Okuma Köşesi * Işıl Soğukpınar

“Kaç Zil Kaldı Örtmenim” Filiz Aygündüz
Uzun zamandır tatildeyim. Bol kitap okudum. Onları paylaşmak istiyorum sizinle. İnanın ilginizi çekecek.
Tatil okumalarım için bekleyen kitaplarımdan biri “Kaç Zil Kaldı Örtmenim”. Kitabın adı ve kapaktaki tebeşirle yere çizilmiş şekil ilgimi çekti ilkin.
Filiz Aygündüz, 1971 yılında İstanbul'da doğmuş genç yazarlarımızdan. Mimar Sinan Üniversitesi,Fen Edebiyat Fakültesi, Matematik Bölümü mezunu. Çeşitli liselerde matematik öğretmenliği yapmış. Gözlemleri yaşamından.
İki Dil Bir Bavul , filmini izler gibiydim yer yer romanı okurken.
Diyarbakır'ın Silvan ilçesine atanan 23 yaşındaki her istediğine ulaşmış varsıl Filiz'in öyküsü. Sadece Filiz mi anlatılanlar? Doğuyu, farklılıkları, kimlikleri, ölümü, eğitimi, öğretmeni, aşkı anlatıyor Matematik Öğretmeni, Gazeteci, Filiz Aygündüz.
Gitmediği, görmediği “uzaktaki köy” gerçeğini zaman zaman ağlayarak, kimi gülerek, bazen de kızarak okudum. Anlatımı yalın ve film izler gibi akıcıydı. Konu öğretmen, öğrenci, aşk, dil evrenseli olunca kitabın bittiğini anlayamadım bile.Yöreye dair yaşam korkusu, ölümün ne zaman nereden nasıl geleceğinin bilinmemesi, her an pusuda oluşu; dil, gelenek, görenek, farklılığı nedeniyle Filiz Öğretmenin yaşadıkları; evrensel değer olan küçücük çocukların umutları, karşılıksız sevgileri ve yöre halkının konukseverliği hemen sayfaların arasına çekiyor, “oralı”laştırıyor.
Meheme karakteri de etkiliyor beni. İlk anda köyün delisi olarak görünüyor; ancak yazar inandığı doğruları onun aracılığıyla söyletir gibidir. Meheme'ye Türkçe sorduğunda yanıt vermez Kürtçe sorduğunuzda ise Türkçe cevap verir. Siyasi söylemlerin ötesinde barışçıl bir tavırdır Meheme.
Çalıkuşu Feride olur bazı sayfalarda Filiz Öğretmen.
Romanın en başında karşılaştığımız çocuklar, ikinci sınıfa gidiyorlar, “Ey büyük Atatürk” dememek için, “Ey büyük Allah” diyorlar, Türkçe bilmiyorlar ve okuyamıyorlar. Sabırlıdır, hoşgörülüdür bunlara karşı, İstanbul'dan Diyarbakır'a giden Çalıkuşu Filiz Öğretmen.
“Duyduğum ilk Kürtçe kelime “gel” anlamına gelen were”…
Kafa karışıklığı. Ne yani, burada insanlar, anlamadığım bir dilden mi konuşuyor?
Birkaç saat önce yerliyken birkaç saat sonra yabancıydık; aynı ülkenin sınırlarında.
Sırf insanlar anadillerini konuşuyorlar diye…Tuhaf bir kızgınlık duyuyorum.
Anlamamaktan.
Dilin yoksa yalnızmışsın meğer.”