Temel ve Tuvalet

Bir gün Trabzon'dan kalkıp gelen Temel, İstanbul'da yaşayan arkadaşı Dursun'un evine gitmiş. Akşam yemeğinden sonra gece yarısına kadar sohbet etmişler.

Yatma vakti gelince, Dursun demiş ki:
– Ula Temel, bir ihtiyacın varsa; şimdi gör. Tuvalete bizim yatak odasından gidiliyor, yoksa sonra gidemezsin.
Temel ise gayet rahat bir şekilde karşılık vermiş:
– Ula Dursun, ben iyiyim, hiçbir ihtiyacım yok.
Yatıp uyumuşlar. Gece saat üçte, Temel sancılar içerisinde uyanmış, yediği ağır yemekler dokununca, tavuk gibi zıplamaya başlamış.

Temel'in sancıları geçecek gibi değilmiş, tuvalete gitme ihtiyacı hissetmiş, ama yatak odasından geçmek istemediğinden, tuvalete de gidemiyormuş, artık son kerteye gelmiş, çıktı çıkacak.
İyice sıkışan Temel, camın kenarında bir çiçek saksısı görmüş. Çiçeği toprağı ile birlikte kaldıran Temel, saksının içine ihtiyacını bir güzel gidermiş. Rahat bir nefes alan Temel, toprağı ile birlikte kaldırdığı çiçeği tekrar saksının içine yerleştirerek yatmış.

Sabah erkenden uyanıp memlekete tüyen Temel, 6 ay sonra Dursun'a “Nasılsın, iyi misin?” falan filan şeklinde bir mektup göndermiş. Dursun, bu mektubu alır almaz anında bir cevap yazmış, hal hatır sormadan hemen meseleye geçmiş:
– Ula Temel, nereye sıçtıysan çabuk söyle? Üç ev değiştirdim; halâ o kokuyu çıkaramadım!..