Rıfat Ilgaz * Sarı Yazmalı

Ya dertlisin, ya sevdalı yurdum kadını
Eşsiz kalmış keklik misin?
Uçamazsın, sekemezsin.
Alan almış, satan satmış
Beşik kertmesi başın bağlı
Başını alıp gidemezsin!

Yavru kuşum, bu sendeki güzellik
Başlık mıdır, harçlık mıdır babana!

Değerini biçen biçmiş
Kız evlâtsın, eğeceksin boynunu
Şerbetini içen içmiş
Davul zurna gideceksin yabana!
Gelin değil yoz tarlada ırgatsın,
Kadın değil, ana değil, kul köle.
Kargacaklım, aybasanlım, malyaslım,
Babandan mı miras sana bu çile?

Bir çile ki soydan soya,
Bir acı ki anadan kıza.
Yari gider gurbet ele bekle, dur.
Kiminin künyesi Kore´den gelir,
Kiminin mektubu Almanya´dan,
Kuşun kanadında gelir, okunur.

Bir gece yarısı çalınır kapın
Alı p götürürler erkeğini,
Kaçak mıdır, kaçakçı mı bilmezsin,
Yüreğine kızgın hançer sokulur.

Uyku girmez kalan yaşlı gözüne
Gökte misin, yerde misin
Bekleyişin ezgi olur, açılır,
Türkü olur yaprak yaprak dökülür:
´ Pencerelerde perde misin?´

Kara kışta limon fidesi gibi
Isıtırsın yetimini koynunda.
Boynu bükük büyütürsün yavrunu.
Avucu kınalı, özü sürmeli,
Tabanı nasırlı, eli kazmalı,
Kara toprak ellerinde un ufak yurdum kadını
Ellerinde bir tek tohum
Dolu dolu, sarı sarı bir başak!
Al paçalıklı sırtı küfeli,
Başı çifte çifte sarı yazmalı
Siler gibi alın terini çevrene
Bu kara yazıyı alnından silip
Kendi öz yazını, kendin yazmalı!

Cide 1978