Problem Çözme Yeteneği ve Siyaset

TÜRKİYE’de siyaset yapanların eksikliklerden en önemlisi “problem çözme yeteneği” kanımca. “Cesaret” de önemlidir belki; ancak cahillerde daha fazla bulunduğundan sorunları daha karmaşık hale getirebilir.
Bir kişinin problem çözme yeteneği nasıl mı anlaşılır? Çok basit… Çevrenize bir bakın, problem çözme yeteneği yüksek olanların çoğu, iyi lise veya üniversitelerden mezun olmuşlardır. İyi bir eğitim de çok önemli, ama o iyi okullara girebilmek için “sınavlardan yüksek puan alma zorunluluğu” gözden kaçmamalı. “Problem çözme yeteneği” olanlar sınavlarda sorulan “problem”leri, özellikle de genel yetenek ve fen alanındakileri, başarıyla “çözerek” iyi okulları kazanmışlar, o okullardaki güç sınavları başarıyla geçerek mezun olmuşlardır. Yani, adam olacak çocuk, sıklıkla küçük yaşta belli eder kendini…
Birinci sınıf yöneticiler işe alacakları kişilerin eğitim durumlarına önem verirler, yanlarında problem çözebilen insanların bulunmasından mutlu olurlar. İkinci sınıf yöneticiler ise, yeteneksizliklerini örtmek için en yakınlarına daha da yeteneksiz üçüncü sınıf insanları doldururlar.
“Problem çözebilen insanlar” özel sektörde daha rahat yükselirler, ama siyasette işleri zor. Örneğin, UNIVERSIADE sırasında tanıştığım, problem çözme ve organizasyon yeteneklerine hayran olduğum AKP İzmir Milletvekili Taha Aksoy. Özgeçmişinin lisans ve yüksek lisans bölümünde ODTÜ İnşaat Bölümü yazıyor, özel sektörde çok önemli görevleri başarıyla gerçekleştirmiş. AKP’nin kendisinden yeterince yararlandığı söylenebilir mi? Sayın Aksoy’un belediye başkanlığı seçiminde başarısız olduğunu düşünmüyorum. AKP’nin İzmir’deki oy kaybı; halkın, iktidarın politikalarına genel tepkisinden kaynaklanmıştır. Başka bir aday olsa, kayıp daha fazla olurdu.
(Prof. Dr. Ülgen Zeki Ok’un kaleminden,