Nisan Esintileri

Nisan; baharı, doğanın yeniden uyanışını müjdeleyen bir ay. Dicle Köy Enstitüsü çıkışlı Yazar Osman Şahin; “Ben Köy Enstitüleri’ni, bozkırda çalınan Vivaldi müziğine benzetirim hep. Bitmez tükenmez baharların, mevsimlerin bozkıra gelişini müjdeleyen Vivaldi müziği…" diyerek, bahar ve 17 Nisan Köy Enstitüleri’nin kuruluşu arasındaki ilişkiyi anlamlaştırır.
Bu yıl ülkenin her bir köşesinde coşkulu Köy Enstitüleri’nin 70. Kuruluş Etkinlikleri düzenlendi. Yerel yönetimler, demokratik kitle örgütleri ve bazı üniversiteler bu kutlama imecesine katıldılar.
Kastamonu Üniversitesi 14-17 Nisan tarihleri arasında bir Cumhuriyet Üniversitesi sorumluluğu ile Kastamonu'da “Kuruluşunun 70. Yılında Bir Toplumsal Değişim Projesi Olarak Köy Enstitüleri” başlıklı bir sempozyuma imza attı. Kastamonu Üniversitesi daha önceki yıllarda da Rıfat Ilgaz'ı irdeleyen bir sempozyum düzenlemişti. Yaklaşık 75 bilimsel bildirinin tartışıldığı sempozyum, Köy Enstitüleri’ni irdelemek ve enstitü düşüncesini günümüze taşımak anlamında önemliydi. Bildirilerden oluşan sempozyum kitabı da, önemli bir kaynak olarak yayınlanması, eğitim ve kültür dünyamıza önemli bir katkı oldu. Kastamonu Üniversitesi’nin aydınlık rektörü sayın Prof. Dr. Bahri Gökçebay ve çalışma arkadaşlarına, bu satırlardan Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği (YKKED) ailesi olarak teşekkürlerimizi iletmeyi bir borç bilirim. Sempozyum onur konuğu, Server Tanilli'nin rahatsızlığı nedeniyle katılamadığı sempozyumda Rektör sayın Gökçebay, 14 Nisan 2010 tarihinde üniversitenin konferans salonunda yaptığı açılış konuşmasında, üniversiteye gelen öğrencilerin düşüncelerini özgürce ifade etmekte sorunlar olduğunu, tartışmadıklarını, düşünmediklerini, soru sormadıklarını ifade ederek; “1946 -1947 yılında Köy Enstitüleri’ni kaybettik, aynı zamanda bağımsızlığımızı kaybettik, eğer köy enstitüleri 15-20 yıl daha devam etseydi her köşesinde kültür kokan bir üniversite olurduk” diyerek, enstitülere yönelik değerlendirmesi anlamlıydı.
17 Nisan 2010 günü Balçova Belediyesi ve YKKED işbirliği ile Ekonomi Üniversitesi konferans salonunda, yaklaşık bin kişinin katılımıyla coşkulu bir 70. Yıl Kutlaması yaşandı. Ürettiği “semt evleri projesiyle” ve insana dair diğer projelerle göz dolduran çalışmalar yapan Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya'nın konuşmasıyla başlayan toplantıda, önce YKKED-2010 Aydınlanma Onur Ödülü; aydın, demokrat çizgisiyle aydınlanma düşüncesini tiyatroya, sanata taşıyan sayın Genco Erkal'a verildi. Genco Erkal teşekkür konuşmasında, Köy Enstitüleri’nin neleri başardığını özetleyerek alkışlar arasında; “…Bugün o dönemin yıpranmış, soluk fotoğraflarına baktığımızda karşımıza çıkan, bizi heyecanlandıran o yoksul, ama onurlu, özgüven sahibi, geleceğe umutla bakan o pırıl pırıl çocuklar, delikanlılar, genç kızlar, yanı başlarında duran aydınlık yüzlü öğretmenleriyle nasıl bir geleceğin habercisiydiler? Bozkıra atılan tohum tuttu, yeşerdi, çoğaldı, bereketli ürün verdi. Kısa sürede inanılmaz başarılar gerçekleştirdi. Yaşamın her alanını aydınlatan eğitimiyle, özellikle kültür ve sanata, edebiyata, müziğe, tiyatroya önem veren Köy Enstitüleri, nitelikli, yürekli ve öncü bir öğretmen ordusu yetiştirmenin ötesinde, edebiyatımıza taze bir soluk getiren nice önemli yazar ve düşünürü de ortaya çıkardı… Köy Enstitüleri’nin ülkesinde, töre cinayetleri var olabilir miydi? Türban diye bir sorundan söz edilebilir miydi? Gençlerimize belli cemaatler, tarikatlar el koyup, onları diledikleri gibi eğitebilirler miydi? En önemlisi, aydınlanmış bir Türkiye'nin bilinçli yurttaşları, bugünkü gibi bir iktidarı oylarıyla baş tacı ederler miydi? Sonuçta, her şey eğitime dayanıyor. Karanlıkları savunanlar, Cumhuriyet’in temel kurumlarını ele geçirme savaşımlarını, artık gizlenmeye gerek duymadan sürdürüyorlar. Çok da başarılı olduklarını kabul etmek zorundayız. Üstümüze çöken bu karanlığı, ne pahasına olursa olsun parçalayıp yok etmek, en temel görevimiz olmalıdır. Bu doğrultudaki çalışmalarını dikkatle ve beğeniyle izlediğim Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği’nin bana verdiği Aydınlanma Onur Ödülü'nün, bu nedenle benim için özel bir anlamı var. Beni yüreklendirdiniz, gücüme güç kattınız. Çok teşekkür ederim. Adana'dan geliyorum. Gaziantep, Antakya ve Mersin'i de kapsayan Güneydoğu turnesini tamamladım. Buradan ayrılıp, akşam İstanbul'daki oyuna yetişeceğim. Yorulmak yok, yola devam. Nâzım Hikmet'ten ‘Kerem Gibi'yi oynuyorum şu sıralar. Büyük ozanın dediği gibi: ‘Kül olayım Kerem gibi yana yana/ ben yanmasam/ sen yanmasan/ biz yanmasak/ nasıl çıkar/ karanlıklar aydınlığa…” değerlendirmelerini yaptı. Toplantıda YKKED Mandolin Ekibi konseri, Oğuz Makal'ın hazırladığı “Ülkeyi Kucaklayan Adam, İsmail Hakkı Tonguç” belgeseli de ilgiyle izlendi.
İzmir'de Aliağa, Çiğli, Bayraklı ve Bornova Belediyeleri ve YKKED işbirliği ile birlikte önemli 70. Yıl kutlama panelleri yapıldı. Bu panellere yurttaşlarımızın ve ileri yaşlara sahip olmalarına rağmen, enstitülü büyüklerimizin katılımı anlamlıydı. En renkli kutlama, 18 Nisan 2010 Pazar günü Manisa Gülbahçe Köyü’nde gerçekleştirildi. YKKED-Manisa Şubesi, Gülbahçe Köyü'nün taşımalı eğitim nedeniyle kapısına kilit vurulmuş okulunun önünde, yaklaşık 500 kişinin katılımıyla enstitülerin anlamına yakışan bir şenlik gerçekleştirdi. Gülbahçe Köyü'nün emekli öğretmeni, çalışkan bayan muhtarının ve 1957 yılında köyde okulu ilk olarak açan enstitülü Naci Duygulu öğretmenin emekleriyle köyde zeybeklerle, şiirlerle, türkülerle Köy Enstitüsü şenliği düzenlendi ve taşımalı eğitimin kaldırılması talep edildi. Şenliğe Gülbahçeli hanımlar gözlemeleri, sarmaları, kurabiyeleri, tatlıları ve pişirdikleri keşkekle katılarak, imeceye omuz verdiler.
70. Yıl etkinlikleri; Köy Enstitüleri’nin kent enstitüsü, emek enstitüsü, kalkınma enstitüsü vb. gibi isimlendirilmelerle günümüzdeki karşılığını arama çalışmalarının yoğunlaşması anlamında, üretkendi.
Tüm bu etkinlikler Köy Enstitüleri düşüncesinin yüreklerde, beyinlerde, belleklerde kapanmadığını, yaşadığını göstermesi anlamında önemliydi.
Enstitülerin yaktığı aydınlanma ışığı sönmeyecek…