Soy(kırım)a, Karşı Yalan(kırım)

1995 yılına kadar, Türkler Ermenilere soykırım yapmıştır şeklinde alınan karar ve yayınlanan bildiriler sadece dörttür.Uruguay, Arjantin,BM İnsan Hakları Komisyonu(1985), Avrupa Parlamentosu(1987).
2000 yılında beş karar daha çıkar. 2001-2005’te bunlara 10 karar daha eklenir.
URUGUAY, 1965, 2004, 2005 yıllarında üç kez tasarıyı kabul etti.
KIBRIS RUM KESİMİ 1982 Yılında soykırım iddialarını kabul etti.
ARJANTİN’de tasarı,1983,2003,2004,2005,2006,2007’de gündeme geldi ve kabul edildi.
RUSYA önce 1995’te, sonra 2005’te iddiaları kabul etti.
KANADA, 1996, 2000 ve 2004’te gündeme geldi ve hepsinde de kabul edildi.
YUNANİSTAN, 1996’da soykırım iddiasını tanıdı.
LÜBNAN, 1997 VE 2000 yılında soykırım iddiasını tanıdı.
BELÇİKA(1998’de), Avrupa Komisyonu Parlamenterler MECLİSİ(1998), İTALYA(2000’de), İSVEÇ(2000’de), VATİKAN(2000’de),FRANSA(2001’de), İSVİÇRE(2003’de), SLOVAKYA(2004’de), HOLLANDA(2004’de), POLONYA(2005’de), ALMANYA(2005’de), VENEZUELLA(2005’de),
LİTVANYA(2005’de), ŞİLİ(2007’de), GALLER(Ocak 2010’da), İSKOÇYA(Ocak 2010’da).
* * *
ABD Savunma Bakanı Robert Gates, 1915 olaylarına dair Ermeni iddialarını içeren tasarıyı “HATA”
olarak niteledi ve tasarının Türk Amerikan ilişkilerine büyük zarar verebileceğini ve ayrıca Kongre
ve Temsilciler Meclisi’nin bu tasarıyı daha ileri götürmeyeceğini umduğunu belirtti.Biliyorsunuz Türkiye Ermeni Tasarısı ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi’nde de kabul edildi.Tepki olarak Büyükelçi-
miz Namık Tan ülkesine geri çağrıldı ve Türkiye ABD’ye askeri yardımını askıya alma tehdidinde bulundu.
* * *
Sonuç olarak Türkiye bu konuda, Azerbaycan hariç yalnız bırakılmış durumda. Azerbaycan’ın toprak-
ları hala Ermeni işgali altında ve HOCALI da Ermenilerin yaptığı feci katliam da çok yeni.
* * *
NE YAPALIM?
Ülkemiz insanı alınan bu kararlar konusunda şaşkın.Gerçekten haksız ve alçakça suçlama ve yaptırım tehditlerine karşı insanlarımızın ne bilgisi var, ne de gücü.Okullarımızda bu konuya yönelik evlatlarımızı bilinçlendirmeye bilgi gücü ile doldurmaya yönelik çalışma ve müfredat yok.Ne yazık ki gereksiz birçok konuyla doldurulan gündemde bu önemli konuya sıra bir türlü gelmiyor.Şunu yapmamız şart;
Her Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşını, özellikle de öğrenim çağındaki çocuklarımız ve gençlerimizi, Cum-
huriyet öncesini de kapsayan YAKIN TARİHİMİZİ (propaganda amaçlı değil, yadsımacı ya da hamasi değil) öğreterek, bilinçlendirmek.HAKSIZ(ve gerçekten alçakça) suçlama ve yaptırım tehditlerine karşı
en haklı ve en etkili savunmayı yapacak bilgi ve güç ile donanmış insan kaynağımızla MÜCADELE.
Bunu yapacak olan Milli Eğitim Kurumumuzdur.
* * *
ATATÜRK, 23 Temmuz 1919 yılında Erzurum Kongresi’nde konuşmasında şöyle diyor: “…Osmanlı te-
basından olan Rum ve Ermeni unsurları, gördükleri teşvik ve yardımın neticesiyle de, milli namusumu-
zu yaralayacak, taşkınlıklardan başlayarak, nihayet hazin ve kanlı safhalara girinceye kadar küstahane
tecavüzlere koyuldular. ….Şurada acıklı bir hakikat olarak arz edeyim ki, memleketimizde külliyetli yabancı parası ve birçok propagandalar cereyan ediyor.Bundaki gaye, pek aşikardır ki, milli hareketi
neticesiz bırakmak, milli emelleri felce uğratmak, Yunan, Ermeni emellerini ve vatanın bazı mühim kı-
sımlarını işgal gayelerini kolaylaştırmaktır.”
Yine O’nun gözünden Ermeni Meselesi’nin özüne bakalım.Bu konuda verdiği cevapların sorularını biz soralım o yanıtlasın(İsmet Görgülü’nün kitabından alıntı.);
-Türkiye’ye yapmadığı ve yapmadığını bildikleri halde neden “Ermenilere soykırım yaptınız” suçlama-ları ile saldırıyorlar?Bunları neden yapıyorlar?
-“Memleketimizi dışarıda ve içerde güçsüz bir durumda bırakarak, istedikleri her şeyi kabul ettirmeyi amaçlıyorlar.”(24 Nisan 1920)
-Peki bu soykırım iddiaları doğru mudur?
-“Türkler tarafından Ermeniler aleyhinde katliam iddiaları, uydurulmuş rivayetler ve birtakım yalan ve iftiralardan ibarettir.”(17 Ocak 1921)
-O halde Ermeni sorunu nedir?
-“Ermeni sorunu, Ermeni milletinin gerçek olmayan isteklerinden çok, dünya kapitalistlerinin ekonomik yararlarına göre çözülmek istenen bir sorun(dur).” (1 Mart 1922)
* * *
Bahar geldi ve Mesir heyecanı Manisa’yı sardı.Ülkemizin birçok önemli meselesi var ve hayat her şeye rağmen devam ediyor ancak bu önemli konuyu da gündeme taşımak gerekiyor.Sevgiyle…