Çocukların okul ve sınav başarısızlıklarının temelinde, yetersizliklerinden çok duygusal problemlerinin yattığı, bunun çözümünde ebeveynlere önemli görevler düştüğü bildirildi.
Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Oğuz Kutlu, yaptığı açıklamada, çocukların okulda ve sınavlarda başarılı olabilmelerinin, iç dünyalarının çok sağlam, huzurlu ve güçlü olmasıyla sağlanabileceğini söyledi.
Çalışmalarını sürekli erteleyen, kötümser, tembel, sıkıntılı ve bezgin bir öğrencide, büyük bir olasılıkla motivasyon eksikliği bulunduğuna dikkati çeken Kutlu, "Ancak, bu sorun bilinçli bir yaklaşımla rahatlıkla çözümlenebilir" dedi.
Öğrencilerin ders çalışma ve öğrenme motivasyonlarının artırılmasında, ana-baba ve öğretmenlerin yapabilecekleri pek çok şey bulunduğunu ifade eden Kutlu, şunları kaydetti:
"Motivasyonu etkileyen en önemli faktör, aç-susuz ve uykusuz olunmaması, fiziksel ortamın uygun sıcaklığı, kişinin kendisine güvenmesi, çevre tarafından kabul edilip sevildiğini ve sayıldığını hissetmesidir. Bu temel ihtiyaçlar karşılanırsa öğrenme ve bilme ihtiyacı daha kolay ortaya çıkar."
Fayda Yerine Zarar Veren Davranışlar
Kutlu, ebeveyn ve öğretmenlerin çoğu kez bilinçsiz bir yaklaşım nedeniyle çocuğun motivasyonunu artırma yerine daha da azalttıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Örneğin öğrenciye, 'sen kendin için çalışıyorsun, benim için değil' denilmektedir. Bu sözler gerçekten de çok kullanılan alışılmış mesajların başında gelir. Ancak bu aslında hiçbir zaman kullanılmaması gereken, öğrencinin tüm azmini yok eden bir ifadedir. Çocuklar, bunu bir dışlanma ve reddedilme olarak algılar. Motive etmenin yolu 'başarabilirsen, bunda katkım olduğu için çok mutlu olacağım ve seninle gurur duyacağım' şeklinde olmalıdır. Çünkü, herkes başarılarının verdiği mutluluğu yakınlarıyla paylaşmak ister."
Çocukların okul ve sınav başarısızlıklarının temelinde, onların yetersizliklerinden çok, duygusal problemlerinin yattığını anlatan Kutlu, şöyle konuştu:
"Çocukların okulda ve sınavlarda başarılı olabilmeleri, ancak iç dünyalarının çok sağlam, huzurlu ve güçlü olmasıyla mümkündür. Güvensizlik, çocuğun çalışma gücünü, öğrenme kapasitesini ve cesaretini yok eder. inanmak başarmanın yarısıdır. 'Başaramam' diyen bir çocuğun başarma şansı ise yok denecek kadar azdır. Çevrenin övgüsü, öğrenci motivasyonu için iyi bir kaynaktır."
internetten