Nihat Behram * Bedriye Aksakal

26 Ocak 2011 günü, Salihli'den öyle bir şair geçti ki, şiirlerini okurken, onun acısı bizim acımız oldu. O şiir okurken, ıstırabı bizim ıstırabımız oldu. O şiir okurken, düşüncelerimiz allak bullak oldu. O şiir okurken, içindeki tüm hazineleri, şiir severlere verdi.
O sahnedeyken bir ilah gibiydi. Dile getirdiğim kişi şair Nihat Behram. Balzac der ki: “Şiir demek ıstırap demektir. Başka bir düşünür de: Şiir yalnızlığın dostudur.
Sahnede Nihat Behram. Yüreğinde özlem, “Hayatın Şarkısı” var. Şairin yüreğinde: “Ser verip Sır Vermeyen Bir Yiğit” var. Behram'ın yüreğinde: “Acının ve Umudun Rengi” var. Onun yüreğinde: “Darağacında Üç Fidan” var. Ve onun yüreğinde: “Göğsü Kınalı Serçe” var.
Nihat Behram 68 kuşağın en önemli şairlerindendir. Onun şiirlerinde ,Refik Durbaş'ın dediği gibi:
“Onun şiiri gerçekten'yalın bir yüreğin' şiiri. Duyarlı, duygulu? Bu duyarlık ve duygunun harmanında aşk da var, doğa ve yaşama sevinci de? Öfke de? Duygunun harmanında halk şiirinin, manisinin, söylencesinin gül kokulu renkleri?”
Nihat Behram'ın şiirinde öfkenin yanı sıra, coşku ve umut da vardır. Yarın da vardır. Veysel Çokak'ın dediği gibi:
“Ona göre sözcükler, dizeler kadar, şairin mekanı eylemli olanların yanıdır; değişen ve değiştiren şair tipinin yanındadır. Kendisi de öyledir. Militan şiir militan şair buluşmasını gözetir. Şiire özne olmak yetmez Nihat Behram'a göre. Yaşamın da öznesi olması gerekir?”
Nihat Behram,kendi kuşağını öyle güzel yansıtır ki şiirlerinde. Otuz yıldır : “militan şair çıkışları ve politik tavırları ile yankı uyandırıcı”dır şair.
Behram şiirlerini okurken, gençliği ve inancının içtenliği vardı. O dizelerle anlattı kendisini. Hem de resim çizerek. Ve 40 yıla aşkın onca kitabı yayımlanmış. Şiirlerinde bir dönemi durmaksızın dizelerinde yansıtmış şairin on yedi yıl vatan özlemiyle yaşaması hep şiirlerinde vardır. Şiirlerinde kavga- umut ve doğa vardır:

Şu dünyadan geçerken, yalnızca
suya toprağa ve havaya taptım kulu olarak,
şarkısı ruhumda alazlandıkça
daha da yoğunlaştı
yağan kara, tutan köke, öten kuşa inancım;
narda saydım sevinci, taştan sordum direnci,
döne döne aradım kendimi her tınıda
sonunda tomurcuğun sesini duydum
gülüşünü gördüm kelebeğin çiçekte
kehribardan dalgaların ıslığını dinledim,
dağda açan çiğdemden, dala düşen kiraza
derecikten deryaya, meltemden boraya kadar
baygın olmam, vurgun olmam
saygın olmam bundandır,
bir de goncalar var, bebeler var, kuzular var.
Bizleri, yıllardır şairlerin dünyasında dolaştıran, Salihli Belediye Başkanı Mustafa Uğur Okay'a ve sanat ekibine bir kez daha teşekkür ediyorum. İyi ki varlar. İyi ki dirençli şairlerimiz var. Ne diyor bir düşünür:
“Bir ülkede şairler susarsa o ülke yok olmaya mahkumdur.” İyi ki ülkemde Nihat Behram gibi şairlerimiz susmuyor?