ÖLÜMSÜZLER – İMMORTAL VE THESEUS'UN HİKÂYESİ * Haydar Aksakal

16.09.2013 / 00:00

“Bütün insanların ruhları ölümsüzdür. Ama dürüst olanların ruhları ölümsüz ve ilahidir” Sokrates'in bu sözü ile başlıyor Ölümsüzler (İmmortals) filmi ve Theseus'un hikayesi…

İnsanoğlu ve canavarlar olmadan önce gökyüzünde büyük bir savaş vardı. Ölümsüzler ve Titanların savaşı…

Yönetmenliğini Tarsem Singh Dhandwar, yapımcılığını Mark Canton, Ryan Kavanaugh ve Gianni Nunnari'nin 2011 yılında yaptığı 110 dakika süren, 3D teknolojisiyle İngilizce ve Yunanca çevrilen renkli filmde Henry Cavill, Stephen Dorff, Luke Evans, Isabel Lucas, Kellan Lutz, Freida Pinto ve Mickey Rourke rol aldı. Filmin bütçesi 80-120 milyon dolar.

Filmin konusu Kral Hyperion döneminde antik Yunan'da geçer, bir zamanlar asla ölmeyeceklerini düşünen ölümsüzler, öldürme güçleri olduğunu keşfettiler. Bu savaşta akıl almaz bir güce sahip bir silah kayboldu.

Kazananlar kendilerini Tanrı ilan etti. Kaybedenler Titanlardı…

Bir zamanlar asla ölmeyeceklerini düşünen ölümsüzler, Titanlar Tartarus Dağları'nda sonsuza dek hapsedildiler. Aradan asırlar geçti. Büyük savaş hafızalardan silindi. Bir zaman var olan kötülükler tekrar ortaya çıktı…

Titanlar, istedikleri koordinata girebilen, ömürleri 1.000-1.500 yıl arasında değişen bedensiz varlıklar. İstedikleri an, istedikleri yerde bedenleşerek görülürdü. İnsanlardan önce yaratılmış ve bir dönem insanlarla beraber yaşamışlar, onların işlerine karışmışlardı…

Güçlü, kuvvetli insanlar ve kahramanlar da yaratılmış, kendilerini kral ve Tanrı ilan etmişler, onlarda tanrılar gibi ölümsüz olmak istemişlerdi.

Kral Egeus'un oğlu Thesus, “Bizler yasalara ve kurallara dayanan bir toplumuz. Barışı temsilen zeytin dalı taşıyoruz. Yaptıklarımız ölümsüzlüktür. Bedenlerimiz değil. Çocuklarınız için, geleceğiniz için savaşın, kaçmayın” diyordu.

Antik Yunan'da geçen filmde, Prens Theseus kötü güçlere karşı savaşır. Mickey Rourke'nin canlandırdığı Titan Hyperion insanlığa savaş açar. Hyperion, Savaş Tanrısı Ares tarafından üretilen efsanevi ve güçlü silah Epirus Yayı'nın peşindedir. Bunu ele geçirirlerse Titanlar hapsedildiği Tartarus Dağı'ndan kurtulacaktır. Tanrılar tarafsız olmasına rağmen, Tanrı Zeus toprağı ve Tanrıları koruma görevini Theseus'a vermiştir.

Theseus Atina'nın efsanevi kralıdır. Babasının Egeus veya Poseidon olduğu söyleniyor. İyonya'nın kahramanlarından birisiydi. Atinalılar onu reformcu ve Attika'nın siyasi bütünleşmesini sağlayan kişi olarak kabul ediyorlardı.

Söylencelere göre Atina Kralı Egeus, çocuk sahibi olmak için Troezen kralının kızı Aethra ile evlenir. Kraliçe Aethra, serinlemek için girdiği denizde Denizler Tanrısı Poseidon'dan hamile kalır. Kral Egeus, doğumu beklemeden Atina'ya dönerken kılıcını ve sandaletini dev bir kayanın altına bırakır. Çocuğu büyüdüğünde, hanedana mensup olduğunu ispatlamak için bunları almasını eşi Aethra'ya anlatır…

Theseus, gençlik dönemine geldiğinde kayayı kaldırır, babasının emanetlerini alır. Annesi Theseus'un gerçek kimliğini açıklar. Zorlu bir yolculuktan sonra Atina'ya ulaşır. Babasına gerçek kimliğini açıklamaz. Egeus'un eşi Medea, Theseus'un kendi oğlu Medus'un yerine kral olmasından endişe duyar, Theseus'u tehlikeye atmaktan çekinmez; Maraton boğasını öldürmesini ister. Theseus boğayı yakalayıp, Atina'ya getirir ve kurban eder. Üvey anne Medea bu sefer Theseus'u zehirlemeye karar verir. Son anda Egeus kılıcı ve sandaletleri görerek, Theseus'un kendi oğlu olduğunu anlar…

Theseus, Girit'e gönüllü olarak gider, öküz başlı canavarı öldürür. Minos Kralının kızı Ariadne ona aşık olur. Theseus, babasına eğer muzaffer olursa, dönüşte beyaz yelken açarak geleceğini söylemiştir. Atina'ya doğru yola çıkar, mola verdikleri Nakşa Adası'nda Ariadne, adada kaybolur. Unutkanlık devam eder, Atina'ya yaklaştığında Beyaz Yelken açmayı unutur. Babası oğlunun başına bir felaket geldiğini düşünerek denize atlayarak intihar eder…

Ege Denizinin adını bu olaydan aldığı söylenir. Theseus bu trajik olaydan sonra Atina kralı olur ve Amazon kraliçesi Antiope ile evlenir.