Vatanı Sattık Bir Pula * Işıl Soğukpınar

Vatanı Sattık Bir Pula, Hıfzı Topuz
Okullar kapandı. Kitap okumak için zaman kollayanlara fırsat günleri başladı. Nerden, hangi kitaptan başlasak mı diyorsunuz? İşte önerim:

1923 yılında doğan 91 yaşındaki günümüz genç (! ) yazarlarından Hıfzı Topuz'un son romanı Vatanı Sattık Bir Pula bilgilendirirken yine şaşırtan biyografik romanlarından.

Daha önce Nazım Hikmet, Sabahattin Ali ve Tevfik Fikret'i anlattığı ve Köy Enstitülerinin kuruluşunu anlatan Tarcan adlı romanlarını da okumuştum. O eserlerde açıkçası şaşırdığım bilgiler çok azdı. Vatanı Sattık Bir Pula adlı eserin çoğu bölümünü şaşırarak dönüp dönüp okudum.

Büyük Vatan Şairi Namık Kemal anlatılmış. Çocuk Namık Kemal, Genç ateşli Namık Kemal, Sürgünde Vatan Kahramanı Namık Kemal ve yurtta Namık Kemal.

48 yıllık yaşamının 18 yılını sürgünlerde geçiren Vatan yahut Silistre'nin kahramanı özgürlüğün simgesi, keyfi yönetime kahramanca direnen, adını Osmanlı Tarihine altın harflerle yazdıran şair Namık Kemal tarihin gerçekliğiyle anlatılmış romanda. Sürgünler, arkadan vurmalar, jurnaller, gazete kapatmalar, gazetecilere hapisler sürgünleri, yakınlarını satanları ibretle okuyorsunuz.

Sayfa 101den ” Ne yazık ki Mithat Paşa'nın sadrazamlığı topu topu seksen gün sürdü. Bütün düşmanları ona karşı birleşmiş gibiydi. Yeniliklere, değişimlere karşı bir cephe oluşturmuştu. Çünkü Mithat Paşa önceki dönemlerde yapılmış yolsuzlukların üzerine gidiyordu. Banker Köçeoğlu Agop aracılığıyla Avrupa'dan on milyon borç alınmıştı. Oysa devletin milyonlarca açığı vardı. Mithat Paşa alınan borçların nereler gittiğini araştırınca kıyamet koptu. Zaten her zaman yolsuzlukların üzerine gitmek çok sakıncalıdır. Çoğu zaman bu işlere girişenler görevden alınır, zindanları boylarlar. Bütün ülkelerde yolsuzluklarla savaşanların başına türlü belalar gelmiş ama tarih onları bir kahraman olarak sayfalarına geçirmiştir.

Ortada yüz bin liralık açık vardı. Mithat Paşa bunu araştırıyordu. Oysa bu para Saray'a verilmişti. Paşa Saray'ı halkın gözünde küçük düşürmek , israf zevk ve eğlenceyle suçlamak istiyor diye söylentiler yayıldı. Mithat Paşa Abdülaziz'in annesi Pertevnial Sultan'a bir mektup yazarak durumunu açıklamaya kalktı ama fayda etmedi.Abdülaziz, Mithat Paşa'ya takmıştı bir kez.”

Romanın tamamını merakla okuyacaksınız ve bitirdiğimizde hepimizin ortak cümlesi sanıyorum şu alacak :” Kim ki hırsızlığın yolsuzluğun peşine düşüyor; hukuku savunuyor, başına gelmedik kalmıyor ,ondan kötü kimse olmuyor.”