Sevgisizlik * Bedriye Aksakal

Hiç düşündünüz mü, yaşamımızı kim yönetiyor? Bu soruyu birkaç kişiye yöneltsem alacağım yanıtlar değişik olacaktır kanımca. Bana sorarsanız yaşamımızı “sevgi” yönetiyor yanıtını verirdim.
Geçenlerde psikolog bir arkadaşımla söyleşirken, şu tümceleri söyledi: “Ruh sağlığı bozuk olanların, sevgisiz büyümeleri sonucu nice sağlıksız eylemlerde bulunduğunun, araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır.”
O zaman, sevginin insan yaşamında ne değin önemli olduğu ortaya çıkıyor.
Çocuk yaşamının ilk adımını annesinden öğrenir. Anne çocuğuna sevgi veriyorsa, çocuğunu tüm yaşantısını sevgi doldurur.
Psikolog arkadaşımın deyişine göre: “Ruh hastası olan kişilerin çoğu, çocukluğunda sevgisiz büyümelerinden hasta olmuştur.
İlk Karadeniz gezisine 26.06.1973 yılında çıkmıştım. Samsun'da bir sergideki resimler, Bakırköy Ruh Hastanesinde yatan hastaların yaptığı resimlerdi. İzlediğim resimler, profesyonel kişilerin ellerinden çıkmış gibi çok güzeldi. Bir taraftan da hastalar resimlerin altına düşüncelerini de yazmışlar. O gün onları not defterime yazmıştım. Yazı şöyleydi:
“Üniversiteyi bitirdim. İlkokulumu arıyorum. Neden mi tenha, niye kimse gözükmüyor. Çünkü ben tatil günümde ilkokulumu çizdim.
Kendim yalnızım. Dostum yok. Kim kimle dost olmuş ki bu dünyada.”
Melankoli Bir Hasta
Şu son yıllarda bu tür hastaların neden bu duruma düştüğünü anlamak için resim çizdirerek ortaya çıkartılıyor.
30 yıllık öğretmenlik yaşamımda, öğrencilerimin üzerinde incelemelerde bulundum.
Resim bir sanat dalı olmasının dışında, psikiyatride tedavide kullanılan yollardan biri.
Pof. Dr. Atalay Yörükoğlu'da resimlerin çocuğunun iç dünyasını yansıttığını şöyle vurguluyor:
“Tedavi gidişine parelel olarak resimde de değişme görülür. Resimler bir yerde çocuğun tedavi içindeki gelişmesini ortaya koyuyor. İlk geldiğinde sayfayı tümüyle kapkara boyayan bir çocuk, ileride düzgün şekiller yapmaya başlıyor. Bunu çocuk farkına varmadan yapıyır.resimdeki bu değişme tamamen şuur dışı olarak gelişiyor. Resimdeki gelişme çok önemli. Tedavinin belki de en önemli göstergesi.”
Bu gün hapishaneleri dolduran binlerce kişinin eline kağıt kalem versek inanıyorum ki, çizdiklerinin altında sevgisizlik yattığını göreceğiz.
Çizgi ile çocuğun ve gencin ruh durumunu ortaya çıkarmak için bu tür denemeleri, öğretmenlik yaptığım süreçte sınıfımda yaptığımı yazımın başında dile getirmiştim.
Bir gün öğrencilerime kendi dünyanızı çiziniz ve yazınız dediğimde Aylin Aksoy adlı bir öğrencim(Şimdi o doktor) kendi dünyası için şunları yazmıştı:
“Dünya denince aklımıza yuvarlak, zarif bir gezegen gelir. Aslında dünya bir ağaç, bizler de onun gölgesinde yaşayan küçük fidanlarız. Taze dallarımız denizleri anımsatır, küçük gövdelerimiz ise karalara uyar.
Benim dünyam karman çorman değildir. Kötülüğe yer yok olan bir dünyadır. Her insan sevgiye, dostluğa muhtaçtır. Her varlığın düşüncesi kötü değil, sevgi yolunda olmalıdır.”
Demek ki yaşamımızı sevgi yönetirse, dünyada silah üretimi ortadan kalkar. Ve dünya çocukların dediği gibi sevgi ile döner.

Sevgisizlik * Bedriye Aksakal

Hiç düşündünüz mü, yaşamımızı kim yönetiyor? Bu soruyu birkaç kişiye yöneltsem alacağım yanıtlar değişik olacaktır kanımca. Bana sorarsanız yaşamımızı “sevgi” yönetiyor yanıtını verirdim.
Geçenlerde psikolog bir arkadaşımla söyleşirken, şu tümceleri söyledi: “Ruh sağlığı bozuk olanların, sevgisiz büyümeleri sonucu nice sağlıksız eylemlerde bulunduğunun, araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır.”O zaman, sevginin insan yaşamında ne değin önemli olduğu ortaya çıkıyor.
Çocuk yaşamının ilk adımını annesinden öğrenir. Anne çocuğuna sevgi veriyorsa, çocuğunu tüm yaşantısını sevgi doldurur.
Psikolog arkadaşımın deyişine göre: “Ruh hastası olan kişilerin çoğu, çocukluğunda sevgisiz büyümelerinden hasta olmuştur.
İlk Karadeniz gezisine 26.06. 1973 yılında çıkmıştım. Samsun'da bir sergideki resimler, Bakırköy Ruh Hastanesinde yatan hastaların yaptığı resimlerdi. İzlediğim resimler, profesyonel kişilerin ellerinden çıkmış gibi çok güzeldi. Bir taraftan da hastalar resimlerin altına düşüncelerini de yazmışlar. O gün onları not defterime yazmıştım.
Yazı şöyleydi:
“Üniversiteyi bitirdim. İlkokulumu arıyorum. Neden mi tenha, niye kimse gözükmüyor. Çünkü ben tatil günümde ilkokulumu çizdim.
Kendim yalnızım. Dostum yok. Kim kimle dost olmuş ki bu dünyada.
Melankoli bir hasta”
Şu son yıllarda bu tür hastaların neden bu duruma düştüğünü anlamak için resim çizdirerek ortaya çıkartılıyor.
35 yıllık öğretmenlik yaşamımda, öğrencilerimin üzerinde incelemelerde bulundum.
Resim bir sanat dalı olmasının dışında, psikiyatride tedavide kullanılan yollardan biri. Kişinin iç dünyasının dışa vurulan yollarından biri. Kişinin iç dünyasının dışa vurulan yollarından biri.
Pof. Dr. Atalay Yörükoğlu'da resimlerin çocuğunun iç dünyasını yansıttığını şöyle vurguluyor:
“Tedavi gidişine parelel olarak resimde de değişme görülür. Resimler bir yerde çocuğun tedavi içindeki gelişmesini ortaya koyuyor. İlk geldiğinde sayfayı tümüyle kapkara boyayan bir çocuk, ileride düzgün şekiller yapmaya başlıyor. Bunu çocuk farkına varmadan yapıyır.resimdeki bu değişme tamamen şuur dışı olarak gelişiyor. Resimdeki gelişme çok önemli. Tedavinin belki de en önemli göstergesi.”
Bu gün hapishaneleri dolduran binlerce kişinin eline kağıt kalem versek inanıyorum ki, çizdiklerinin altında sevgisizlik yattığını göreceğiz.
Çizgi ile çocuğun ve gencin ruh durumunu ortaya çıkarmak için bu tür denemeleri, öğretmenlik yaptığım süreçte sınıfımda yaptığımı yazımın başında dile getirmiştim.
Bir gün öğrencilerime kendi dünyanızı çiziniz ve yazınız dediğimde Aylin Aksoy adlı bir öğrencim(Şimdi o doktor) kendi dünyası için şunları yazmıştı:
“Dünya denince aklımıza yuvarlak, zarif bir gezegen gelir. Aslında dünya bir ağaç, bizler de onun gölgesinde yaşayan küçük fidanlarız. Taze dallarımız denizleri anımsatır, küçük gövdelerimiz ise karalara uyar.
Benim dünyam karman çorman değildir. Kötülüğe yer yok olan bir dünyadır. Her insan sevgiye, dostluğa muhtaçtır. Her varlığın düşüncesi kötü değil, sevgi yolunda olmalıdır.”
Demek ki yaşamımızı sevgi yönetirse, dünyada silah üretimi ortadan kalkar. Ve dünya çocukların dediği gibi sevgi ile döner.