Ağzımın Tadı * Oktay Rıfat

Ağzımın tadı yoksa, hasta gibiysem,Boğazımda düğümleniyorsa lokma, Buluttan nem kapıyorsam, vara yoğaAlınıyorsam, geçimsiz ve işkilli,Yüzüm öfkeden karaya çalıyorsa,Denize bile iştahsız bakıyorsam,Hep bu boyu devrilesi bozuk düzen,Bu darağacı suratlı toplum!

Başka Biri * Oktay Rıfat

Ölü bir kente sürülmüş, tutukSinsi bir sokakta tek başınaSorumsuz bir denizde gülümser.Bencil renklerden uzak, benekliKülü eşildi mi ışıl ışıl.Her türlü sevgide yaprak verenDağıtmadan, bölüşmeden yana.Özgürlükten, yoksullardan yanaBaşka biri durmadan ve kendi Kaynak: Elleri Var Özgürlügün

Yağmur Başlangıcı * Oktay Rıfat

Siz bir başlangıç bile değilkenyokken denemez çünkü vardınızgeyikler inerdi gözlerinizeağaçlarınız fındık ve sincapbu yüzden omuzlarınızmemeleriniz bir kitap gibi okunaklıoluklara düşen sessiz damlalardı bin kez yondum, sizi bin kez doğurdumbir keten buruşukluğu her seferindeyağacak diye düşünürdüm havalara bakarakbir serinlik bir kıpırtı otta ve ağaçtaakşamın kanından gecemize…

Yan Yana Başlarımız * Oktay Rıfat

Yan yana başlarımız yastığın üstünde, Neyi seyrederiz gözlerimiz yumulu! Yaklaştır kuşlarını uçurmuş yüzünü, Tut yüzüme ve avuçlarıma uzan ki, Ey kısır ayna, yalnızlığımın benzeri, Büyüsün memelerine kurduğum yapı! Bir değirmen döner aramızda. Uğuldar Kanatları gecemde, gıcırdar ipleri. Süzülürüz, dalgın, zaman dışı düzlükte. Bir kente varır…

Şehitlik * Oktay Rıfat

I Ben bir bahriye neferiyimGözlerimi balıklar yediGörmek ve ağlamak bitti benim içinUzun boylu adamdım sağlığımdaİnanmazsanız elbiselerime bakın Biri diyor ki ben de askerimNe farkım var öteki ölülerdenEskiden evlerde otururdukDışında kaldık bütün kapılarınŞimdi duvardan geçiyoruz Biri de diyor kiUzunluğuna kollarımın hâtırasıHâlâ başım ağrıyor Yalan hepsi bunların…

Eski Koltukta * Oktay Rıfat

Güzel ne güzelyıpranmış incelmiş yüz gibi akköşkler ayakucumdaaçıyorum kapılarını girip çıkıyorumölü bir bahçıvanla dikiyorumsardunyayı saksıya, gülüsaydam gemilerin uzaktan geçtiği yola. Tren duruyor arabalar duruyor yol duruyoryıkanmalar duruyor gözleri sabunlubüyümüyorlar ölümsüz çağlarınıbir çocuk kiraz ağacında bir çocuk duttabaşka nem var leyleklerin eski çıkartmalardandoğradığı iki başlı sessizlikten…

Elleri Var Özgürlüğün * Oktay Rıfat

1 Köpürerek koşuyordu atlarımız Durgun denize doğru. 2 Bu uçuş, güvercindeki, Özgürlük sevinci mi ne! 3 Öpüşmek yasaktı, bilir misiniz, Düşünmek yasak, İşgücünü savunmak yasak! 4 Ürünü ayırmışlar ağacından, Tutturabildiğine, Satıyorlar pazarda; Emeğin dalları kırılmış, yerde. 5 Işık kör edicidir, diyorlar, Özgürlük patlayıcı. Lambamızı bozan…

Ayna * Oktay Rıfat

Öyle durgun, sıcak saatler vardır ya,Hani kararmış tahtalar, nikel, bakırIşır karanlık odalarda, kanarya Susar, kedi uyur, yazdır. Hani yaprak kıpırdamaz, çakıl yanar,Bir böcek sesi gelir bahçeden, fincanDüşlere götürür sizi, kesik kanar, Emersiniz, yazdır akan. Öyle durgun, öyle sıcak saatlerde,Sessiz bir bahçe görünür aynadan,Nerde bu gök,…

Akşam Balığın Karnında Bekliyor * Oktay Rıfat

Bir yağmurla çıkıyor rıhtımına sıkıntının, büyük kayıkların dönüşünü gözlüyordu, akşam balığın karnında bekliyor. Fitili tütüyordu servilerin ve yazılar dallar arasında. Mahallenin deniz koktuğu kamburun atla dolaştığı saatlerin saatlere benzediği bir günde bekliyordu insanların dönmesini oraya oysa bir delik kalıyordu yerinde umutların, kara bir yelken yarını…

Perçemli Sokak * Oktay Rıfat

Beyaz mendiller vardı havada Çalgılı gemiler balkonlarda açık saçık Bir kız vardı yok gibi öyle güzel Ne yerde ne gökte belki tuzda Acısında ekmeğin dilim dilim buğusunda Kendine göre evlerin damı çatanası Bacakların şakırtısında akşam akşam Saksılar sedirler tahtaların güvercini Otursa kısa çoraplarını çekse dilenmese…

Bir Aşka Vuran Güneş * Oktay Rıfat

Öyle sevdalar vardır, biter biter başlar;Buruk tatlar vardır, ağızda sürüp giden;Bir aşka vuran güneş kolayca batmıyor.Yanıyor bin kollu şamdanı, tutuşuyorUfkunuzda camları göksel konağınınVe bir yaz akşamı buhurdan gibi tütenHanımellerinin morumsu buğusundaBekliyor bahçenize dönük balkonundaSarmaşık gülleri kokladıkça kırmızıHüzünler, japonfenerleri arasında.Öyle günler var, öyle anlar, hiç bitmeyen!Nasıl…

Pencere * Oktay Rıfat

Sarı bir zambak açtıKaranlığın bahçesinde penceremGeceyi odamdan geçirmek içinBir ağaç cama vuruyor Üşüdün mü dışarda narin ağaçYoksa hırsızlardan mı korkuyorsunNafile çoktan bağladılar ellerimiKırk haramiler Ve gafil köpeğim kapımda habersizBir tavşan kovalıyor rüyasındaBulutlar şimdi insanların koynundaSabahleyin savuşurlar bacadan

Bir Şehri Bırakmak * Oktay Rıfat

I Senin için aldığım menekşeleriÇalgıcılara dağıttımSon geceSon defa başlıyan sabahYatağımı yine sen düzelt Küçük balıkçı çocuğuSen denizdenYaramaz ve çapkın balıkları tutabilirsin Çok uzaklara gittiğimiSana söylemek isterdimGüzel satıcı kızı II Ağaca söyleGölgesini getirsin bana yollukSokağı ve denizi isterim penceredenSenden çörekler isterimAy biçiminde III Ellerin yetişir vedalaşmayaNiçin…

Çocuklar * Oktay Rıfat

Kapışıyorlardı yaz gökgüneş ne varsa, içimizesıcakla gireni durgun,mavi giyerek, saçları rüzgarda koşarak çığlıklarla deniz aşırı,avuçluyorlardı otağaç ne varsa, altlarına alarak üstte duranı ve büyüyeni kendi kendine. Kaynak: Koca Bir Yaz