Zeynep Annenin Çiftliği * Haydar Aksakal

20.01.2014 / 00:00

Manisa Kırsal Turizm Derneği, çalışmalarına 12 Eylül 2007 yılında başladı. Zir. Müh. Nedim Zurnacı ve çevresindeki ekibin özverili, bilimsel gayretleriyle adını ülke genelinde duyurdu. AB fonlarından 24.000 Euro'luk bir kaynak sağladı. Ekonomisi zayıf bölgelerde, Kırsal Turizmin gelişmesi için çalışmalarına devam ediyor, web sitelerinde kırsal turizme ilgi duyanlarla ilişki kuruyor.

Şubat 2008'de, Avrupa Birliği projelerinden Leonardo Da Vinci'ye, Bulgaristan ile birlikte kırsal turizmi geliştirmek için ortak oldu. Diğer ortaklardan İtalya ve Romanya ile iletişim içinde. Dernek, çalışmalarını İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile birlikte sürdürdü. Bu çalışmalar için finansman kaynağı Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik programı fonundan karşılanmaktadır. İllerde, Tarım Bakanlığı'na bağlı kırsal kalkınma ajanslarının kurulması gerekmektedir. Çiftçilerin hazırlayacağı projelere, hibeler bu ajanslar vasıtasıyla verilecek. Kırsal turizm için Manisa il merkezinde Tekelioğlu, Gökeyüp, Köseler, Adala, Örseli ve Darkale köyleri tespit edildi.

Klasik turizm dışında, farklı alternatif turizm çeşitleri devreye sokuldu, doğal alanlar, kültürel ve tarihi değerler ön plana çıktı. Manisa ve çevresinin önemli bir potansiyele sahip olduğu görüldü. Manisa Kenti'nin eski dönemlerden gelen gizemli tarihi, otantik ve kırsal alanlarda bulunan değerleri, kırsal turizm için önemli bir kaynak.

Sivil toplum kuruluşu olarak faaliyetine devam eden Kırsal Turizm Derneği, Yerel ve resmi yöneticiler tarafından desteklenmesi önemlidir. En önemlisi, Manisa ili olarak Avrupa birliği kaynaklarından kırsal turizm yatırımları için kaynak aktarımıdır.

Kültür Bakanlığınca, Marka Kent statüsüne alınan kentimizin sahip olduğu doğal güzellikler ve muhteşem Sipylus Dağı için çalışmalar yapılıyor. Her şeyin başı eğitim olduğu gibi, kırsal turizmi köylüye, kırsalda iş yapanlara öğretmek ve onları bilinçlendirmek derneğin faaliyetleri içindedir.

Özlem duyulan çocukluk anılarını yaşatmak, doğada, meyve ve sebze bahçelerinin içinde bir hafta sonu geçirmek için Zeytin'den Zeytinyağı'na yolculuk etkinliğine katıldık. Çocukların çoğu, meyveleri dallarında görmemiş, sebzelerin nerelerde yetiştiğini bilmiyor. Topladıkları yaprakları, karton resim tuvallerine koyarak tablolar oluşturdular. Çiftliğin bekçileri, kangal kırmaları çocuklarla dostluk kurdu, onlarla iletişim halindeydi. Çocukların yüzleri gülüyor, kendi dünyalarında yolculuk ediyorlardı. Zeynep Annenin Çiftliği'nde mutluydular. Aşureler kaynadı, cevizler kırıldı, dallarından koparılıp, güneşte kurutulan meyvelerden hazırlanan pestiller, sofraya sunulan en doğal lezzetti. Anneler de zeytin ağaçlarıyla dostluk kurdu, dallardan toplanan zeytinler sepetlere kondu.

Ülkemizde değişen ve gelişen doğal yaşam, tarım potansiyeli, sağlıklı beslenme bilinci kırsal çiftlik turizmde bir başlangıç olabilir. Tarım, çiftlik, kırsal ve eko turizm girişimciliği çiftçiler için önemli ve zengin fırsatlar sunuyor. Turizme dayalı tarım çiftlikleri, kent insanı için stresten kaçış noktaları ve hafta sonu tatilleri için ziyaret yeri… Çiftçiler, deneyimlerini konuklarıyla paylaşma fırsatı bulacak, ekonomik gelirleri artacak, küçük ölçekli gıda tesisleri kurma fırsatını yakalayacaklar. Gelecekte, doğanın içinde, çiftlik evinde gecelemek isteyenler, birçok aktivitenin yapıldığı kırsal ve çiftlik turizm çeşidini bir arada görecek. Tarladan sofraya, sağlıklı ve güvenilir gıda maddeleri sunulacak, kentte yaşayanların, kırsal alanda yaşayanlarla ilişkileri daha sağlıklı olacaktır.

Kutsal kitap Kur'an da zeytin ve zeytin ağacı ilgili ayetler var. Zeytin Ağacı binlerce yıldan beri insanların umut ışığı oldu. Kendine has özel renk, koku, tat ve aromasıyla çok önemli bir konuma sahip. Dünyada ilk zeytinyağı fabrikası MÖ 2.600 yılında Klazomenai (Urla) kentinde kuruldu. Günümüzde, restore edilerek turizmin hizmetine girdi.

Manisa-Kırkağaç ilçesi Bakır Beldesi'nde bulunan 1.650 yaşındaki zeytin ağacı, Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından “Anıt Ağaç” olarak tescil edildi. Zamana meydan okuyor. Bakır Beldesi, Emirahmet mevkiinde bulunan ve dallarında hala zeytin olan zeytin ağacının yaşı, Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Yasin Altan tarafından 1.650 olarak tespit edildi. Denizli Tabiat Varlıkları Koruma Başkanlığı tarafından 25. 01. 2013 tarih, 64 sayılı kararla “Anıt Ağaç” olarak tescil edildi.

Zümrüt Annenin Çiftliğinde toplanan zeytinler, Akhisar-Zeytinliova yolu üzerinde bulunan Zeytin Yağı Fabrikasına götürüldü. Modern, tertemiz son teknoloji ile donatılmış, laboratuar gibi bir fabrika ile karşılaştık. Zeytin tanesinin buradaki yolculuğunu izleme fırsatı buldum. Oysa Dünyanın eski Zeytinyağı işliklerinden birisi Yortan Açık Hava Tapınağı'nın bulunduğu yerde, kayalıkların üzerinde…

Akhisar'da görülmesi gereken yerlerin başında Arkeoloji Müzesi ve Tepe Mezarlığı var. Akhisar'ın tarihi MÖ 3.000'li yıllara ve daha eski zamanlara uzanıyor. Akhisar, Amazon komutanlarından Thyateira adıyla anılmaktaydı. Daha sonra Helen Rumları tarafından Pelopia, Polnya, Ohipko ve Semiramis adıyla da anıldı. MÖ 24 yılında büyük bir depremde yıkıldı. Akhisar tarih boyunca birçok krallık ve imparatorluğun hâkimiyeti altında kaldı. Lidya Dönemi'nde önemli bir konuma sahipti. Senatosu, zengin nüfusu ve önemli ticari yollar üzerinde olması ile Thyateria, dönemin önemli kentleri arasında yer aldı. Bizans İmparatoru I. Konstantin zamanında, Tyeder, Akhisar'da beyaz taşlardan bir kale inşa ettirdi. Kentin ismi Aspro Kastro olarak değiştirildi. 1307 yılında Saruhanoğulları Beyliği hâkimiyetine girince adı Akhisar oldu. Eski Devlet Hastanesi'nin bulunduğu bölgede MÖ 3 binli yıllardan kalma mezar ve antik eserler bulundu. Thyateira antik kenti, modern Akhisar kentinin altında kaldı.

Gezimiz bitmiyordu. Soluğu Akhisar Gölet alanında aldık. 2009 yılında hizmete girmiş. 50 bin dönüm arazi üzerinde, 10 bin dönümü gölet olarak tasarlanmış. Veda kahvemizi orada içtik, bir daha sefere tekrar gitmek üzere…