Sünnet * Haydar Aksakal

11.08.2014 / 00:00

Binlerce yıldan beri sünnet uygulaması çeşitli milletlerin kültüründe yer aldı. Uygulamalar yöre kültürü ve dini inançlara göre değişiklikler gösterdi. İnsanlar, sünneti sorgulamamıştır. Tanrının kuldan istediği nedir, ne değildir sorgulaması yapılmamıştır. Dinlerin çoğunda, Tanrı kendisine ulaşmak isteyen kullarından, sünnet olmalarını kutsal kitaplarda bildirdi. Onlar Tanrının verdiği mesajı algılamadı. Yahudilik dininde sünnet konmuş, Hıristiyanlık dininde kaldırılmış, Kutsal Kitabımız Kur-an ile gelen İslam dininde sünnet tekrar işaret edilmiştir.

Sünnet uygulamasının tarihi, dini, hukuki, tıbbi yönlerinin yanında en önemlisi tasavvufi boyutudur. Tasavvufi boyutunun, konuyu çok iyi bilen bilge adamlar vasıtasıyla açıklanması, sünnet olayına bakış açısını değiştirecektir.

Yahudi ve İslam toplumunda, sünnetin algılanış eylemlerindeki törenler, örf ve adetlere göre değişmektedir. Sünnetin ilk defa nerede ve ne zaman başladığına dair bir kanıt yoktur. Yazılı tarihten önce başladığı söylenmektedir. Arapça kökenli bir kelimedir. “adet, yol, davranış” anlamına gelir. Sünnet, erkek penis başını örten üst derinin kesilip atılmasıdır. Sünnet, erkekliğin bir işareti olarak algılanmış, sünnet olmayan erkeklere bazı toplumlarda evlenme hakkı verilmemiştir. Evlilik kurumunun sadakat nişanesi olarak da görülmüştür. Erkeklerin sünnet olması, Yahudi inancında zorunludur. Yahudilerin Kutsal Kitabı Tevrat'a göre; “Tanrı, elçisi İbrahim Peygamber aracılığıyla ile Yahudiler arasında “Akide” ismi verilen bir antlaşma yapmış, İbrahim ve halkının sünnet olmalarını emretmiştir.” Bu inanç gereği Yahudiler, erkek bebekleri sekiz günlük olunca, Mohel ismi verilen bir törenle sünnet ederler. Bebeğe Yahudi ismi verilir ve sünnet derisi alınarak kanı akıtılır.

Hıristiyanlık inanışında sünnet tartışma konusu olmuş, Havari Paul'un “gereksiz” olarak görmesiyle dini bir inanç olarak algılanmamıştır. Mısır'daki Kıpti toplumu, Afrika'daki bazı Hıristiyan grupları kadın ve erkek sünnetini, ABD'de bazı Protestan mezhepleri ve Filipinlerdeki Katolikler erkek sünnetini dini bir görev olarak kabul ederler.

Kur-an'da hitan (sünnet) ile ilgili bir ayet yoktur. Peygamber Hz. Muhammet'e ait hadislerde geçtiği söylenmektedir. Sünnet, Müslüman topluluklarında genel anane haline gelmiş, Müslüman olmanın bir delili sayılmıştır.

Her yıl milyonlarca çocuk sünnet olmaktadır. Batı dünyası, sünnete karşı dışlayıcı ve sünnet yapan ulusları küçük olarak görür. Ancak 19. yüzyılda bu düşünce ve davranış değişmeye başladı. ABD'de sünnet oranı % 60 ile % 80 arasındadır. 1950 sonrası Güney Kore'de de sünnet olayı başlamıştır.

Dr. Freud'a göre; “sünnet olayı erkek çocuğun annesine karşı duyduğu özlemden vaz geçtiğini göstermek amacıyla toplum önünde törensel olarak uygulanan bir cerrahi operasyondur. Erkek sünnet olarak artık erkekliğe adım atmış ve annesi ile bağlarını tam olarak koparmış olmaktadır.”

Anadolu'da sünnet olmaya sünnet veya kestirme adı verilir. Hem dini, hem de geleneksel bir görev olarak bilinir. Araplarda ise sünnet olayına hitan denilmektedir.

Kentlerde ve köylerde yapılan sünnetler, zamana uygun olarak değişmektedir. Sünnet düğünlerinde müzik ve mevlit vardır. Bazı sünnet düğünleri de yemekli olur.

Sünnet çocuğunun başına taç konur, giysisi beyaz ceket ve pantolondur. Sırtına kırmızı veya mavi bir pelerin atılır. Sağlıklı bir sünneti uzman bir doktor yapmalıdır. Ehil olmayan kişilerce yapılan sünnetlerde birçok hata ortaya çıkmaktadır.

Günümüzde hijyenik hastane ortamında uzman cerrah doktor tarafından yapılan sünnet eskiden evlerde sünnetçiler tarafından yapılırdı. Penis ucunun kesilmesinden sonra sünnetçi pansuman yapar, çocuk hazırlanan yatağa götürülür. Kirve “oldubitti maşallah” diyerek dua eder, geceliğinin içinde yatağa yatırılan çocuğa altın ve paralar takılır, hediyeler verilir. Babasından hediye sözü alınırdı.

Sünnetin hukuka uygun olup olmadığı tartışma konusu olmuştur. Uzun yıllardır devam eden, toplum tarafında uygulanan ve kimseyi rahatsız etmeyen bir eylemdir.

Mitolojiye göre Attis, Anadolu Tanrısı Kybele'nin sevgilisidir. O'na hizmet için gelmiştir. Ana Tanrıçaya verdiği sözü unutur. Kral Midas'ın kızıyla evlenir. Düğünde, Kybele Attis'e öyle bir görünür ki Attis ne yapacağını şaşırır. Cinsel organlarını keser ve acı içinde kıvranır. Kybele Attis'e acır, onu çam ağacına dönüştürerek sonsuza dek yaşaması için hüküm verir.

Pessinus, Ana Tanrıça Kybele Tapınağı'nın bulunduğu en önemli yerlerden birisidir. Antik kentte ana tanrıça için törenler yapılırdı. Bu öyle bir sevdaydı ki kendini ana tanrıça adayan, rahip olmak isteyen erkekler cinsel organlarını keser, hadım edilirdi. Kesilen cinsel organ bir çam ağacının altına gömülürdü. Bu inanç değişik şekilde, sünnet olarak günümüze kadar devam etmiştir.

Pessinus, Ankara-Eskişehir kara yolu üzerindedir. Sivrihisar'ın 16 km. güneyinde bulunan antik kentin üzerine Ballıhisar Köyü kurulmuştur.