Yaz Geliyor * Rıfat Ilgaz

Hepimize geçmiş olsun,atlattık bu kışı da burnumuz kanamadan.Sıkıntımız kalmadı soğuktan yana.Oduna, bundan sonraçamaşırdan çamaşıra iş düşecek,kömüre misafirden misafire?Lüzum kalmadı tencerenin kaynamasınaaçtı gözlerini güneşe soğanlar,su yürüdü domateslere?Artık kömürlüğün önünden geçmekne beni korkutacak ne oğlumu.Bir türlü gözü doymayan sobamızıhapsedeceğiz merdiven altına.Çoluk çocuk sokaklara dökülecek,söğüt dalından atına atlayan…

Sınıf * Rıfat Ilgaz

Bizim kadar Feyzi Hoca dayaka silkerdi Kadıoğlu'ndan;kime çekmiş derdi, bu yezit! ..Öyle ya, iyi adamdı babası,kapısı açıktı otuz Ramazanmemleketin ileri gelenlerine.Alikıran, başkesendi sınıfta,lâfı ağzımıza tıkarzorla dinletirdi, ineklerininkaç kova süt verdiğini,ve motorlarının Gülcemal'inasıl geçtiğini Çaltıburnu'nda.Ve sen, gözünü budaktan esirgemeyen Halil'imkıyı kıyı kaçardın Kadıoğlu'ndanYemek paydosunda bizden saklıbir…

Sen Gidiyorsun * Rıfat Ilgaz

Sen gidiyorsun ya işine yetişmek için,Saçlarını, gözlerini, elleriniNeyin varsa toplayıp gidiyorsun ya,Her seferinde birşey unutuyorsun, sıcak,Termometrede yükselen çizgi çizgi.Kimbilir nerelerde soğuyorsun… Senin gözbebeklerin var ya, kadın kadın gülenİnsan insan bakan gözbebeklerin,Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta,Beni yıksa yıksa gözbebeklerin yerle bir eder. Ne gelirse onlardan…

Mıstabey * Rıfat Ilgaz

Kaşın gözün mü oynuyor,A Mıstabey,Bana mı öyle geliyor ?Nevrin döndü, süzülüverdin.Gözümüz yok işlerin yolunda doğrusu,Çıkmadı senin gibisi Safranbolu'danBugüne bugünİki fırın sahibisin,Senin düşünmek neyine ?Haramiler mi çevirdi kervanını,Gemilerin mi battı Karadeniz'de ?Hele bak,Fiy yemiş güvercin gibisin.Senin ne derdin olur, a Mıstabey,Ceza kestilerse Çemberlitaş'taki fırına,Hacı ne güne…

Güneşten Uzak * Rıfat Ilgaz

Konuklarımız için yıkadık sizin içinKıyılarımızı bol köpüklü dalgalarla kıştanNisan sabahlarının buğusu saçlarınızdaMavi gözlerinizde sevinçTelli turnalarla geldiniz En saydam mavilikleri çektik üstünüzeToroslar'dan Ağrılar'a kadarÜzüntülerden arındık sizin içinEn güleç yüzümüzle çıktık karşınızaPapatyalar gibi tekdüzeErkenden uyardık çiçeklerimiziKalkınmamız sizden olacakmışBaşımızın üstünde yeriniz Izgaralarda lüferler emrinizdeTabaklarda mayonezli levreklerAğız tadıyla yiyemediğimizKirazlar…

* Rıfat Ilgaz Yaşam Öyküsü

Rıfat ILGAZ (1911 – 1993) 1911 yılında Cide'de doğdu.İlkokulu Cide'de okudu, Babasının ölümü üzerine lise öğrenimini yarım bıraktı Kastamonu Muallim Mektebi'nde yatılı olarak öğrenim gördü. Altı yıl süreyle Gerede, Akçakoca, Hendek ile Düzce arasında Gümüşova'da ilkokul öğretmenliği yaptı. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünü bitirdi ve Adapazarı…

Geç Azizim Geç * Rıfat Ilgaz

Biz de yasarız azizim,Yasamaya gelince, biz de yaşarız ama,Olmuyor cebimizden kattığımızla eğlenmek,Gönlümüzden katalım,Varlıklı kişileriz neşeden yana.Pazarımız hoş mu geçecek,Şart değil Büyük ada, Heybeli;Çok bile gelir kayığı Aristo?nun:Sekiz arsın iki karış,Kız gibi Cidali yapısı.Bir işaretimize bakarÇıkmazsa balığı alesta,Aylardan temmuz, günlerden pazar;Yeni kapı açıklarındayız…Bırakın Hasan geçsin küreğe,Utandırmaz…

Yıkanma * Rıfat Ilgaz

Leğene girdi mi Mine Kendini ördek sanır Annesi verir süngeri eline Hiç ağlamadan yıkanır. Her yıkanışında Mine Biraz daha küçülür leğen Leğen mi küçülür dersiniz Yoksa Mine mi büyür?

Biz Dar Geçit Bekçileri * Rıfat Ilgaz

Yaşam durur mu biz yerimizde saysak bileHele bunalımlı bir döneme girdik miOluşturur çocuklarımızı mevsiminden önce Kapatır gerekirse arayı yaşamdır oDurmuş oturmuş adam çıkarır bir çocuktanYa da bir delikanlı başında kavak yelleri Yaşam mı yapar bilemezsin yoksa biz miBiz dar boğaz bekçileri yaşlılarDalından koparır da sarsak…

Bir Sınavsa Eğer * Rıfat Ilgaz

Girdiğim çıktığım yerler tanığımdırKapımı çalanlar gece yarılarındaOkunan kararlar yüzüme karşıKorkmuyorum duygusal bitişlerdenTükenen kurşun kalemler tanığımdır Ölümle burun buruna bir gençlik boyuSıtmasında vereminde Anadolu'nunDönülmez bekleme kamplarındaSuçsa suç, sorguysa sorgu, hapisse hapisYaşamak gezin gözün arpacığın ucundaElimde hep böyle tükenen bardak Yaşamak bir yürek işçiliği günümüzdeÖlümün anlamı değişti…

Bir Kozada * Rıfat Ilgaz

Geç kalmadık tam zamanıİş başlamaktaydı başladıkÖrüyoruz kozamızı birlikteZaman da bir kozadır ipek böceğimHer solukta örülenBir dışındayız bir içinde Bir gün bizim de dokunacakAtlasımız çalışkan ellerdeGül yaprağı inceliğinde duruSabahların eridiği mavilikteMekikler söyleyecek türkümüzüEn güzeli bu değil mi övgününEn sürüp gideni ipekte İlk yağışla başladı dirilişÖzsuyla buğulandı…

Bilmeyecekler * Rıfat Ilgaz

Geride kalanlara ne bırakacağım,Çocuklarıma,Onların da çocuklarına? Olsa olsaKaradeniz'den payıma düşeni?Beş on evlek yer gökyüzünden. Ne vermek istedimse sağlığımda,Ne veremedimse,Gizlenip kaçışlardan. Biliyorum bu yüzdenYokluğumu çekmeyecekler,Hep yaşıyormuşum gibi gelecek onlaraBiraz ötelerde, uzaklarda. Babamız diyecekler, dedemiz,Dur durak bilmezdi,Dert nedir, tasa nedir bilmezdi? Neyi bildiğimi bilmeyecekler.

Parmaklığın Ötesinden -1- * Rıfat Ilgaz

İnsanları alabildiğine sevmeyi, Bırakmazlar yanına. Böyle çekersin cezasını Üç duvar bir kapı arasında; Onlardan ayrı Böyle onlardan uzak. Yasak sana,boylu boyunca sokaklar, Bahçeler ,yalı kahveleri. Dostlara şimdi mektup değil, Bir selam yasak! Kapılar demir sürgülü,çifte kilitli, Kapalı ,hürriyete giden yollar; İçerdeki içerde mahzun, Dışardaki dışarda….

Merhamet * Rıfat Ilgaz

İşte gittiğimiz günler Alacakaranlıkta, Kimseyi rahat yatağında uyandırmadık. Bizi uyutmadıkları çok oldu Çaylarında, nişanlarında, Zorla caz dinledik, Kızmadık, mezhebi geniş insanlarız, Yine vaktinde bulunduk iş başında. Yorgun döndüğümüz akşamlar Arabasında yer gösteren oldu, Utandık türkülerini söylemekten. Nafakamızı sattılar önümüzde, Sakladılar yağımızı, peynirimizi, Rızkımızdan para kazandılar…

Leylaklarını Anlatıyorum * Rıfat Ilgaz

Leylak getiriyorsun bana güneşli bir gün Onu saçlarından topladığın belli Bir leylak bahçesisin karşımda Böyle kucağında kalsa daha iyi Bir vazoya bırakıp gidiyorsun Sen gidiyorsun leylaklar kalıyor mu sanki Önce renkleri gidiyor arkandan Nesi varsa gidiyor soyunarak Her vazoya baktıkça karşımdasın ne tuhaf Her kokladıkça…

İçelim! * Rıfat Ilgaz

İşte bir aradayız! Sağlığından haber beklediklerimiz yanımızda; Ve aramızda uzun zamandır Yüzünü görmediklerimiz! Kimimiz mahpustan dönmüşüz Kimimiz sürgünden! Bu akşam keyfimiz yerinde, Günlük dertlerimizden sıyrılmışız, Nasıl kazanıldığını unutmuşuz paranın Elimiz o kadar açık; Harcayalım neşemiz için! İyisi gelsin şarabın, Yüklü olsun mezeler! Nöbetçisiz geçiyor akşamımız…

Gül ile Gönlüm * Rıfat Ilgaz

Aşkın dergâhında kaynadım, taştım; Beni bir deryâya saldı bu gönlüm!.. Âlem-i ervâhta bir sırra düştüm; Ahdine vefâyı bildi bu gönlüm!.. Derdime tanıktır doğan, batan gün; Ömrüme damladı, gül renkli hüzün!.. Hızır'dan, Musa'ya bir ilm-i ledün; Kandıkça can buldu, doldu bu gönlüm!.. Bahtıma ışık mı, bu…

Gidişini Anlatıyorum * Rıfat Ilgaz

Sen gidiyorsun ya işine yetişmek için Saçlarını, gözlerini, ellerini Neyin varsa toplayıp gidiyorsun ya Her seferinde bir şey unutuyorsun sıcak Termometrede yükselen çizgi Kimbilir nerelerde soğuyorsun Senin gözbebeklerin var ya kadın kadın gülen İnsan insan bakan gözbebeklerin Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta Beni yıksa…

Biz Taşra Memurları * Rıfat Ilgaz

Kamyondan indigim gün, Tanıttılar kahve arkadaşlarımı, Ilk çayı kaymakamdan içtim Ilk sigarayi tapucudan Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın diye, O aksam oynadık ilk prafayi, Kapiği beş kuruştan Yemekten sonra çalındı En güzel plak şerefime! Dert yanarken gazetelerden Dört günlük diye en yenisi, Almaz oluverdik elimize. Bir…

Biraz Daha Sabır * Rıfat Ilgaz

Gözünü yıldırmasın karakış, Altında sağlama yatağın, Hastanede sıran var. Ne kaldı ki şurada, Ekim, Kasım, derken Aralık Sabrın tükenmezse eger, Heybelide'sin bahara doğru. Bilirsin can bogazdan gelir, Senin neyine su bakir mangal, Çiksin çadircilara… Bilmem işine yarar mı artık, Şu duvardaki palto, Yok işte çalışmaya…