uzun yazlardan sözeden kadınlardan korkacaksın hani bir de ağustos, köpek gibi sarhoşsa ayakbileklerinde; hani bir de masada rakı, aşkta endişe tükenmişse uzun yazlardan sözeden kadınlardan çok korkacaksın bir ağaç, gece vakti tırmanmaya kalkmışsa ölü rengeyiklerine! uzun yolculuklardan sözeden erkeklerden korkacaksın hani bir de taşlı tozlu…
Aylar: Aralık 2011
Uzun Bir * Adnan Satıcı
Uzun bir yola benziyor aşkımız, kıyısındabiri durgun biri çalkantılı iki denizuzun bir yola benziyor aşkımız, esasındayol alsak da yolcu falan değiliz Öylece oturuyoruz ayın altındayol akıyor, ağaçlar esiyor, biz bakıyoruzöylece oturuyoruz, güneş şimdi tahtındabakıyorum eylüldü, bakıyorsun temmuz Her birini bir yerlerden tanıyoruzkuşkucu neşe, sabırlı kasvet…
Uzun İnce Bir Yoldayım * Aşık Veysel
Uzun ince bir yoldayımGidiyorum gündüz geceBilmiyorum ne haldeyimGidiyorum gündüz gece Dünyaya geldiğim andaYürüdüm aynı zamandaİki kapılı bir handaGidiyorum gündüz gece Uykuda dahi yürüyomKalmaya sebeb arıyomGidenleri hep görüyomGidiyorum gündüz gece Kırkdokuz yıl bu yollardaOvada dağda çöllerdeDüşmüşüm gurbet ellerdeGidiyorum gündüz gece Şaşar Veysel işbu haleGah ağlayan gahi…
Uzun Yol * Turgay Fişekçi
Avuçlarımın arasında bir parça sudur yüzün Açık deniz rüzgarlarına bakan Kuzey yamaçların çilli meyvalarında Aradığım Bilinmez genlerin yüzdüğü göller içinde Bir doğdum, Giritli bir ebenin ellerinde Mor beyaz açmış afyon çiçekleriyle Beklediğim Cennet cennetler içinde bitmiyor kapıları Çıktığım ceviz ağaçları ardımdan bakan Çok gezdim, çok…
Uzaklaşıyoruz Kentlerden * Akif Kurtuluş
ne derseniz deyin, durduğum yerde yaprak döküyorum kaç aydır elimi alnımda tutarak konuşuyorum geldiğimiz her yerden gitmemize bir var gitmemize bir var, bir yer bulmalıyız kendimize ırmak boylarında ceviz kokularına koşardık, UNUTTUK günlerdir SİREN SESİ yapıyoruz DAL ÇITIRTILARINDAN BAKTIKÇA kanıyoruz duvardaki RESİMLERİMİZE eylüle BUL ANMIŞ…
Uyusun Da Büyüsün * Cahit Külebi
Tüketme nefesini maviş kızım Bildiğin Türkçe kıt gelir masallarıma Sözden sazdan anlamazsın Kuştan yapraktan haberin yok Biz yaşlılar neler de bilmeyiz Hele sen belle dilimizi Biliriz de güzel laf etmesini Çekiniriz konuşmaktan Yazmasını bilir yazamayız Üzme beni yum gözlerini Uyutacak ninnilerim yok Türküler mi istersin…
Uykusuzluk – 38 * Özdemir İnce
Külün altında duruyor bedeninsönmüş meşe gövdesi,ertelenmiş yazlar. Kül: Senin kendi ipek külün,kül: beklemekte uyanacağı rüzgârı. Yeniden yaratıyorum seniduyan beynimledüşünen yüreğimlekollarımın içinden giderek. Anımsarım, sana dokunduğum zaman,bir yanım bir yanına dokunduğunda,huş yaprağı olarak kokman gerekceylan teri kokmalısınsu kaynağı kokacaksın. Koku da değişiyor zamanla:Kapalı mahzen küfüyle kokabilirkendini…
Uykulu Sandal * Şeref Bilsel
Ateşin gözünü gördüm…Yüzümde çiviler vardı, soğuktukalın ciltli bir kitap gibi karadağlara baktımağır kanatlı bir şeyler kalktıyüzümden… kırlara sürtünüp gelmiştaşları ağlatır bozlak, akşamdırkimin kadehli kimin ağzında bellisizsesleri ve yüzleri emerek büyür masalar Her şey kana muhtaçgüneş devrilirken sulara, uykusuz sandalkan yüzlü… Beklemek kadar güzel şey yokgüneş…
Uyan Bu Gafletten Uyuma Yurttaş * Aşık Veysel
Devri Cumhuriyet asrı yirmiUyan bu gafletten uyuma yurttaşDünya ayaklanmış aya gidiyorUyan bu gafletten uyuma yurttaş Bırak sar'öküzü varsın yayılsınSet çekme gözlere herkes ayılsınHer köşeye bir fabrika koyulsunUyan bu gafletten uyuma yurttaş Yürüyen yolcuyu çekme geriyeDikkat eyle karıncaya arıyaGidiş böyle kavuşaman huriyeUyan bu gafletten uyuma yurttaş…
Usuldan Türkü * Ahmet Ada
Yürüdüm usuldan bir sonbahar hüznüyleÇocukların her akşamüstü ayrıldığı yereSararan yaprakların savrulduğu yereBir türlü buluşamadığımız o lacivert yere Şuramda bir çiçek ordusuydu sevdanYürüdüm ağaçlı yoldan bir başımaBütün kuşlarını gökyüzüne uçuranAğaçlar düş kurmayı unutmuştu çoktan Bir öndeyiş gibi okudum uçurumlarıDenizi dağları bozkırı sevgilimNe de olsa ben buldum…
Ustaçırak * Küçük İskender
Ölüm mü, ölüm, hayatın gençken çektirdiği yakışıklı resimler hafif bir gülümseme yerleşmiş mavi taş çeşme gözlerine içelim, diyor/ yağmurun, terkettiği manitadır gökyüzü! Öyle çok ki imgeleri, şaşkınlığa düşüyorum – abi, diye fısıldıyorum rakı kadehi kanyonundan, hiç mi sevdalanmadın sen?! …duruyor :biri vardı elbette, diyor sen…
Uyu Artık * Oruç Aruoba
Yorgun musun? Yattın mı? Uyu? Düşünme beni. Ben ki Hiç düşünülmedim senden önceleri. Senden öncesi: Düşüncesi kızgın kumlara serpilen Azgın yellerle savrulan Bir damla gibi? Bir söz gibi: Sağır kağıtlara serilen Sessiz dudaklardan dökülen. Ben, zaten Hiç söylenmedim ki senden öncesi. Uyu artik? Söyleme beni….
Uyku * Oktay Rıfat
Sur dibinde tek göz hanede odun kömür Hak getireama pide gibi döşekteapış arasına girdi mi ellerigül gibi kızlar düşünde.
Uygarlık * Turgay Fişekçi
Temelinde toplugömütlerİnsan derisinden abajurların aydınlattığı odalar olanAç çocuk gözlerininÇan sesleri gibi rüzgârlarda dağılıp unutulduğuBir uygarlık bizimki Bu yüzdenKuşku duymadan sevemez kimse kimseyiSevinç sınırsızMutluluk karşılıksızRefah, karın ve göz tokluğundan öte bir şey olamaz. Işıklı vitrinler hiç değilNe de dakik işleyen hızlı trenlerTertemiz caddelerin altı genç kemiklerle…
Uyanmadı Kara Bahtım * Aşık Veysel
Çok yalvardım çok yakardımUyanmadı kara bahtımŞansım küsmüş etmez yardımUyanmadı kara bahtım Uyur uyanmaz ikbalimNic olacak benim halimBoynuna olsun vebalimUyanmadı kara bahtım Kader kadere eş olduAğladım gözüm yaş olduUzun boylu savaş olduUyanmadı kara bahtım Tecellim bozuk temeldenGitti gençlik çıktı eldenAşka mahkumuz ezeldenUyanmadı kara bahtım Kısmet beni…
Unutuş * Octavio Paz
Yum gözlerini, yitir kendini karanlıktagözkapaklarının kırmızı yaprakları altında. Gömül vızıldayan sesindüşen sesin halkalarınave uzaklarda yankılandilsiz bir çağlayan gibi,davulların çalındığı yerde. Bırak kendini karanlığa,kendi etine gömül,kendi yüreğine;kemik, o mor şimşek,kamaştırsın gözlerini, kör etsin,mavi göğsünü göstersin akşam ışığıkörfezler ve gölgeli koyaklar arasında. O sıvı karanlığında uykununıslat çıplaklığını;kıyıya…
Uçurumun Yalnız Yüzünde * Altay Ömer Erdoğan
maske yalnızlığı bu bizimki,çevre denizlerden balık kokusu, korsan mavisi takıştıranbiraz solan bir çiçek, biraz açan bir dize,hayli bizden önceki, hayli tutunmuş ve biraz somurtkanbayılıyor çarşafı yorganı Dante ile Beatrice'esonra bozlakla misket arasında nice nice kamyonlarlauğradığı her eve biraz Çalıkuşu, biraz Picasso laciverti aşılıyoryeniden yeniden tutuluyor…
Uçaklar * Oktay Rıfat
Uçaklar gelecekmiş Korkum yok benim Kağıt gemilerim Kursun askerlerim hazır Hem bunlar bozulursa Babam yenilerini alır
Uçak Yolculuğu * Cahit Külebi
Bir uçağım olmalı benim,Binip üstüne, binip üstüne,Şu dünyayı gezmeliyim,Gidip Akdeniz kıyılarına. Merhaba demeliyim,Sıcak sıcak denizlerde,Çimen gemici çocuklara.Bir uçağım olmalı benim. Binip üstüne, binip üstüne,Daha uzaklara gitmeliyim,Ta Fransa'ya, Berlin'eSelam demeliyim dört iklimden. Özgürlük için dövüşmeye gelenlerÖlümlü günler bitti mi?Ölen tüfekler sustu mu?Kazanlarda sıcak aşlar pişti mi?…
Üzümün Aklından Geçenler * Şeref Bilsel
Kişnedikçe beyazlayan bir atduvarın arkasındauzun uykularla giyinmiş yılgınlığın yatağında dört ayakakıyor üzümden Kara kamu kıygın, karınca sürüsükuşlar sönerken dallarda cadde-i kebir ve zilzurna gecelerakıyor üzümden Seni seviyorum diyen bir ağzı, adamın Neşter, kan ve dildalgın bir ege türküsüakıyor üzümden Herkese öpülen fakatyalnız kendini öpen kadınlartaban…