Yabancı Dil Öğretimine Okuma Öğretimi

Okuma Öğretimi
Yabancı dilde okuma becerisi yakın zamana kadar kazanılması gereken, fakat 'edilgen' (yani, bireyin kendi kendine kazanabileceği) bir beceri olarak düşünülmüştür. Bu yüzden geleneksel okuma, öğretmen-odaklı etkinliklerle yürütülmektedir. Örneğin, öğretmenin metni yüksek sesle okuması, öğrencilerine aynı şekilde okutturması, anlama sorularını hep öğretmenin sorması, öğrencilerin yanıtlaması gibi. Bu tür derslerde öğretmenden öğrenciye uzanan bir 'etkileşim' söz konusudur.

Son yıllarda okuma becerisinin de etkileşimsel (interactive) olduğu kanısı yaygınlaşmıştır. Artık okuyucu ile metin arasındaki etkileşimin, okuma becerisinin kazanılmasında çok önemli olduğu bilinmektedir.
Anadilimizde farklı amaçlarla okuruz. Bilgi edinmek için ansiklopedi, ders kitapları, gazeteler, tren/otobüs tarifelerini okurken; kimi zaman da dinlenmek amacıyla roman, öykü, dergi gibi metinleri okuruz. Başka bir deyişle, bir metni okumak için bir 'neden'imiz vardır.
Yabancı dilde yapılan okuma da böyledir. Yabancı dil öğrenen kişiler de farklı amaçlarla okuma eylemini gerçekleştirirler. Fakat yabancı dilde okuma eylemini engelleyen pek çok faktör vardır. Örneğin; metinde bilinmeyen sözcük sayısının çok olması, metnin uzun olması, okuma dersinde yapılan alıştırmaların tekdüze olması gibi.
Öğrencilerimize okuma becerisini kazandırabilmek için kullanabileceğimiz pek çok okuma stratejisi vardır. Bunlar, okurken genel anlamı yakalamaya yönelik 'göz atma'(scanning) ve 'detaylı okuma'(skimming), sözcüklerin her birinin anlamını öğrenme yerine; anahtar sözcükleri 'tahmin edebilme'(guessing vocabulary), sınıfta olabildiğince değişik metin türlerini okuma gibi stratejilerdir.
Bunların yanı sıra öğretmenin, okuyucunun/öğrencinin metne getirdiği bilgilerden de yararlanması gerekmektedir. Başka bir deyişle, okuyucunun metni algılamasını sağlayacak 'dünya bilgisi'ne (background knowledge) sahip olması gerekmektedir.
Bu konuda öğrenciler yetersiz kaldığında öğretmenin görevi bu 'altyapı'yı öğrencilerin kendi yaşantılarına gönderimde bulunarak, onların da katılımıyla sağlamaktır. Ancak bu yolla metni okumak için gerekli “neden” oluşturulabilir.
Okuma becerisinin kazandırılmasında etkin olan başka bir strateji de metindeki 'araçlar' dan yararlanmaktır. Bunlar, metni özetleyen giriş bölümleri, genellikle metnin sonunda yer alan sözcüklerin kullanımı, metindeki resim ve çizimler, açıklamalar, noktalama işaretleri, anlamı etkileyen bağlaçların kullanımı, göndergeler ve söylem belirticileridir. Bunların yanı sıra, yazarın amaçlarını anlamak da metnin anlaşılması açısından çok önemlidir. Bu da tümcelerin işlevlerinin olumlu ya da olumsuz anlamlar içerip içermediğinin anlaşılmasını, öne sürülen ana fikrin bulunmasını gerektirir.
Okuma eylemi genellikle “sözcük” öğretiminde kullanılan bir araç olarak görülmektedir. Aslında sözcük öğreniminin tüm dil becerilerinin kazanılmasında çok önemli bir yeri vardır. Okuma eylemini gerçekleştirmek için de her sözcüğün anlamını öğrenmek yerine, metnin anlam bütünlüğünü etkileyen anahtar sözcüklerin anlamlarını tahmin etme öğretilmelidir. Bu da metindeki diğer sözcük ve araçlar yardımıyla yapılabilir. Anlaşılması güç sözcükler ise sözlük yardımıyla çözümlenebilir. Bu nedenle “sözlük çalışması” da okuma dersinin vazgeçilmez stratejilerinden biridir.
Yukarıda saydığımız stratejilerden yararlanarak öğrencilerimize okuma becerisini “etkileşimsel” olarak kazandırabiliriz.

(İnternetten araştırma)