorlar,daha görkemli utkular kazanıyorlar,…

Almanya / Nelly Sachs * Siz Tanıklar

Siz tanıklaröldürmüşlerdi sizin bakışlarınız altındaarkasında bir bakışı duyar gibiduyarsınız sırtınızdaölülerin bakışını Kaç sönen göz dik dik bakacak sizegizlendiğiniz yerden çıkıp bir menekşe koparacağınız zaman?Kaç kalkmış el yalvarmak içinbirbirine karışmış dallarının arasındayüzyıllık meşelerin?Hangi anın ağırlığı boy atıp büyüyor kanındabatan güneşin? Ey şarkı söylemeden beşik sallayan kadınlarkumrunun…

Almanya / Nelly Sachs * Nice Yaramız Var

Nice yaramız varöleceğimizi sanıyoruzsokak bize kötü bir söz attığında her kereSokak bunu bilmezama kaldıramaz böyle ağır bir yüküSokak üstünde görmeğe alışmamıştırbir acılar Vezüv'ünün püskürerek girmesiniOrada ilk çağların anıları yok oldu gittiışığın insan ürünü olmasından bu yanave artık meleklerin kuşlar ve çiçeklerle oynadığı yokya da donatmıyorlar…

Rusya / Nikolay Alekseyeviç Nekrasov * Özgürlük

Anayurdum! dolaşmadım daha,Böyle bir duyguyla senin ovalarında! Bir bebek görüyorum anasının kollarında,Yüreğim sevinçten dalga dalga; Güzel bir çağa doğdu çocuk,Ulu Tanrım! bilmeyeceksin gözyaşlarını sen! Kimselerce korkutulmadan, özgürsün başlayarak çocukluktan,Savunacaksın davanı, gerekliliğine inanılan, Bir köylü olarak kalmak da isteyebilirsin ömrünce,Süzülebilirsin de bir kartal gibi göklerde! Bu…

Rusya / Osip Mandelstam * Leningrad

Gözyaşlarım kadar tanıdığım şehrime döndüm,Çocukluğumun şişmiş bezeleri kadar tanıdığım.Döndüm buraya işte – durma, iç artıkIrmak boylarındaki fenerlerin balıkyağını. Katranla karıştığı güne yumurta sarısının,Bu aralık gününe alışmaya bak.Petersburg! Hayır, ölmek istemiyorum daha!Defterinden silinmedi telefonumun numarası. Petersburg! Saklıyorum yazdığım adresleri,Onlar duyuracak bana ölülerin sesini.Karanlık bir eşikte oturuyorum;…

Rusya / Osip Mandelstam * Gazino

Mutluluğu hesaplamayı sevmiyorum,ruhsuz bir leke olabiliyor bazen doğa.Çok içmedim, niyetliyim sadeceince bir hayatın bütün ince renklerini yaşamaya Rüzgâr kıllı, pürüzlü bir bulutu sürüklüyor,bir çapa salınıyor denizin dibineve yumuşak bir yelkencesine asılmış ruhumsallanıyor bu kahredici uçurumda. Ama seviyorum bu gazinoyu, kumul gibi, uzakları seyrediyorum buğulu pencereden,ince…

Fransa / Pierre Reverdy * Yürek Yüreğe

Sonunda ayaktayım işteŞuradan geçmiştim benŞimdi de bir başkası geçiyor o yerdenTıpkı benim gibiNereye gittiğini bilmeden TitremiştimOdanın bir ucunda kapkaraydı duvarO da titremiştiNasıl aşmışım bu kapının eşiğiniBağır bağırabildiğince Duyan yokAğla ağlayabildiğince Anlayan yok Karanlıkta gölgeni buldumDaha bir tatlıydı sendenBoynu bükük bir köşede dururduEskidenSana bu erinci ölüm…

Fransa / Pierre Reverdy * Giz

Çan bomboş Dil yok kuşlardaHer şeyin uyuduğu yuvadaSaat dokuz Kıpırtı yok toprakta Göğüs geçiriyor sanki biriGülümsüyor dersiniz ağaçlar Damlalar tiril tiril dal uçlarında Bir bulut delip geçiyor geceyi Adam türkü söylüyor kapı önünde Sessizce aralanıyor pencere Çeviri: Tahsin SARAÇ

Hindistan / Rabindranath Tagore * Unut Gece Bitince

Hadi son türkünü de söyleSöyle son türkünü de gidelim“Gece bitti” de – unut her şeyiunut bunu da gece bitince. Ben kimi sarmak isterim öyle kollarımlaHangi düşler onlarTutsak edilmeyen hangi? İşte o onmaz tutkuda ellerimYüreğime boşluğunu bastırıyorÇürük çarık göğsüm bağrım Sensiz. Çeviren: Tarık Dursun K.

Hindistan / Rabindranath Tagore * Ateşböcekleri

Çağlayanlarıylauzak denizlere nasıl dokunuyorsa dağben de öyle şarkımla dokunuyorum Tanrıya Kelebekler ayları değil, anları sayartükenmez zaman okyanusunda Bırak güneş ışığı gibi sevgim sarsın seniama gene de esirgeme benden aydın özgürlüğü Konuşulurken de gizli kalır sevgiçünkü ancak seven bilir sevdiğini Toprağın tutsaklığından kurtulmak aslaözgürlük olamaz ağaca…

Rusya / Resul Hamzatov * İki Gözyaşı

İki damla yuvarlandı ozanın yanağınaSağ yanağına – sol yanağınaSevinç damlası – üzünç damlasıSevgi gözyaşı – öfke gözyaşı. İki tertemiz, küçücük damlaBirbirinden ayrı, sessiz, küçücükAma birleşmeye görsünler, şiir olurlarŞimşek gibi çakar, sel gibi boşanırlar. Çeviri: Mazlum BEYHAN

Rusya / Resul Hamzatov * Adsız Şiirler

*Hayır, sen duymayasın diye değildiOkumayışım sana yeni şiirlerimiSenden öğrendiğim bir ozanlık kuralı vardıYaptığım yalnızca ona uymaktı. Yasaktı bu kutsal kurala göreBaba oğul birbirimize şiirlerimizi okumakVe ikimiz de baba ikimiz deBaşkalarından duymayı yeğlerdik ne yazmışsak. *Karısı için bir şiir yazdı ozan:“Işığımsın benim, yıldızım, şafağımsın,Yanımdaysan, her şey…

Sevdiğimin Giysisi Deniz Feneri Mavi * Rene Char

Sevdiğimin giysisi deniz feneri maviöpüyorum yalımını yüzününışınların gizli bir sevinçle uyuduğu. Seviyorum, hıçkırıyorum. Dipdiriyimve senin yüreğin bu Sabah Yıldızıkızaran, o yengi saatindesavaşı başlamadan burçların. Yellerle yaralananyelkene dönsün etim,senden uzakta. Çeviri : Cevat ÇAPAN

Pençe * Rene Char

Kambur yürüyen gökyüzü soluk soluğa kalıyor çabucak;Arabulucu, duyulmadı;Onu mavi üstüne mavi, siyah üstüne altın rengi boyuyorum.Bu gök bir ilkokullu çantası,Dutların lekelediği. Çeviri: Aytekin KARAÇOBAN

Nöbetçinin Öğüdü * Rene Char

Bıçaktan fışkıran meyve,Tadı yankı olan güzellik,Kerpeten ağızlı tansökümü,Dağıtılmak istenen sevgililer,Önlük takınmış kadın,Surları tırmalayan tırnak,Arazi olun! Arazi olun! Çeviri: Aytekin KARAÇOBAN

Kırmızı Açlık * Rene Char

Çılgındın sen. Ne de uzaklarda kaldı şimdi! Öldün, bir parmağın ağzının önünde,Soylu bir devinimde,Sevgi gösterisine bir son vermek için;Yeşil bir paylaşımın soğuk güneşinde. Öylesine güzeldin ki hiç kimse ayırdına varamadı ölümünün.Sonra, gece olmuştu, benimle yola çıktın. Güvensizlik tanımayan çıplaklıkYüreğinin çürüttüğü göğüsler. Bu rasgele dünyada rahatçaSeni…

Kavakların Silinişi * Rene Char

Kasırga buduyor ağaçları.Uyuyorum, ben, sevecen gözlü şimşek.Titrediğim büyük rüzgarı bırakınBirleşsin çoğaldığım toprakla. Esintisi bileyliyor gözcülük nöbetimi.Nasıl da alt üst tuzağınKirli katmanlı kaynağın çukuru! Kendini yüreğin onayladığı bir ateş gibi gösterenVe havanın pençelerinde çınlattığıBir anahtar yuvam olacak. Çeviri: Aytekin KARAÇOBAN

Dağınık Terim * Rene Char

Sen bağırdığında dünya susar: kendi dünyanla uzaklaşır. Her zaman alamadığından daha fazlasını ver. Ve unut. Böyledir kutsalyol. Dikeni çiçeğe çeviren, şimşeği köreltir. Şimşeğin bir tek evi vardır, birçok patikası. Ev yükselir, patikalarkırıntısız. Küçük yağmur yaprakları sevindirir ve geçip gider kendiniadlandırmadan. Yılanların mahkum ettiği köpekler olabilir…

Çıkmaz * Rene Char

Kaz! diye buyuruyordu sap bileziği.Kana! diye yineliyordu bıçak.Ve sökülüyordu belleğim,Eziliyordu karmaşam. Beni önce sevenler,Sonra nefret edenler, sonra unutanlarYeniden üstüme titriyorlardı.Kimi ağlıyordu, kimi seviniyordu. Bacım soğuk, kış otu,Yürürken senin büyüdüğünü gördümDüşmanlarımdan daha yükseğe,Anılarımdan daha yeşil. Çeviri: Aytekin KARAÇOBAN