Şimdi Ne Olacak

14 Haziran 2009 günü yapılan sınavla bir ÖSS telaşı daha bitti. Kimi yeterli çalışamadığı için çok üzüldü, kimi başarılı bir sınav geçirmenin haklı sevincini, gururunu yaşıyor.
Sınavınız nasıl geçerse geçsin üzerinizden büyük bir yükün kalktığını biliyorum. Yapamadığınız soruları düşünüp hiç hayıflanmayın, size sınav zor geldiyse unutmayın herkese de zor gelmiştir. Son iki yıldır Türkiye birincilerinin dahi soruların tamamını hiç hatasız yanıtlayamadığını biliyor musunuz? Geçen yıl EA–2 puan türünde 3. olan öğrencinin bile altı yanlışı vardı. Bu yıl da soruların tamamını doğru yanıtlayanın çıkmayacağı tahmin ediliyor. O halde üzülmek için çok erken, sevgili sınavzede arkadaşlar.
Yoğun çalışma temposunun ardından öğrenciler ve onların her daim yanında yakınında olan aileleri için, şimdi ne olacak, boşluğu başlıyor.
Şimdi dinlenme zamanı sevgili dostlar, temmuz ayının üçüncü haftasına kadar dinlenirken ne güzel kitaplar okursunuz siz şimdi.
Tatilde sınav sonuçlarını beklerken okumaktan zevk alacağınızı düşündüğüm birkaç kitabı önermek istiyorum size:
Elif Şafak ”AŞK” . Elif Şafak dokuzuncu romanı olan Aşk’la ilgili bir gazetecinin sorularını yanıtlarken “Bence Türkiye'de çok iyi bir roman okuru var. Bunların büyük bir bölümü de kadın. Aralarında aşk üzerine yazmamı isteyenler oluyordu. Ama aşkı sadece kadın-erkek ilişkisi olarak düşünmeyin. İlahi aşkın da içinde olduğu bir roman beklentisi vardı.”diyor. Tensel heyecanın, aşkın ötelendiği bu romanında yazar İlahi aşkın da içinde olduğu bir roman beklentisi içinde olanları mutlu etmiş.
Vedat Türkali “Yalancı Tanıklar Kahvesi” Vedat Türkali, 5 yıl aradan sonra yazdığı bu romanında Türkiye'nin 70'li yıllarına ayna tutuyor. Üniversiteli, bir gencin gözünden Türk siyasi tarihinin en çalkantılı dönemlerinden birinin geniş bir yansımasını çizerken, barınamadığı bir toplum içinde yolunu çizemeyen Muhsin'in tutkulu aşkını da anlatıyor.
Yasemin Soysal “Tek Şişman Beyniniz – Düşünce Gücüyle Zayıflama”Kadınların en ortak konu başlığıyla aktarılmasından mıdır nedir, daha çok kadın okuyucularca tercih edilişi. Yasemin Soysal, Yüksek Lisans Tezi araştırması olarak zihnin beden üzerindeki etkilerini araştırmaya başladığında, insanların kolayca kilo vermelerini sağlayacak bir sistem geliştirebileceğini hayal bile etmez. Fakat geliştirdiği yöntemi kilo problemi yaşayan yaklaşık 1000 kişi üzerinde dener. Sonuçlar mı? İnanılmaz olduğunu söylüyor Yasemin Soysal.
Ayşe Kulin “Umut” Kitabın özellikle giriş bölümü insanı derinden etkilemektedir. Veda’nın devamı niteliğindeki bu kitap Kulin ailesini anlatıyor. Yeni bir şehir ve yeni bir yuva kurulurken hayat hep akan bir sudur Sitare Muhittin ve herkes için.
Stephenie Meyer, çeviren: Hüseyin Baran,”Alacakaranlık Serisi 4-Şafak Vakti” ya olamaz böyle bir şey dedirtecek kitaplardan. Vazgeçilmez bir şekilde bir vampire âşık olmak, Bella Swan için, bir fantezi ve kâbusun gerçeğe karışmasıdır. Edward Cullen’a duyduğu yoğun tutkuyla bir tarafa, kurt adam Jacob Black ile arasındaki derin bağ ile öbür tarafa çekilmiş bir halde, nihai dönüm noktasına ulaşmak için kayıplar ve mücadele dolu çalkantılı bir yıl geçirmiştir. Artık kaçınılmaz bir seçimle karşı karşıyadır; ya ölümsüzlerin karanlık ama çekici dünyasına katılacak, ya da iki kabilenin arasında insan olarak hayatına devam edecektir.
Bella artık kararını vermiştir ve kendisini muhtemelen yıkıcı ve anlaşılmaz sonuçları olacak benzeri görülmemiş bir olaylar zincirinin içinde bulur. Önce Alacakaranlık’ta yıpranmış olduğunu, ardından Yeniay ve Tutulma’da da dağılıp koptuğunu gördüğümüz ipler, artık tamamen düzeltilip bir araya gelecek gibi görünüyor. Peki ya bu sonsuza kadar gerçekleşmezse?
Okay Tiyakioğlu,”Kuşatma 1453”, Bir çağı kapayıp başka bir çağ açan İstanbul’un fethi, imparatorlukların ve insanların kaderinde farklı yankılar buldu. Zafer ve yenilgi kutuplarında birbirine zıt öyküler tarihin o unutulmaz anında buluştu. Kuşatma ve fetih, sadece siyasi manevralar, mezhep çatışmaları, askerî hazırlıklar ve çarpışma değil, aynı zamanda sultanların, imparatorların, paşaların ve askerlerin şahsî öyküsü anlamına geliyordu.
Stratejik bir deha ve olağanüstü bir komutan olan, aynı zamanda yedi dil konuşup dönemin âlimlerinin terbiyesinden geçen, Avnî mahlasıyla şiirler yazan II. Mehmed, sultan ve fatih olmanın ötesinde iç hesaplaşmaları, tereddütleri, duygusallıkları olan yirmi bir yaşında bir gençti.
Kuşkusuz sözü edilesi eser sayısı çok fazla sevgili arkadaşlar. Bunlar sadece birkaç tanesi.

Bu arada herkesin ne kadar net yaptığınızı,nereleri yazacağınızı sormalarına da hazırlıklı olmalısınız.Hemen,yeğeninizin netleri,komşunuzun kızının netleri,hatta annenizin babanızın fakülteye giriş puanları kazanma olasılığınız olan fakülteler karşılaştırılacaktır.

Bazen hiç yanlış yapmayacağımıza inandığımız ve kendimizi çok iyi mutlu hissettiğimiz anlar vardır. Hele bunu yaşamak için çaba gösterdiğimize eminsek.
Sevgili arkadaşlar sınav sonuçlarınız gelene kadar rahat olun mutlu hissedin kendinizi. Unutmayalım
TÜM DÜŞLERİMİZ GERÇEKLEŞEBİLİR,
ONLARI KOVALAYACAK CESARETİ KENDİMİZDE BULURSAK.
WALT DİSNEY
BİZİ ESAS YORAN YAPTIĞIMIZ İŞLER DEĞİL, YAPMADAN KENARDA BIRAKTIĞIMIZ İŞLERDİR.
Dinlenmiş, kenarda yapmadan bıraktığınız bir iş, okumadan bıraktığınız bir kitabın olmayacağı bir tatil yaşamanız dileyiğle.

“Dağ tepesinde bir çam olamazsan, vadide bir çalı ol;
Fakat oradaki en iyi küçük çalı sen olmalısın.
Çalı olamazsan bir ot parçası ol, bir yola neşe ver,
Bir misk çiçeği olamazsan bir saz ol;
Fakat gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın.
Cadde olamazsan patika ol;
Güneş olamazsan yıldız ol;
Kazanmak veya kaybetmek ölçü ile değil;
Sen her neysen, onun en iyisi ol”
Douglas Malloch