Sevginin Olduğu Yerde

Sizlere sevgi nedir? diye sorsam tümünüzün yanıtı değişik olur kanımca. Yahut sevgi nedir diye sorumu tekrar tekrar yinelediğimde belki de duraksayıp bir iki dakika düşündükten sonra yanıtını vereceksiniz kimbilir?…
O Wilde’nin dediği gibi: Sevmek insanın kendi kendini aşmasıdır.
Kendini aşan insanlardan birisi de eğitimci yazar Mehmet Hekim’dir. Üretken her şeyin başı sevgi diye yüreği gümbür gümbür atan bir eğitim emekçisi.. Ne zaman karşılaşsam yerinde duramaz, eğitim öğretim konusuna girmeden yüreğindeki sevgisini insanın avuçlarına bırakır.
Mehmet Hekim aynı zamanda müfettiş. Gittiği her okulda önce öğretmenlere, çocuklara sevgiyle yaklaşıyor. Sevgiyle yaklaştıkça onun etrafındaki sevgi halkası da büyüyor. Geçenlerde telofan açarak: abla Hedef Kolejinde öğretmenlere, velilere sevgi üzerine konferans vereceğim, seninde gelmeni istiyorum, deyince geleceğimi söyledim.
Okula gittiğimizde salonda genç öğretmenleri görünce sevindim. Ayak üstü konuşurken tümü coşkuluydular.
Mehmet kardeşim tüm eğitimcilerin izlemesi gereken nefis bir slayt hazırlamış görselliğin yanı sıra insanların niçin sevgisiz kaldığını açıklarken verdiği rakamlar ürperticiydi.
Ülkemizde %58 insanlar kendisini öfkeli olarak görüyor.
Yine ülkemizde 500 bin ağır derecede ve en az altı- yedi milyon kişi tedavi(ruh) görüyor. Şiddet içersinde olan kişilerin beyninde altı bin hücrenin öldüğünü ve yenilmediğini duyduğum an, ne oluyoruz da böyle beyin hücreleri ölüyor diye sorunun yanıtını aldığımda sonuç ürperticiydi.
Gazetelerden topladığı haberleri de gözlerimizin önüne sergiledi Mehmet Hekim.
Polat Alemderoğlu’na özendim,ondan arkadaşımı öldürdüm diyen öğrenciden tutunda, dokuz aylık bebeğe tecavüz eden liselinin yaptığı korkunç eylemlerin altında sevgisizliğin ,şiddetin, kinin ve öfkenin yattığını görüyoruz. Şiddet ve öfke ile çocuklarımızı kaybediyoruz.. Gazeteleri elimize aldığımız zaman ilk sayfalarda tecavüz, şiddet olayları yer almakta, televizyonlarda da öyle. Mehmet Hekim bir taraftan konuşuyor, bir tarafta slayt gösterisi … birden ekrana SEVGİ sözcüğü dolduruyor.
Yine ekranda kocaman kocaman bir yazı: SEVGİNİN OLDUĞU YERDE KORKU YOKTUR:
Bir zamanlar Barış Manço, Adile Naşit vardı çocuklara şarkılar söyletirler, masallar anlatırlardı.Bu çocuklarımız korku nedir bilmezdi… Ya şimdi Harry Potter ve diğerleri var… Çocuklardan tutunda büyüklere dek herkesin içinde korku var.
Yine yapılan bir araştırmaya göre şimdiki gençlik önce para, sonra sevgi diyor. Oysa bizim zamanımızda önce sevgi vardı para sonra gelirdi.
Ne oldu da böyle sevgisiz kaldık?
Ne oldu da çocuk ve gençlerimiz öfke ve kin kusuyor?
Ne oldu da esrar içme yaşı on iki yaşa dek düştü?.
Bir eğitimci olarak korkuyorum çocuklarımızın geleceğinden.
Korkuyorum sevgisiz büyüyen çocukların şiddete başvurmalarından…
Hani bir söz vardır: Her yer kararsa, bir tek yıldız parlamaya devam eder o da umut yıldızıdır. Yüreğimizde ki umut yıldızını tekrar gün ışığına çıkaran Mehmet Hekim’e teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki, Mehmetler çoğaldıkça, çocuklarımız sevgi yolunda korkusuz yürüyeceklerdir.

GÜNÜN ŞİİRİ
“Seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi
geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa
su içer gibi,
ağır postapaketini, neyin nesi belirsiz,
Telaşlı, sevinçli kuşkulu açar gibi,
Seviyorum seni.
Denizi uçakla ilk defa geçer gibi
İstanbul’da yumuşacık
kararırken ortalık
İçimde kımıldanan bir şeyler gibi,
Seviyorum seni
“Yaşıyoruz çok şükür” der gibi
N. HİKMET