Sen de Mi Nadina?

Aslında erkeklerin de empati yapmaları durumunda ilk sorgulayacakları şey “neden bir erkek
dört kadınla evlenebiliyor ama bir kadın dört erkekle evlenemiyor” olduğu halde Müslüman
bir ülkede bu akla yakın mantıklı öneri tepki ile karşılanıyor.
Hele bu ülke din ve devlet işlerini birbirinden ayıramamış bir ülke ise…Habere bakın!
“Mısır’da bir kadın gazeteci, “Kadınlara da çok eşlilik hakkı verilsin” mesajı veren bir makale yazınca ülkede kızılca kıyamet koptu. Nadina El Bedair, El Masri El Yavm’da yayımlanan yazısında, erkekler için uygun görülen poligaminin her iki cins için de geçerli olmasını yani kadınlara da birden fazla erkekle evlenme hakkı tanınmasını istedi. Bu olmadığı takdirde evli-
liğin yeniden tanımlanmasını talep eden kadın gazeteci, erkeklerin sadece eşlerinden sıkılma-
rını gerekçe göstererek yeni bir eş almasına izin verilmemesi gerektiğini savundu.”
Din adamları bunun İslama aykırı olduğunu savunmuşlar…(Ne yapacaklar ki başka!..)
Bir milletvekili de gazeteciye dava açmış…(Başka işi yok galiba!..)
Yoksa bir erkeğin keyfi olarak sırf din izin verdiği için dört kadınla evlenebilmesini nasıl
açıklayacaklar. Bazı din adamları da erkeklerin birden fazla eşle evlenmesinin sosyal bir amacının olduğunu, böylelikle dul, boşanmış ve bekâr kadınların bir partner bulabildiğini söylemişler. Din adamları bu sosyal sorumluluğu kadınlara neden önermiyorlar anlayamadım.
Eş arayan dul, boşanmış erkek hiç mi yok orada?..Bizde çok var mesela evlilik programlarına
bile çıkıyorlar eş bulabilmek için. Yani bu deli saçması erkekleri haklı göstermeye çalışan açıklamalara ne demeli bilemiyorum. Erkekleri dünyanın merkezi yapan her ne varsa karşı-
yım! Bu yüzden her güçlüğe rağmen mantıklı düşüncesini ortaya koyarak makalesine konu eden Nadina haklı diyorum. Bir erkek bu hakka sahipse bir kadın da sahip olmalıdır. Erkeğin dört kadınla evlenmeye hakkı olduğuna aklı yatanın biraz daha beynini zorlarsa kadın için de aklı yatacaktır. Azıcık gayret etmesi yeterli… Aklı her ikisine de yatmıyorsa zaten sorun yoktur…
* * *
VAGONDAKİ CESET
Manisa’mızda bu tür haberler gördüğüm zaman hakikaten yüreğimiz yanıyor. Bilemiyorum ama bu tür olayları Manisa’ya konduramıyorum. Sonuçta burası Amerika ya da Teksas değil
ki..Bir şehir ama çok büyümemiş bir şehir.Allah ana babasına sabırlar versin diyorum.
Hayatının baharında, yaşayacağı güzel günlerin hayalini kurarken Şükrü Balcı 145-TL için
arkadaşları tarafından öldürülmüş. Yapan kişiler Kurtlar Vadisi dizisinden etkilendiklerini ifa-
de etmişler fakat yaşlarına bakıyorsunuz çocuk değil ki bunlar. 21 ve 22 yaşlarındaki insanlar
diziden etkilenerek arkadaşlarını öldürdüklerini söylüyorlarsa elbette dizilerin şiddet içeriği-
nin sorgulanması gerekiyor ancak ailelerin çocuklarını ne kadar tanımadıklarını ve başıboş
bıraktıklarını da gösteriyor bu. Hoş bu failler çocuk da değil ama işsiz güçsüz anne ve babayla
yaşayan, sorumluluk alma yaşına çoktan gelmiş bu gençlerin kendilerini dizi kahramanlarıyla
özdeştirip önemli kişi olma çabalarının sonucu arkadaşlarını dizideki gibi yakmak ve sonra da
kaçıp çorba içmeye gitmek olmamalıydı.
Sonuç olarak katillerin yakalanmış olması sevindirici…Eğer MOBESE kamerası olmasaydı
yanan cesetten bir ipucu bulmanın zor olacağını düşünüyorum ve Manisa polisini de cinayeti
hemen aydınlattığı için tebrik ediyorum. Artık oturalım ve şiddetin nasıl iliklerimize kadar iş-
lemiş olduğunu düşünüp çareler arayalım. Zamanı geldi ve geçiyor bile. Haberlere bakmanız bile toplumumuzun içler acısı halini ortaya koyuyor. Biri değil hepimiz bu gidişe dur demeli-
yiz. Şiddeti önleyici tedbirlere de siyasetçilerimizin bağırış çağırışlarını kontrol edebilme ça-
balarıyla başlarsak oldukça güzel ve etkili olur ve sonra gerisi gelir…
* * *
MANİSA BELEDİYE ŞEHİR TİYATROSU harika oyunlar çıkarıyor. VALİLİK toplumla ilişkiler bürosu harika bir iş yaparak kenar mahalle çocuklarını tiyatro ile buluşturmuş. Bu haber birçok haberden daha sevindirici…Bir toplum nasıl mı daha iyiye gider.İşte böyle…