Seçim ve Seçmen * Nur Kartal

26.03.2014 / 00:00
Bir yerel seçimle daha karşı karşıyayız.
Aslında çok fazla söylenecek bir şey de yok. Mevcut partiler ve yönetimlerin her türlü çalışması gayet tabii.
Seçimle birlikte başa her kim gelirse gelsin kültür, sanat, eğitim ve marka kent olma yolunda adımlar atılmalıdır. Özellikle buradaki eğitim kavramına dikkatinizi çekmek istiyorum. Akıllara şöyle bir soru gelebilir: “eğitimle yerel yönetimin ne alakası var?” Aslına bakarsanız çok alakası var. Gelişmiş ülkelerde ve özellikle Amerika'da yerleşmiş kollektif bir sistem olarak karşımıza çıkan “yetişkin eğitimi”, “yaşamboyu öğrenme” “bilgi okuryazarlığı” gibi kavramların ülkemizde ne yazık ki adı dahi bilinmemekte. Bu kavramların toplumda oturması ve “öğrenme toplumu”nun oluşması açısından yerel yönetimlerin mühim olduğu kanısındayım. Mühimdir ki tümevarımsal bir çalışmayla bu kavramların kazanılması mümkün olsun. Bu son derece ehemmiyet sahibi mevzuu ve kavramlar da ancak ve ancak mutlak bir lider ve bilinçli takım arkadaşlarıyla mümkündür.
Platon'un Devlet adlı bir kitabı var, bilenlerin malumudur. Orada devletin başında filozofların bulunması gerektiğini söyler. Çünkü bir filozof bilim düşkünüdür. Bu nedenle yalancı ya da riyakar olamaz. Varlığı, sevgi ve şeref tutkunları gibi bir bütün olarak sever. Bedeni için değil de ruhu için çalıştığından dolayı onda açgözlülük ve ölçüsüzlük bulunmaz. Tanrı ve insan işlerini bütünüyle kavramaya çalışan bir ruh küçüklükle bağdaşmaz. Hırçın, geçimsiz değillerdir ve sağlam bir belleğe sahiplerdir.
Sandığa giderken Platon'un bu sözleri bize anahtar olsun, gündelik siyasetin ucuz malzemesi olmak yerine bir de bu anahtarlarla oy vermeyi deneyelim.
Unutmadan lider +takım arkadaşları demiştim ya aslolan da bu galiba. Daha önce yayınladığım “Mutluluk Veren Bilgi” adlı yazımda okuyanlar bilir, Ay Toldı'dan bahsetmiştim. Dünyaya hükmeden, fakat yalnızlıktan sıkılan; akıllı, iş bilir bir yardımcı arayan bir hükümdar Kün Togdı ve yaveri kendisini çok iyi yetiştirmiş, akıllı, erdemli Ay Toldı'dan.
Yaver demişken yegane yaverimiz Salih Bozok'tan bahsetmeden olur mu? Atatürk'ün çocukluk ve silah arkadaşı; “Paşanın ebediyete yürüdüğü gün “Başkomutan yaversiz gidemez.” diyerek kalbine kurşun sıkan adam.
Bütün bunları anlattıktan sonra lider ve takım arkadaşlarını belirlemek ve oy kullanmak size kalmış. Elinizi vicdanınızdan çekmeden partiye değil de yapılan her davranışı iyice tartıp gündelik siyaset malzemesi olmadan liderde erdem, ahlak ve o liderin takım arkadaşlarında da yerleşmiş bir eleştirel bilinç arayarak basın o mühürleri.
Şunu da unutmayın ki “hediyeler ve çıkarlar Tanrıları bile değiştirirmiş.” !!!