Okulda Öğrencilere Uygulanan Doldurmalı Anketlerdeki İlginç Yanıtlardan Seçmeler


Ben…bir büyücü olsaydım zamanı durdururdum ve çevreyi yaşanır hale getirirdim. Sapla samanı ayırıpda her şey tam olunca tekrar zamanı kaldığı yerden devam ettirirdim.
Ben… küçükken çok yaramaz ve çapkınmışım.
Ben… küçükken çok küçüktüm.
Ben… küçükken çok küçüktüm.
Ben… küçükken çok deli bir kızmışım.
Ben… Bilemiyecem.
Ben… çirkin ve h… gözlü bir insanım.
Ben… her zaman, ama her zaman erkeyim.
Ben… büyüyünce ADAM olacağım. -bir kız-
Ben… çok yakışıklı ve seksi biriyim. Ama beni kimse takmıyor.
Benim en iyi… HEPSİ ÖĞRETMENİM. Bana göre okul… un düzeni bozuk.
Bana göre okul… çok yararlı ve faydalı bir yerdir. Ayrıca kız bakımından da faydalı bir şey.
Ben… hayvanları çok seviyorum. Özellikle tavuk kızartmasına bayılırım.
Arkadaşlar… kavga etmeyin!
Arkadaşlar… her zaman kötü arkadaşlardan iyidir.
Eskiden… İnsanlar cahil ve pasaklıydı.
Eskiden… çok güzel günler yaşıyordum. bu sıralar çok mutsuzum. Bütün dünya habire üstüme gelip gelip duruyor.
Elimden gelseydi… Bir öğretmen dö… ama olmazki.
Elimden gelseydi… herkese yardım eder, ardıma koymazdım.
Elimden gelseydi… Eğitimi egitirdim.
Elimden gelseydi… Milli Eğitim bakanını deyiştirirdim ve onu kuytu bir köşeye oturturdum.
Elimden gelseydi… Fen öğretmenini okuldan kovardım. Sonra okul müdürünü de okul dışı ederdim. Böylece okulumuzu mis gibi yapardım.
Başkalarına göre ben… möyüm!..
Tahsilimi bitirirsem… Nerde?..
Tahsilimi bitirirsem… bol bol ense yapacam.
En korktuğum şey… bazı hayvanlar.. örneğin NİHAT, YAVUZ gibiler.
Kurtulmak istediğim şey… o hariç her şey.
Kurtulmak istediğim şey… bir şeyi bırakmam, ama söylemem…
En korktuğum şey… Hayallerimin gerçek olması.
En korktuğum şey… Tahsilimin yarım kalması, yarım yamalak bir insan olmak.
Vücudum… 90-60-90 Ama kıllı.
Vücudum… Çok sıhhatli ve afiyeti üzerindedir.
Vücudum… ?
Yalnız kalınca… Vallahi hocam naptığımı söylemem.
Hayatın en kötü tarafı… her şeyin gerçek olduğudur.
Hayatın en kötü tarafı… bütün kapıların yüzüme kapandığı zaman ve hiç açık kapı bulunmamasıdır.
Bazen babam… Bana kızar, ama ben ona hiç kızmam. Kızarsam dövebilir… Belli olmaz.
Bazen babam… beni okşar, yani döver.
En büyük sevincim… Arkadaşlarımın bana baba demesi, en büyük üzüntüm, bazı arkadaşlarımın bana iskele babası demesi.
Kurtulmak istediğim şey… Yok ama… Babaannemin çenesi.
Başkalarına göre ben… çok allahlık bir yaramaz parçasıyım. Olsun yinede…
Yaşamak istediğiniz yer… Fare olmayan her yer yaşamaya değer ve güzeldir.
Bazen babam… İyi, bazan da kötü olabilir. Ama yinede o benim babam yinede napabilirim ki?
Bazen babam… kovalar, yakalarsa hırpalar.
Bazen babam… beni çok över, bazanda kovalayıp bir miktar döver. Ama olsun yinede babam babamdır.
Annemi severim ama… onun yani annemin beni sevmesine bağlı.
Annemi severim ama… İki tane var. hangi birini seviyim ki?
Canım sıkılınca… Huysuzluk yaparım, artistlik yaparım.
Annemi severim ama… Terlikle beni kovalamasını sevmem.
Annemi severim ama… Bulaşık yıkattığı zaman asla…
Okulda… yaramazlık yaparım ve çapkınlık tabiki.
Cezalar ve yasalar… ın Allah cezasını versin.
Cezalar ve yasalar… Cezalar iyi bir şey deyil, yasalar sıkıcı ve nefret.
Okuldaki noksanlıklar… Okulun hepsi noksan, öğrenci ve öğretmenlerimizde noksan. Okulun hepsi Allaha emanet.
Okuldaki noksanlıklar… doğru düzgün birşey yokki.
Okuldaki noksanlıklar… Sınıf duvarlarının çatlakları, malzemeden çalmışlar. Tuvaletlerin hali, ayrıca okul memlekete cevap vermiyor. Dahada varda boşver.
Ben… Allahlık bir yaramaz parçasıyım.
Elimden gelse… dünyayı elimin içinde tutmam.
Elimden gelse… her şeyi elimin tersiyle iterdim.
Elimden gelse… Okul müdürünü… yok ben bir şey yapamamki malesef.
Sınıfta… Kalacam galiba.
Sinirlerim… Babamınki yanında hiç kalır.
Sinirlerim… hep tepemin üstünde durur hiç ordan gitmezler.
Büyükler… Bir fener gibidirler, hep bize yol gösterirler, ışık tutarlar, sıcaklık verirler, harçlık verirler.
Büyükler… küçükleri küçük sanıp küçümsüyor, oysa öyle mi?..
Annemi severim ama… Annem—Dır Dır—başımın etini yiyip bitiriyor.
Annemi severim ama… yine de severim.
Annemi severim ama… Kızmasa…
Annemi severim ama… hayır hiç bile.
Büyükler… her zaman küçük çocukları küçük görürler.
Büyükler… kendini fazla büyük görüyor.
Beceremediğim şey… hepsini beceriyorum.
Beceremediğim şey… El işidir -solağımda-
Hayatım… Henüz asfaltlanmamış bir yol gibi engebeli ve toz buhran içinde devam edip gidip duruyor.
Hayatım… hep yerinde sayıyor.
Öğretmenler… El feneri gibi etrafını aydınlatıyor pili bitince şıp diye söner.
Öğretmenler… çok iyidir, ama dövmeseler.
Öğretmenler… Bazan oh bazan öf.
Yaramazlık yaptığım zaman… Acayip dayak yiyorum, her tarafım başka başka morarıyor.
Yaramazlık yaptığım zaman… Keyfime diyecek yok sonu dayak olmasa.
Bir türlü unutamadığım… üç yaşında balkondan düşüşümdür.
Kendini özgür hissediyor musun?.. Bu o anki şartların genel durumunun özel şartlarının o anki dururmuna bağlı.
Çevreyle ilişkilerin… fazla iyi deyil, bazan apartmanı ben süpüryorum.
Kendini özgür hissediyor musun?.. hisetsem nolacakki kendimi özgür hissetmeme babam izin vermezki…
Kendini özgür hissediyor musun?.. yeteri kadar değilse bile yinede evet… belki olabilir, galiba özgürüm, sınırsızca olmasa da yani…
Kendini hayata hazır hissediyor musun?.. Hissetmiyorum, ben daha ufağım. Hayata yeterince hazırlanmadım.
Sorunların için çabalıyor musun?.. Eh. Evet çabalıyorum, yapamıyorum, bütün gücüm bile yetmiyor.
Sorunların için çabalıyor musun?.. Tabiki çabalıyorum, asla oluruna bırakmam bolca çabalıyorum.
Çevreyle ilişkilerin nasıl?.. çok iyidir. Çevremiz temiz ve sağlıklı olursa bizde daha mutlu oluruz. Onun için çevremizle içli dışlı olmalıyız. şahsen ben böyleyim.
Ankette olmayıp söylemek, eklemek istediğiniz birşey var mı?.. Var tabiki… Mutluluk barış ve sağlık hep bizden yana olsun. Bir kuş gibi uçup gitmesinler. En önemlisi sevgi… Nasıl bir balık sudan çıkınca yaşayamazsa insanlarda sevgisiz yaşayamazlar, gerekirse yaşamamalıdırlar.

Sonsöz
Yazılı sorularına verilen yanıtlardan oluşan bu ilginç kitabı okuyunca birkez daha hayıflandım. Hayıflandım çünkü birkez daha büyüklerin biraz da küçümseyerek çocuk adını verdikleri insanların bakış açısıyla yeniden bu dünyayı, bilgilerini, kurallarını, insan ilişkilerini görmek isterdim…
Çünkü büyükler çocukluktan uzaklaştıkça güvenceli ve risksiz bir hayat yaşamak için boğucu bir mantığın içine giriyor. Girince de ironi ve alay duygusunu yitiriyorlar. Ama çocuklar bu mantığı reddediyorlar. İşte Lise 1’den Sevda, Terliksi hayvan ne demektir? sorusuna hiççekinmeden ve gayet ciddi; terlik giymeden dolaşıp duran değişik türdeki hayvandır, diyor. Buradaki çocuksu bakış açısı bize şunu öğretiyor. Çocuklar herşeyi biliyor, öyle ki bilmezlikten gelerek bunu bize mizahi yani oyunbozucu anlamda kanıtlıyorlar.
Örnek mi? İlkokul 5’ten Haydar, Peygamberimize Kitap nasıl inmiş sorusuna; Peygamberimizin babası Abdullatip kitapçıdan almış. Peygambere vermiştir, diye yanıt veriyor.
Büyükler kurallar ve bilgiler icat ederler ve bunların çok önemli olduğuna hemen kendilerini inandırırlar. Oysa bu kuralların ve bilgilerin çok önemli olduğu çocuklara pek de anlamlı gelmez. Onlar bu çoğu kez önyargılarla çerçevesi sınırlanmış kuralları ve bilgileri önce hayal dünyalarının ve o müthiş sezgilerinin süzgecinden geçirip öyle değerlendirirler. Size sorarım mübarek geceler hangileridir? Yoo öyle değil işte. İlkokul 5’ten Serpil, Kına Gecesi, Gerdek Gecesi ve Dolunay Gecesi diye üçe ayırıyor ve böylelikle büyüklerin bilgi ve mantık formunu alt üst ediyor… Bu kitabı okuyunca çocukluğuma birkez daha dönmeyi çok istediğimi anladım. Büyüklerin hayalden yoksun mantığıyla, ironi ve alaydan uzak hayatlarıyla alay etmeyi, kuralları ters yüz edip, yasaklara nanik yapmayı çok özlemişim…
Bu kitabın hazırlanmasında emeği geçen herkese, içimizdeki o hala direnen çocukluğumuz adına minnet duymamız gerekiyor…

Cezmi Ersöz